Yılın son ayına gireceğiz birkaç gün sonra. Miladi takvim öyle söylüyor. Bir başkası başka türlü! Demek ki zaman ölçüsü göreceli bir şey... Asıl zaman bizimle anlaşılır bir kavram öyleyse... Ömrün süresiyle, bedenin hâl dili ve ruhun gelgitleriyle değişken biraz da... Hava durumu gibi, insan hâlimiz. Bir bakmışsın günlük güneşlik, ardından gök gürültülü sağanak yağış! Ne oldu, nereden çıktı bu demeye kalmadan, dönüveriyor eski durumuna; ıslandığınla kalıyorsun! Mevsimler, mevsim geçişleri, onlarla bir değişen canlılar dünyası... Doğa; bitkiler, hayvanlar ve insanlar âlemine yol çiziyor kıtadan kıtaya, coğrafyadan coğrafyaya... Yerin, göğün, kâinatın bir düzeni, ritmi var! İstersen uyma!
“İnsan, aciz bir varlık!” genel bir kabulleniş ama öyle değil aslında. Aczinin de azminin de sınırları var. O sınırları genişletme iradesi ve gücü var ayrıca. Bilimdeki ve teknikteki atılımlarıyla ivmelenmiş bir alan bu! Dünden bugüne ve yarına sınırlarını aşa genişlete yol alıyor, almakta insan soyu, öncü güçleriyle... Önünü aydınlatan ışık arkadan geliyor doğru ama yol gittikçe aydınlanmanın gücü artıyor çağdan çağa. İleriye taşınan her adım bir önceki adımın aydınlığından hız ve feyzalıyor. Dilini, kültürünü, hukukunu ve teknolojisini geliştirirken kendi varlığını da geliştirip dönüştürüyor insan soyu veya bunlardan faydalandığı ölçüde birey, örnek alınası insanlığa katıyor varlığını...
Bu gerçeklik; insanın kendini, kendi sınırlarını tanıma, keşfetme savaşımıdır bir yönüyle. Olumluya yönelenlerle, olumsuzlukta ısrar edenlerin çatışması hep vardı, hep var olacak kuşkusuz. Yolumuza çıkan engel ve zorlukların kavgası verilmeden ‘ilerleme’ olmuyor ne yapsanız. Olumsuzluklar ister doğadan gelsin, ister içimizden; her karşı duruş yeni bir çözüm iradesinin kararına dönüşecektir mutlaka. Yağmur yağıyorsa, yağmurluk düşünülecek; toprağın verimini artırmak düşünülüyorsa, traktör, tohum ıslahı ve meteorolojik bilgilendirme devreye girecektir. İçimizden doğacak engel ve anlayışsızlıkların önüne okulla, hukukla çıkmanın yolları denenecektir. Umutsuzluğa düşmemek, karamsarlığa kapılmamak gerekir. İnsanlığın terakkisi zamanda ve uzayda sonsuz bir yolculuktur; insanlık, doğanın dengesini bozmadığı, kâinatın işleyen tekerine çomak sokmadığı sürece!