0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
80
Okunma
canikom
Gençlik ne kısa Yaşlanmak ne kesin ölüm ne güçlü
Yıldız Kenter
Yıldız hanım tiyatro sahnesine çıktığı vakit ne zaman bir alkış sesi duysa yüzünde bir tebessüm olurdu fakat canikom artık yaşlanıyorum dedi kimi duygularım uzun sürdü gençliğimide yaşadım ikinci baharımıda fakat artık yaş gemisi demir alınca limandan insan gençliğinin bir rüzgâr gibi geçtiğini anlıyor ve ölüm her adım atışta bir adım daha yaklaşıyor kuzum dedi ve gözündeki yaşlara dokundu gözleri artık ileri göremiyor ve ileri gitmek niyeti taşımıyordu attığı adımlar çünkü insan demir almaya görsün limandan insan ileri bakmak istemez nereye baksan ölüm yanıbaşındadır fakat adımlarımız bizi ileri taşımasada bu sefer ölüm gelir yanı başına tek bir gerçek vardır bu hayatta o da hepimiz bir gün öleceğiz diyerek eski fotoğraf albümünü çevirdi kent oyuncularının resmini gösterdi işte benim çocuklarım diyerek anlatmaya anlatanı ağlatmaya başladı ne dokunaklı bir hikayeydi Müşfik Kenter ve Yıldız Kenterin hikâyesi vaktiniz varsa buyurun hem muhabbet ederiz hemde bir çayımızı içmiş olursunuz diyordu öğrencileri mendillerinizi hazırlayın kent oyuncuları hayat sahnesinde başlıyor