58-İmtihan; ham meyveyi güneşle olgunlaştıran rahmet gibidir. Rabbim, kalbimizi ateşte değil, hikmetin sıcaklığında pişirir
59-Kirlenmek kolaydır; fakat suyu bulup yıkanmak cesaret ister. Günah karanlıktır, tövbe ise o karanlığa açılan tek kapıdır
60-Dua; kalpte doğan bir kuş gibidir. Dilden kanatlanır, göklere yükselir ve sonunda Rabbin rahmet sahiline konar.
61-Bir çocuğun avuçlarını cimrilikle değil, paylaşmanın bereketiyle doldurun. Çünkü veren el, toprağa ekilen tohum gibidir; büyüdükçe çoğalır
62-Dua; yarayı anlatmak değil, merhemin sahibinin yalnız Rab olduğunu fark etmektir.
63-Gerilen yay seni acıtıyor sanırsın; oysa kader seni daha uzağa taşıyacak bir ok hâline getiriyordur.
64-Ömür bir yolculuktur; varacağın son durakta ardında bıraktığın tek şey kalplerin izidir. O izleri kırık değil, temiz bırak.
65-Sevgi; yüzlere değil, ruhların pencerelerine bakmaktır. Gözün görmediğini gönül hissederse, sevgi gerçek olur.
66-Gölün yüzü aynı parlar ama biri içilir, biri yakar. Hayat da böyledir; berraklığa değil, tadına bakarak hükmet
67-Ruhun ilacı her zaman Kuran’dır. Zaman eskir, dünya değişir ama onun şifası kıyamete kadar tazeliğini korur.
68-İnsan, boş avucunda sabrıyla; dolu avucunda ise edebiyle tanınır. Gerçek kimlik, yoklukta da varlıkta da belli olur
69-Sen duvara bakıp yol yok sanırsın; Allah bir nefeste kapı açar. Kul imkânsız der, Rab “Ol!” der
70-Haram, altın görünen bir zehir gibidir; dokunan yanar. Nefis onu bal diye sunar ama sonunda ruhu acıtır
© Fatih Bilen | Tüm telif hakları saklıdır.