0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
80
Okunma
Toplumda Vicdan Yoktur: Vicdanın Dönüşümü ve Linç Kültürü
Giriş: Kavramın İronisi
Her ne kadar tüm toplumlarda ve bireylerde bir vicdan kavramı bulunsa da, bu kavramın toplumsal tezahürü çoğu zaman ironik ve acımasız bir biçim alır. Toplumun ahlaki değerleri, inançları ve gelenekleri üzerinden şekillenen bu toplumsal vicdan, bazen duygusal merhametten sıyrılarak, acımasız bir ahlak bekçiliğine ve sonuçta vicdansızlığa dönüşür.
1. Vicdanın Canavara Dönüşümü
Vicdan, başlangıçta akıl ve mantık dışı, duygusal bir merhamet ve acıma hissiyle oluşur. Ancak bir topluluk haline gelen insanlar, kendilerine ters düşen, farklı inanç veya fikirlere sahip bireylere karşı hızla katılaşır. Bu durum, vicdanın kendisine zıt düşenlere karşı acınmaz bir canavara dönüşmesiyle sonuçlanır.
Toplu halde bir araya gelmiş; belirli bir inancı, ideolojiyi, kültürü veya geleneği benimsemiş insanlar, kendilerinden farklı düşünenlere karşı büyük bir öfke ve kınayıcı bir tavırla saldırırlar. Sanki bu farklılık, onların ortak vicdanını rahatsız etmiştir.
2. Tarihsel ve Güncel Örnekler: Linç Kültürü
Tarih, bu vicdan kaybının örnekleriyle doludur. Antik çağlardan itibaren, topluluklar kendi gelenek ve inançlarına ters düşen filozof, ilim ve bilim insanlarını dışlamış, taşlamış ve linç etmiştir.
Daha güncel bir perspektiften bakıldığında ise, bireylerin kendi başlarına iken her türlü hatayı yapabileceği, ancak bir araya gelip topluluk oluşturduklarında hemen ahlak bekçisi kesildikleri görülür. Bu topluluklar, kendi kurallarına ters düşen birini gördüklerinde veya yakaladıklarında, toplu olarak saldırır ve linç ederler. Bu anda vicdan denen bir kavram kalmaz; linç etmekten vicdanları sızlamaz.
İlkel dinlerden mezhep gruplarına, hatta gelenekçi dikta erkek egemenliğine sahip topluluklara kadar: Kendi inancından, dininden veya mezhebinden olmayanı dışlama, işkence etme, horlama, yok etme, hatta zorla inanç dayatma gibi eylemlerdeki zalimlik, topluluk vicdanının bittiğinin en çarpıcı kanıtıdır. Köşelerde gizlice ahlak dışı ilişkiler yaşayan bir topluluğun, ifşa olan tek bir kadına karşı aniden ahlak bekçisi kesilerek vandalca saldırması bu ikiyüzlülüğün tipik bir örneğidir.
Sonuç: Vicdanın Dönüşümü
Topluluklar, kendi gelenek ve düşünce çizgilerinde olanlara karşı dahi bir vicdan sergileseler, içlerindeki farklı düşünen kim olursa olsun ona tahammül etmezler, hoşgörü göstermezler. Şiddetle karşı çıkarak, ikna edemediklerinde kendi töre kurallarına bağlı kalarak linç ederler.
Tarihte bağnaz ve yozlaşmış toplumlara gelen peygamberlerin dahi dışlanıp saldırıya uğraması, bu çarpık toplumsal yapının değişmez bir gerçeğidir.
Sevginin ve hoşgörünün olmadığı toplumlarda, vicdan kavramı bitmiştir; toplulukların vicdanı, bir linç kültürüne dönüşmüştür.
(12 Ocak 2019)
Hüseyin TURHAL