Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
sultandogru
sultandogru

Melankolinin Melodisi: “Ondörtlünün Şarkısı” Üzerine

Yorum

Melankolinin Melodisi: “Ondörtlünün Şarkısı” Üzerine

( 2 kişi )

2

Yorum

2

Beğeni

5,0

Puan

404

Okunma

Melankolinin Melodisi: “Ondörtlünün Şarkısı” Üzerine

Melankolinin Melodisi: “Ondörtlünün Şarkısı” Üzerine

“Ondörtlünün Şarkısı”, geleneksel Türk şiirinin musikisini modern bir lirizmle birleştiren; aşk temasını derin bir hüzün, varoluşsal bir sarsıntı ve içsel çözülüşle işleyen bir metin olarak dikkat çekiyor. Şiir, aşkı romantik bir duygu hâlinden çıkarıp neredeyse duygusal bir çöküşe, yoğun bir tutkuya ve içe çöken bir hezeyana dönüştürür. Lirik benin yıllara yayılan yaraları, tutkuyu yangına çeviren eski mazmunlarla modern imgelerin iç içe geçtiği atmosfer, okuru hem geleneğe hem de içsel bir âleme çağırır.

Şiirin sonunda beliren “ondörtlü” imgesi ise, bütün bu birikimin somutlaştığı merkezdir. Final, sadece bir kapanış değil; şiirin tamamını yeniden okutan güçlü bir kırılma anıdır.

1. Melankolinin İnşası: Bir “Müptelalık” Olarak Aşk

Şiir, başından itibaren “arayışın tükenmişliği” ve “seçilmiş bir yenilgi” atmosferi içinde ilerler. Lirik ben, “bir hayalin peşinde” yıllarını tüketmiş, “belaları kendine elleriyle seçmiş” ve kaderine kendi rızasıyla ağır bir gölge düşürmüştür. “Kaybolmuş gelecek” ile “unutulmuş geçmiş” arasında sıkışmış bir "şimdi", onun için bir yaşam alanından ziyade bir acı mekânı hâline gelir.

Bu melankoli, pasif bir hüzün değil; alışılmış, kanıksanmış ve neredeyse kişiliğe dönüşmüş bir hâlin dışavurumudur:
“Aşina olduğumdan çilelerin özüne
Gam çekmekle tükenmez dert yanıma kâr kalır.”

Bu dizeler, acının geçici olmaktan çıkıp öznenin karakterinin temel bileşenine dönüştüğünü gösterir. Şairin “Melankolik bir derde müptela olduğumdan” ifadesi, Fuzuli’nin “Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib” mısralarını çağrıştırır. Bu ton, acının artık bir misafir değil; lirik benin evinin sakinlerinden biri olduğunu hissettirir. Geleneksel iç sızısı burada modern bir iç çekişle buluşur.

2. Geleneksel Mazmunların Modern Yüzleri

Şiir, Divan ve Halk şiirinin köklü mazmunlarını taşır: gül, bülbül, yıldızlar, hazan, yangın, eylül hüznü… Ancak bu imgeler nostaljik bir tekrar değil; modern bireyin ruhsal çatışmalarını yansıtan dönüştürülmüş göstergelerdir.

“Eflatun gecelerin yaldızlı yakası”, “yakut renkli yağmur damlası”, “pırlanta saçlar” gibi dokunuşlar, geleneksel imgeleri güncel bir duyarlıkla yeniden yorumlar. Bu imgelerin parlaklığı, hemen ardından gelen “tutuşmuş şakaklarım” gibi ifadelerle zıtlık içinde parlayarak lirik benin iç yangınını görünür kılar.

Belki de en etkileyici an, saklanmış duyguların kaçınılmaz biçimde açığa çıktığı dizelerdir:
“Kızıl bir hızma gibi görünse de ağlamam
Ele verir gözyaşım gizlediğim yüzümü.”

Dışarıdan sakince parlayan bir imgenin içerdeki yarayı ele vermesi… Bu karşıtlık hem geleneğin duygusal kodlarıyla hem de modern psikolojinin iç görüleriyle konuşan güçlü bir imgedir. Modern insanın güçlülük maskesinin ardındaki kırılganlığı gösteren zarif bir çatlak.

3. Biçimsel Gösterge: 14 Rakamının Yapısal İronisi

Şiirin yapısal anahtarı bilinçli bir tercihle "14" rakamı üzerine kurulmuştur. Bu rakam, metni sarmal şekilde kuşatır: Şiir 14 dörtlükten oluşur ve her mısra 14’lü hece ölçüsüyle (7+7 duraklı) yazılmıştır.

