Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Filozof Sosyolog
Filozof Sosyolog
VİP ÜYE

Duygunun Yükü ve İnsan Olmanın Sınırı

Yorum

Duygunun Yükü ve İnsan Olmanın Sınırı

( 1 kişi )

0

Yorum

3

Beğeni

5,0

Puan

104

Okunma

Duygunun Yükü ve İnsan Olmanın Sınırı

İnsan bazen kendi duygusunun içinde kayboluyor. Kaybolmak bile lüks aslında; çünkü çoğu zaman hissetmek bile cesaret gerektiriyor. Duygu olmayınca insanda eksik kalan tek şey duygu değildir, kendisi de eksilir.
Yine de ilginçtir, hissettiğinde de suçlanır çoğu zaman. Sanki kalbini ortaya koymak, zayıflıkların en büyüğüymüş gibi.

Ben yıllar boyunca duyguların yük olmadığını, tam tersine varlığı anlamlandıran şey olduğunu düşündüm. Ama ne zaman karşılıksız bir his büyür içimde, işte o zaman anlıyorum: Karşılıksızken hissedilen, insana kendini sakınmayı öğretiyor. Hisseden değersiz oluyor. Çünkü toplum, duyguyu değil karşılığını ölçüyor. “Ne hissettin?” diye sormuyor kimse. “Kim hissetti?” ya da “O da hissetti mi?” diye soruyor. Sanki duygunun doğrulanması başkasının elindeymiş gibi.

En çok da erkeklerin duygularına yüklenen anlam düşündürüyor beni. Erkek hissederse o kadın değerleniyor. Kadın, kendi değeriyle değil, birinin ona yönelttiği hisle anlam kazanıyor. Bu, hâlâ aşamadığımız eski bir dünyanın yankısı. Bir kadının duygusu zaten ‘beklenen’, bir erkeğin duygusu ise ‘tehlikeli yakınlık’ gibi görülüyor. Bu yüzden erkek hissetmezse değersizleşiyor kadın; oysa özünde değişen hiçbir şey yok. Değer, varlığın getirdiği anlamdır; başkasının duygusuyla kazanılıp kaybedilen bir şey değil.

Yine de biliyorum; insan böyle düşünmez her zaman. Kalp, sosyolojinin görmediği yerden çalışır. Bir bakış, bir sessizlik, bir gidiş. Bazen bir insanın hissetmemesi, diğerinin tüm varlığını yerinden oynatır. İşte o zaman duygunun teorisi kalır bir kenarda; insan, insanlığının sınırında titrer.

Belki de sorun duyguda değil. Sorun, hissetmenin yükünü hep yanlış kişiye taşıtmamızda. Hisseden suçlu değil aslında; sadece daha çıplak, daha savunmasızdır. Ve belki de en değerli olan budur: Bir duyguyu göze alabilmek. Karşılık bulsun ya da bulmasın.

Ben artık biliyorum, hissetmek bazen kaybettirir, ama hissetmemek insanı insandan uzaklaştırır. Bu yüzden duygudan kaçanlar güçlü değil; sadece yarım kalmış ruhlardır.

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Duygunun yükü ve insan olmanın sınırı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Duygunun yükü ve insan olmanın sınırı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Duygunun Yükü ve İnsan Olmanın Sınırı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL