0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
83
Okunma
BAŞLIK: “ISITMAYAN SOBALAR”
Sahne:
Loş bir oda. Ortada eski bir ahşap masa. Odanın bir köşesinde sönmüş bir soba. Pencereden soğuk bir rüzgâr sesi gelir.
Sabbah masanın yanında, dik bir duruşla bekler.
Bayım kapıdan yavaşça girer.
BAYIM
(Üzgün, kırgın bir sesle)
Yanlış yaptın Sabbah. Yanlış yaptın.
SABBAH
(Omuzlarını hafifçe silkerek)
İlk yanlışım değildi sonuçta.
BAYIM
(Nefes alır, sabırla)
Peki ne değişti?
Yine alttan alsaydın
Her zamanki gibi.
SABBAH
(Sert bir bakışla)
Üste çıkmaya çalıştığını gördüm Bayım.
Ve artık çocuk değildim.
Sobaya dokunmadan da elin yanacağını biliyordum.
BAYIM
(Elini masaya koyar, yumuşak bir tonda)
Yanılan elin değildi Sabbah
Kalbindi. Kalbinde yandı o hatalar.
SABBAH
(Hafif bir gülümseme ve acı bir gülümseme ile)
Kalp değil Bayım
Ben alttan almayı bıraktığım gün,
Kalpten değil
Elden verdim zararı.
Ve el olan o yandığıyla kaldı.
BAYIM
(İlerler, yüzüne bakar)
Ama sen de yandın Sabbah.
SABBAH
(Bir adım geri çekilir, soğuk bir ton)
Hayır.
Ben alttan almadığım zaman el olmadım
Soba oldum.
Ve o sobaya yaklaşandı.
Kendini çekmezse
Kül etmeye yeminliydim.
BAYIM
(Pencereden dışarı bakar)
Peki o içindeki yangını harlayan neydi?
Ne tutuşturdu seni böyle?
SABBAH
(Masaya yaslanır, gözleri karanlığa dalmış)
Sadece isteği
Sadece talebi Bayım.
Dedim ya
Artık ona söndüm.
Artık ısıtmam Bayım
Isıtmam.
(Işıklar hafifçe kısılır.
Bayım’ın gözleri dolu ama sesi sakin)
BAYIM
Bir insanın ısınmadığı sobayı suçlaması kolaydır Sabbah.
Ama sen
Yanmayı değil,
Sönmeyi seçtin.
(Sabbah yavaşça kapıya döner.)
SABBAH
(Yarı fısıltıyla)
Bazen sönmek,
Yanmaktan, ısıtmaktan daha güvenlidir Bayım.
Sahneden çıkar.
(Oda soğur.
Sobadan bir çıtırtı duyulur:
Sanki kül bile konuşmak istemez.
Işıklar tamamen söner.)
SON
5.0
100% (1)