0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
65
Okunma
Bazen insan, içindeki sessizliğe yaslanır. Söze dökülmeyen düşüncelerle, kimseye anlatamadığı duygularla baş başa kalır. Ne kadar koşarsa koşsun, bazı yanlarının geride kaldığını hisseder. Eksik kalmış bir hece, tamamlanmamış bir nefes gibi… Çünkü ben, bütün bu yolculuğun içinde yalnızca birazım.
Yürüdüğüm yollar beni büyüttü; büyüdükçe küçüldüğümü, küçüldükçe derinleştiğimi öğrendim. İnsan bazen kendine sığmaz, bazen de kendine fazla gelir. İçimde taşıdığım yükler, hatıralar, suskunluklar… Hepsi bendendir, hepsi benle konuşur. Bu yüzden zaman zaman kendime ağır geldiğim de oldu, çünkü ben aslında fazlayım.
Kimsenin bilmediği savaşlarım oldu. Geceleri sabaha bağlayan o ince çizgide, kendimle çarpıştığım zamanlar… Her yenilgimde biraz daha büyüdüm, her acıda biraz daha güçlendim. Bu yüzden dışarıdan sessiz görünsem de içimdeki fırtınayı dindirmesini hep bildim. Evet, kendi içimin karanlığına karşı galibim.
Ama bazı galibiyetlerin ardında sessiz bir yorgunluk yatar. Kazanırsın ama eksilirsin; tamamlarsın ama yalnızlaşırsın. İnsan kendine yaklaştıkça dünyadan uzaklaşır bazen. Bu yüzden sadece bir galip değilim; kendi kaderinin dizginlerini tutan biri olarak galibayım.
Her sabah, yeniden doğmuş gibi uyanmanın kıymetini anladım. Her adım bir ihtimal, her nefes yeni bir hikâyeydi. Düşüp kalkmayı, kırılıp toparlanmayı, bitti sandığın yerden başlama ihtimalini… Hepsini öğrendim. Bu yüzden bugün bile hâlâ içimde taptaze bir yan taşıyorum: Çünkü ben hep yeniyim.
Ama yenilenmek kolay değildir. Eski seslerin gölgesi uzun sürer, geçmişin kokusu kolay kolay silinmez. Bazen bir bakış, bazen bir kelime insanı alır yıllar öncesine götürür. Bu yüzden her dönüşümümde, her adımımda fark ederim ki aslında hâlâ biraz yeniğim.
Kalbim, taşıdığım acılarla şekillendi. Biriktirdiklerim, içime attıklarım, söyleyemediklerim… Hepsi içimde bir yer buldu. Suskunluğumun derinliği buradan gelir, bakışlarımın ağırlığı da… Çünkü ben tüm yaşanmışlıklarımla doluyum.
Ve dolu bir kalbin taşıdığı ateş bazen insanı yakar, bazen de aydınlatır. İçimdeki kıvılcım kimi zaman umuda dönüşür, kimi zaman deliliğe. Ama o ateş, o içsel hareket beni diri tutar; düşsem bile kaldırır. Bu yüzden ben, bütün çelişkilerime rağmen, hayata tutunuşumla deliyim.
Ve bilirim ki her yolculuğun bir son durağı vardır. Ben de bütün hâllerimle, bütün arayışlarımla, bütün eksikliklerimle yürürken, adımlarımın ucunda sessizce beni bekleyen bire iki dar bir kabir talibinin aciz tabiriyim.
Ramak Kaldı / Samim İğde