Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
aydınbenli
aydınbenli

TÜRKMEN ALEVİLERİN SESSİZ ÇIĞLIĞI, ARTIK GÖRÜNME ZAMANI

Yorum

TÜRKMEN ALEVİLERİN SESSİZ ÇIĞLIĞI, ARTIK GÖRÜNME ZAMANI

( 1 kişi )

0

Yorum

1

Beğeni

5,0

Puan

215

Okunma

TÜRKMEN ALEVİLERİN SESSİZ ÇIĞLIĞI, ARTIK GÖRÜNME ZAMANI

Bu ülkede bazı gerçekler vardır ki, ne kadar üzeri örtülse de gün gelir kendini hatırlatır. Türkmen Aleviler de işte böyle bir hakikatin adıdır. Anadolu’nun kapıları 1071’de açılırken Sultan Alparslan’ın ordusunda en ön saflarda vuruşan, yeri geldiğinde canını yollara seren bu boylar, bu toprağın hem askerî hem kültürel temel taşlarıydı. Bir zamanlar devlet kuran omuz, bugün kendi ibadethanesini ibadethane olarak kabul ettirme çabasında. Tarihin ironisi dedikleri böyle bir şey olsa gerek.
Alevilik, İslam’ın mezheplere ayrıldığı dönemde siyasi iktidarların kıyısında bırakılmış, çoğu kez anlaşılmamış, çoğu kez de ötekileştirilmiş bir inanç geleneği. Oysa Anadolu’nun irfanını yoğuran, kardeşliği, dayanışmayı, eşitliği öğreten damar tam da buradadır. Hacı Bektaş-ı Veli’den Pir Sultan’a uzanan bir çizgi… Sözün özü, bu memleketin vicdanı.
Bugün Alevi toplumunun karşılaştığı sorunlara bakınca, aslında talep edilen şeyin bir ayrıcalık değil, basit bir “eşit yurttaşlık” olduğunu görmek zor değil.
Cem evleri… Adı üstünde bir ibadet mekânı. İnsanlar bir araya geliyor, ibadet ediyor, kültürünü yaşatıyor. Fakat hukuken hâlâ “ibadethane” sayılmıyor. Dolayısıyla elektrik, su, ısınma gibi en temel giderleri devlet tarafından karşılanmıyor. Oysa aynı devlet, tüm vatandaşlarına eşit mesafede durmakla yükümlü. Cem evlerinin statüsü artık siyasi tartışmaların değil, hakkaniyetin konusu olmalı.
Bir diğer mesele, Alevi dedelerinin konumu. Yüzyıllardır toplumun manevi rehberleri olan bu insanlar devlet gözünde hâlâ din adamı sayılmıyor. Oysa diğer inanç gruplarının din görevlileri maaş alırken, Alevi dedelerinin bu haktan yararlanamaması eşitlik ilkesine gölge düşürüyor. Talep edilen şey yalnızca adaletin terazisini doğru tutmak.
Belki de en önemlisi, görünürlük. Alevi kültürü bu ülkenin en zengin damarı olmasına rağmen eğitimden medyaya kadar birçok alanda yeterince temsil edilmiyor. Bu görünmezlik, beraberinde önyargıları, yanlış bilgileri, hatta zaman zaman nefret söylemlerini getiriyor. Bu da toplumsal barışa zarar veriyor.
Türkmen Aleviler yüzyıllardır bu topraklarda kardeşlikten yana oldular. Devlet kurarken canla başla savaştılar, bugün de bu ülkenin onurlu yurttaşları olarak yaşamaya devam ediyorlar. Fakat artık bir şey net; Bu ülke, bu kadim topluluğa karşı görevini tamamlamadı.

• Cem evleri ibadethane olarak tanınmalı.
• Alevi dedeleri din görevlisi statüsüyle hak ettikleri değeri görmeli.
• Cem evlerinin temel giderleri devlet tarafından karşılanmalı.
• Alevi kültürü eğitimde, sanatta, kamusal alanda görünür olmalı.

Bu talepler imtiyaz değildir, bin yıllık bir emeğin, alın terinin, fedakârlığın karşılığıdır.

Bugün bu adımlar atılırsa, kazanan yalnızca Aleviler değil, Türkiye olacaktır. Çünkü adalet bir kez tesis edildiğinde, en çok huzur büyür bu topraklarda. Çanakkale’de, Kurtuluş savaşının başladığı Son kale Haymana’da, Zeytin dalı operasyonlarında ve dahi mevzu vatan olduğu her cephede Türkmen Alevileri vardı ve hep olacaklar.
Allah’a ısmarladık hoşça kalın…

Aydın Benli
Siyaset Bilimci Yazar

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Türkmen alevilerin sessiz Çığlığı, artık görünme zamanı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Türkmen alevilerin sessiz Çığlığı, artık görünme zamanı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TÜRKMEN ALEVİLERİN SESSİZ ÇIĞLIĞI, ARTIK GÖRÜNME ZAMANI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL