0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
91
Okunma
Bu yazımızda, yoksul toplumların yapısını inceleyecek, fakirlik içinde bir yaşam sürmelerinin ardındaki faktörleri irdeleyip ortaya koyacağız.
Yoksul toplumlarda, dayanışma, birlik ve beraberlik kültürü ne yazık ki körelmiştir. Ortaklaşa iş kurma girişimleri nadirdir. Bunun temel sebebi, karşılıklı güven duygusunun zayıflığıdır. Dürüstlük kavramına olan inancın azalması, güven duygusunu yok etmiştir. Paylaşım konusunda açgözlülüğün ağır basması, anlaşmazlıklara yol açar. Kibir, kıskançlık ve günübirlik, yoksul düşünce yapısıyla hareket eden bireysel bencillik duyguları, toplumu dayanışma ve birlik beraberlikten uzaklaştırarak fakir yaşam döngüsünü sürdürür.
Yoksul toplumlarda aklı kullanma ve akılcı, bilimsel çalışma anlayışı gelişmemiştir. Kaderci bir anlayış hakimdir. Okuma, araştırma ve işi bilenden akıl danışma eğilimi düşüktür. Bu toplumlarda başarılı insanlar kıskanılır, desteklenmezler. Kibir ve çekememezlik gibi yaklaşımlarla dayanışmadan kaçınan bireyler, birlik beraberlikten uzak kalarak kendilerini yoksulluğa ve sefalete mahkûm ederler.
Köyde, kasabada ya da mahallede, tek bir bireyin yoksulluğu ortadan kaldırması zor olabilir. Ancak dört beş kişinin birleşerek, dayanışma, yardımlaşma ve birlik beraberlik içinde ortak işler kurmasıyla zengin ve bereketli bir yaşam ortamı yaratmak mümkündür. Yeter ki açgözlülük olmasın, herkes adil paylaşıma ve hakkına razı olsun. Dürüstlük ve eşit paylaşım, yoksulluğu ortadan kaldıracak ve bolluk bereketi getirecektir.
Yoksul toplumlarda hırsızlık, yolsuzluk, talan ve sömürü yaygındır; adil paylaşım yoktur. Üretimin ve dayanışmanın eksikliği nedeniyle yoksulluk, işsizlik ve sefalet kol kola gezer, yoksulluk tavan yapar. Hırs, kibir, kıskançlık ve açgözlülük, kişiyi yoksulluğa ve sefalete mahkûm eder; ancak kişi bunun farkına varmaz ve yanlış hareket etmeye devam eder.
Yoksul ailelerin içinde de birlik, beraberlik ve dayanışma zayıftır; en başta birbirine güven eksiktir. Kıskançlık ve kibir duyguları, paylaşımda açgözlülükle birleşince eşit paylaşım yapılamaz ve bu da ömür boyu sürecek yoksul bir sefalet yaşamına yol açar.
"Sadece ben kazanayım, başkası kazanmasın" düşüncesinde olan, açgözlü ve kibirli bireylerin sonu yoksulluk ve sefalettir. Bu tür yapılarda birlik, beraberlik ve dayanışma yoktur. Hırs, nefret, bencillik, kıskançlık ve bozgunculuk mevcuttur. Bu durum da onları yoksulluk ve işsizlik içinde boğuşmaya iter.
"Ben ağa sen ağa, bu ineği kim sağa" atasözü, yoksul toplumun özetini ortaya koyar. Birlik beraberlikten, takım çalışmasından uzak, "patron-ağalık" anlayışının hakim olduğu kapitalist bir düzenin, yoksul sınıf üzerindeki yapısı fakir toplumları daha da yoksullaştırır.
Yedi nüfuslu, hepsi evli ve ayrı evlerde oturan bir aileyi düşünelim. Yedi kardeş inşaat ve farklı işlerde çalışıyor ancak kazandıklarıyla kıt kanaat geçiniyorlar. Bir araba, bir ev, bir arsa ya da dükkan açma imkanları yok. Neden? Çünkü birlik beraberlik, dayanışma ve birbirine güven duygusu eksiktir. Oysa bu yedi kardeş, birlik beraberlik ve dayanışma ile hareket etseydi neler olurdu bir bakalım: Her biri 20 bin TL bir araya getirse, toplamda 140.000 TL eder. Bu parayı tek bir kişinin kısa sürede kazanması, yoksul bir aile için zordur. Bu para ile bir araba alınabilir, küçük bir işyeri açılabilir. Eğer bu yedi kardeş, ömür boyu bu birlik beraberlik, dayanışma ve ortaklaşa takım çalışması ile kazançlarını birleştirmeye devam etse, üç beş yıl içinde büyük şirket ve holdingler kurabilir, gayrimenkul ve şirket sahibi olabilirler.
Şimdi de beş kardeşli bir aileyi düşünün. Babalarından çok arazi ve gayrimenkul miras kalmıştır. Ancak bu beş kardeş arasında birlik beraberlik ve dayanışma yoktur; eşit paylaşıma rıza gösterme, hakkına razı olma eksiktir. Açgözlülük, kibir ve çekememezlik mevcuttur. Sadece kendini düşünen, küçük kardeşlerinin hakkına göz diken bir aile profili hayal edin. Aile içinde huzursuzluk yaratan, zorbalıkla kardeşlerinin haklarını gasp eden, kavga gürültü ve anlaşmazlık içinde olan, düşen kardeşinin elini tutmayan bir yapı. Anlayacağınız, birlik beraberlik dayanışma ve eşit paylaşım yoktur. Kıskançlık, açgözlülük, kibir ve çekememezlik giderek dağılmaya, parçalanmaya, yok olmaya, yoksulluğa, sefalete ve rezil bir yaşama yol açar.
Dürüstlük, eşit paylaşım, birlik beraberlik, dayanışma ve doğru bilgi, toplumları zengin bir yaşama götürür. Bilgisizlik, kibir, açgözlülük, çekememezlik ve eşit paylaşım ile birlik beraberlikten uzak, sadece kendini düşünen bir toplumda zenginlik, bereket, huzur, mutluluk ve sağlıklı yaşam olmaz.
(25 Ocak 2022)
Hüseyin TURHAL
5.0
100% (1)