0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
76
Okunma
KUR’ÂN’IN IŞIĞINDA İNSAN – 1
Mümin, Müttakî ve Muhsin
Yazar: Murat Kerem
Kalbin Karanlık Odasında Başlayan Işık
Her insanın içinde, kapısı dışarıdan açılmayan bir oda vardır. Bu oda, hayatın gürültüsünden uzak; yalnızca insanın kendi nefesinin yankılandığı en derin merkezdir. Burası, insanın kalabalık içinde bile bir anda kendini bulduğu iç sığınaktır. Bir bakış, bir kelime, bir sessizlik… ve kalp kendi karanlık odasına çekilir.
Sosyoloji insanı toplumun şekillendirdiğini söyler; Kur’ân ise insanın hakikatinin kalpte kurulduğunu bildirir. Bu iki yaklaşım birleştiğinde ortaya çıkan gerçek şudur:
İnsan hem toplumun ürünü, hem de kalbin eseridir.
Toplum dış kabuğu biçimlendirir, kalp ise iç çekirdeği yontar.
Bu hakikat, İhyâ’da yer alan şu cümlede berraklaşır:
“İnsanın hakikî değeri, kalbinin niteliğiyle ölçülür.” [1]
Kur’ân, kalbin bu iç yolculuğunu üç mertebede anlatır:
mümin, müttakî, muhsin.
Bu mertebeler insanın iç olgunlaşmasının üç farklı hâlidir.
Mümin: İmanın Kalpte Yaktığı Kandil
Kur’ân, müminin iç hâlini tek cümlede özetler:
“Allah anıldığında kalpleri ürperir.” [2]
Bu ürperti, kalpte yanan ilk kandildir. Gölgeler hareket eder, karanlık yerini ince bir aydınlığa bırakır. İmanın içte doğan bu titreşimi davranışlara yansıdığında sözde vakar, bakışta merhamet ve duruşta sükûnet belirir.
Weber’in sosyal eylem yaklaşımı bu gerçeği destekler:
İçte doğan yöneliş, dış dünyada bir duruşa dönüşür. [3]
Mesnevî’de kalbin bu duyarlılığına dair yer alan ifade de aynı gerçeğe işaret eder:
“Gönül sahibini hatırlayınca titrer.” [4]
İç Aydınlanmanın Bir Örneği
Tâhâ Sûresi’nin ayetleri, Hz. Ömer’in kalbinde yıllardır kapanmış duran kapıları çözmüş; sert mizacın ardındaki duyarlılık ansızın ilâhî bir ışıkla karşılaşmıştır. Bu dönüşümün özünü, Risale-i Nur’da yer alan şu cümle özetler:
“Kur’ân’ın hakikat nuru, kalpteki zulmeti izale eder.” [5]
Müminin Toplumsal Dokusunda Işık
Mümin, girdiği yere ışık taşımaya çalışmaz; ışık onun kendi hâlinden doğar. Bir ortam onun varlığıyla yumuşar, bir konuşmada sesler sakinleşir, bir sıkıntıda kalpler ferahlar.
Hikem’de yer alan şu ifade bu hâlin özüdür:
“Allah ile olan kimsenin hâli, geçtiği yere bereket saçar.” [6]
Müttakî: Nefsin Fısıltılarına Karşı Duruş
Kur’ân’da şöyle buyrulur:
“Allah, müttakîlerle beraberdir.” [7]
Takvâ, insanların görmediği yerde bile kalbin kendi kendini kontrol etmesidir. Günahlardan kaçmanın ötesinde, kalpte incelikli bir hassasiyetin uyanmasıdır.
Mektûbât’ta takvânın iki aşamada geliştiği belirtilir:
“Takvâ, büyük günahları terk etmekle başlar; sonra kalbi masivadan temizlemeye yönelir.” [8]
Hz. Yusuf’un Sınavı
Züleyha’nın daveti karşısında kapılar kapanırken, odada yalnızca iki ses kalır: nefsin çağrısı ve imanın sükûtu. Bu anda Hz. Yusuf’un kalbinden yükselen ifade takvânın özünü taşır:
“Maazallah!” [9]
Bu ifade, kimsenin görmediği bir anda kalbin Allah’ın huzurunda olduğunu fark etmesidir.
Risale-i Nur’da takvânın işlevi şöyle açıklanır:
“Takvâ, nehyedilen şeylere karşı bir siperdir.” [10]
Takvânın Derinleşmesi
İhyâ’da takvânın davranış üzerindeki etkisine dair şu cümle yer alır:
“Nefsini terbiye eden, kendine hâkim olur.” [11]
İçteki disiplin, dışta zarafete dönüşür. Takvâ sahibi insan yalnız kendini değil, toplumun ahlâkî dokusunu da arındırır.
Muhsin: Güzelliği İşleyen Ruh
Kur’ân’da ihsan mertebesi şöyle yüceltilir:
“Allah muhsinleri sever.” [12]
Muhsin, yaptığı işi sıradanlıktan çıkarıp güzelleştiren insandır. Eylemlerine zarafet katar; sözlerine incelik, adımlarına iyilik siner.
Mesnevî’de niyetin davranış üzerindeki etkisi şöyle ifade edilir:
“Her işin özü niyettedir; niyet hayır olursa iş de hayır olur.” [13]
Gazâlî, ihsanın özünü şu cümleyle açıklığa kavuşturur:
“İhsan, ibadeti en güzel şekilde yapmaktır; ihlâs bunun özüdür.” [14]
Bu güzellik ibadetten dışarı taşarak hayatın her detayıyla bütünleşir.
Hikem’de yer alan şu cümle ihsanın kaynağını tamamlar:
“Kim Allah’a yönelirse, kalbi nurlanır.” [15]
Muhsin insanın kalbi böylece görünmez bir kandile dönüşür; iyilik sessizce çoğalır, zarafet topluma nüfuz eder.
İnsan İçte Başlar
Mümin ışığı taşır.
Müttakî o ışığı korur.
Muhsin o ışığı güzelleştirir.
Risale-i Nur’da geçen şu cümle bu yolculuğun çerçevesini bütünler:
“İman bir nurdur; takvâ onu muhafaza eder.” [16]
Hakikat açıktır:
İnsan içte başlar.
Toplum içte bozulur, yine içte düzelir.
Kalbini onaran, dünyayı onaran ilk insandır.
KAYNAKÇA
[1] İmam Gazâlî, İhyâü Ulûmiddîn
[2] Kur’ân, Enfâl 2
[3] Max Weber, Economy and Society
[4] Mevlânâ, Mesnevî
[5] Said Nursî, Sözler
[6] İbn Atâullah, el-Hikem
[7] Kur’ân, Nahl 128
[8] İmam Rabbânî, Mektûbât
[9] Kur’ân, Yusuf 23
[10] Said Nursî, Lem’alar
[11] İmam Gazâlî, İhyâ
[12] Kur’ân, Bakara 195
[13] Mevlânâ, Mesnevî
[14] İmam Gazâlî, İhyâ
[15] İbn Atâullah, el-Hikem
[16] Said Nursî, Sözler