0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
77
Okunma
Aslında bir “fikir” hangi coğrafyada doğarsa doğsun; insanlığın kullanabileceği ortak “değeri” olmalıdır.
Fikrin sahibi parasını ödeyip onu satın alan ve kendi çıkarları doğrultusunda kullanan “zihniyet” olmamalıydı. Çünkü “fikir” genelde maddeden uzak ve düşünen insan tarafında üretiliyor ama gel ki üretilen o “fikre”; Zenginliği ve güce elinde tutan insanlar sahiplenip yıkıcı bir şekilde kullanıyorlar. Bunun yaşama etkisi olumsuz yönde, telafisi olmayan yıkım vakıalar olarak bizlere geri dönüyor. İlk tahrip etiği şeyse düşünülmemiş “fikri “ düşünen bilge insana zarar vermek oluyor. Çünkü yapay zekanın önündeki en büyük engel düşünen “bilge insandır”…Onun içinde yapay zekaya geçiş sürecini başlatıp, düşünen insanı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.Bunun bizlere getirisi; hem kendilerinin hem de insanlığın sonu olacaktır diye düşünüyorum.
Neden mi?
Çünkü kapitalizmde farklılaştı, artık paraya ihtiyaçları yok, kastları direk canımıza… Ayaklarına dolaşıyoruz ve daha hayata geçirecekleri beş bin yıllık bir senaryoları var. Madde olarak elde edebilecekleri her şey zaten onların elinde ve kendilerini hem dünyanın hem de yaşamın sahibi sanıyorlar. Zaten bu yoksulluğu bunun için icat ettiler… Somali’de Yemen’de ve dünyanın değişik yerlerindeki açlık sizce bitirilemeyecek bir açlık mıydı?
Asla değildi… Bana bile fırsat verselerdi inanın binlerce çözüm sağlar ve oradaki açlığa kalıcı bir çözümler üretirdim ama onlar bunu yapmıyorlar... Dedim ya kendi çıkarları için açlık ve yoksulluk icat etmeleri gerekiyordu ve bu doğrultuda adımlar attılar ama bunu da bizlerin zamanı güzel okuyamadığımız dan dolayı başardılar.
Aslında bu açlık alanları; aynı zamanda onlar için büyük oyuna çıkmadan önce ki kullandıkları bir antrenman sahası gibiydi. Amaçladıkları küresel bozgunculuğu bu alanlarda geliştirip, hazırladıktan sonra tüm coğrafyalarda fütursuzca uygulamaya başladılar. Emin olun ki! Bilge insanı ve sanatı ve sanattın bütün dallarını onun için baskı altında tutup engellemeye çalışıyorlar. Sırada toplum kontrolü var. Herkese takmak istedikleri ciplerle onları gözetim altında tutup baş kaldıranları gerekli zamanda müdahalelerini yapıp etkisiz hale getirecekler.
Peki, amaçları nedir? Bilimi ve teknolojiyi niye ele geçirdiler? Ne yapacaklar? Daha mı çok para kazanmaya çalışacaklar? Dedim ya! Onların para diye bir dertleri yok. Onların tek derdi var… O da beş bin yıllık kayıtsız şartsız inandıkları kadim şizofreni hikayelerini hayatta geçirmek… Ve kendilerinin tanrı tarafından seçilip kutsanmış olduklarına inandırıp kendi Tanınırlıklarını ilan etme isteğidir. Ne yazık ki bunu yapabilmek için önlerinde pek bir engelleri de kalmadı bu yola hizmet eden alt yapıyı çok iyi şekilde ilmek ilmek işlediler. Bir “fikrin” bilge ve sanattan uzak olan insanların eline geçmesinden kaynaklanacak olası tahrifat bu geldiğimiz son zaman diliminde kendini en acımasız bir şekilde hissettirmektedir.
Ama unutmayın ki her zaman ve en kötü şartlar altında dahi umut vardır.Tarih bu makus kaderi değiştiren insanlarla doludur.
bir örnek verecek olursam Mustafa Kemal Atatürk gibi düşünüp ve onun gösterdiği yoldan yürümek tüm dünyadaki bu kötü gidişatı durdurmak için yeterlidir.
.
Ali Esmeray (Hoyrat) Geldim