2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
93
Okunma
Her insan gökyüzüdür; içi görünmez ama geniştir. Kimse bütününe bakamaz çünkü herkesin göğü kendi içinde saklıdır. Bazı insanlar masmavi bir yüz taşır, fakat o yüzün ardında hangi bulutların dolaştığını pek azı bilir. Bazıları ise karanlık görünür, oysa karanlığının altında yıllardır sönmemiş bir yıldız ışığı saklar.
İnsan dediğin böyle çelişkili, böyle derin, böyle katmanlı bir dünyadır. Ne yalnız yağmurdan ibarettir, ne sadece güneşten. En sessiz gecesinde bile bir şeyler büyür, bir şeyler iyileşir, bir şeyler kopar içinden. Ve kimse bu dönüşümü tam olarak fark etmez; gökyüzündeki renklerin dakikalar içinde değişmesi gibi, insanın içi de durmadan değişir.
Her insanın bir fırtınası vardır.
Bir an gelir içi kabarır, biriktirdikleri ağırlık olur; anlatamaz, kimi zaman anlatacak dil bulamaz. Ama yine de yürür. Çünkü gökyüzü nasıl fırtınayı taşıyıp sakinliğe dönüyorsa, insan da acısını taşıyıp bir gün kendi iç huzuruna döner.
Ve her insanın bir güneşi vardır.
Belki bir sözde saklıdır, belki bir gözde. Bazen bir hatırada, bazen yıllar sonra duyulan küçük bir teşekkürde… Güneş, göğün içinden nasıl yavaşça doğarsa, insanın içindeki ışık da öyle sessizce büyür. Kimse fark etmeden iyileşir, kimse bilmeden güçlenir.
Her insan gökyüzüdür;
kimse aynı değildir ama herkes bir renk taşır bu hayata. Kimisi hüzün rengi katar, kimisi sevincin tonlarını. Kimisi suskunluğun göğünü açar, kimisi cesaretin yıldızlarını yakın kılar.
Ama hepsi bir bütünün parçasıdır:
Kendi iç yolculuğunun.
İnsan, kendini anlamaya başladığında, içinin o genişliğini fark ettiğinde biraz daha özgürleşir. Ne acılardan kaçar, ne mutluluğa tutunur; ikisinin de gelip geçici olduğunu bilir. Gökyüzü gibi, gelip geçen tüm hâllerin aslında aynı bütüne ait olduğunu kabul eder.
Ve en sonunda şunu anlarız:
Bir insanı anlamak, gökyüzüne uzun uzun bakmayı gerektirir. Bir anlık bakışla bulutları tanıyamazsın; bir anda karar veremezsin yağmurun nasıl yağdığına. Sabır ister, dikkat ister, merak ister.
Çünkü hiçbir gökyüzü bir bakışta anlaşılmaz.
Hiçbir insan da…
Bu yüzden yargılamak kolaydır, anlamak ise emek ister.
Ve belki de insanın tüm hikâyesi, kendi iç göğünü keşfetmeye çalışmaktır:
Bulutlarını kabul etmek, yağmuruyla barışmak, güneşine yer açmak…
Sonunda dönüp kendine baktığında, en derin gerçeği fark eder:
Her insan gökyüzüdür;
kendi fırtınasının da, kendi aydınlığının da sahibidir.
5.0
100% (2)