Bu biçimsel kasıt, derin bir yapısal ironi barındırır. Geleneksel şiirde 14 sayısı, "ayın on dördü" (dolunay) ile sevgilinin yüzünün güzelliğini, kemâlini ve kusursuzluğunu simgeler. Şair, bu kadim "güzellik" ve "mükemmellik" kodunu ödünç alır ancak onu tamamen tersine çevirir. Şiirin adını taşıyan “ondörtlü” (silah) sözcüğü, metnin finalinde, tam da o 14 hecelik düzenli ritmin içinde patlayarak; geleneğin "güzellik" imgesini modern bir "şiddet" ve "eylem" imgesiyle yıkar.

Böylece hecenin düzenli ritmi ve melodisi, son dizelerdeki şiddetli imgenin dramatik etkisini daha da yoğunlaştıran tezat bir arka plana dönüşür.

4. Final: Kozmik Bir Eylem Olarak “Gözü Karalık Lirizmi”

Şiirin doruk noktası ve tüm duygusal gerilimin çözüldüğü an, finaldeki iki dizedir:
“Yıldızlar dökülecek korkusuyla her gece
Ondörtlümü kaldırıp göğü kurşunluyorum.”

Bu sahne, metnin bütün duygusal yükünü tek bir eylemde toplar: göğü kurşunlamak. Bu eylem, en iyi "gözü karalık lirizmi" kavramıyla açıklanabilir ve üç düzlemde okunabilir:

1. Sessiz Fakat Gözü Kara Bir Meydan Okuma: Lirik ben, acısını edilgen bir hüzünle değil; estetize edilmiş, içsel bir cesaret patlamasıyla dile getirir. Bu, kaba bir öfke değil; gözü kara, tutkulu, şiirsel bir meydan okumanın ifadesidir.

2. Koruyucu ve Çaresiz Bir Çılgınlık: “Yıldızlar dökülecek korkusu”, sevdiğini, düzeni ya da kozmik dengeyi yitirme ihtimaline karşı geliştirilen trajik bir tepkidir. Göğe doğrultulan silah, hem absürt hem de dokunaklı bir koruma refleksidir. Bu eylem, gelenekteki rasyonel bir pratiği ’divanece’ bir amaca bağlar: Yoğun kar yağışında kubbeler çökmesin diye (titreşimle karı düşürmek için) havaya ateş edilmesi gibi, şair de "gökyüzü kubbesini" kurşunlar. Ancak onun korkusu ’kar’ değil, ’yıldızların dökülmesi’dir. Rasyonel bir eylemi böylesine ’divanece’ bir amaca bağlaması, lirik benin mecnunluğunu ifşa eden o gelgitli tavrın ta kendisidir.

3. Varoluşsal Bir Çığlık: Bu eylem, hem kendini duyurma hem de evrene karşı “ben de buradayım” deme çabasıdır. Lirik benin bütün yalnızlığı burada kozmik bir ölçekte görünür olur.

Sonuç: Aşkın Külleri ve Sessiz Bir Cesaret

“Ondörtlünün Şarkısı”, aşkın hüzünlü yanından ziayde içten içe büyüyen karanlığını anlatır. Geleneksel mazmunlarla modern duyarlığın, düzenli bir hece ritmiyle finaldeki sert estetiğin iç içe geçtiği güçlü bir lirizm örneğidir.

Şiirin etkileyiciliği, lirik benin pasif bir âşıktan kozmik bir isyancıya dönüşmesinde gizlidir. Bu dönüşümün estetik adı ise belki de “gözü karalık lirizmi”dir: hem yumuşak hem kararlı, hem hüzünlü hem gözü pek bir duygusal yükseliş.

Aşkın külleri içinde yankılanan bu şiir, sessiz ama sarsıcı bir iç dünyanın kaydıdır.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Melankolinin melodisi: “ondörtlünün şarkısı” üzerine Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Melankolinin melodisi: “ondörtlünün şarkısı” üzerine yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Melankolinin Melodisi: “Ondörtlünün Şarkısı” Üzerine yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
guneysuder
guneysuder, @guneysuder
28.11.2025 08:40:06
5 puan verdi
Ahmet Doğru
Ahmet Doğru , @ahmetdogru
27.11.2025 20:35:30
5 puan verdi
30 yıl önce yazılmış bir şiiri yeniden canlandıran bir çalışma olmuş Teşekkür ederim.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
27.11.2025 20:24:19
Beğeni:
2
Okunma:
404
Yorum:
2
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL