0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
147
Okunma
Ne zaman kaybettik biliyor musunuz?
Biz “O yapmaz” dediğimiz anlarda kaybettik.
İnsanın unutmaya meyyal bir varlık olduğunu bile bile, gördüklerimizi görmezden gelip duyduklarımızı duymamış gibi davranarak kaybettik.
Ve belki de en acısı: Bunun sorumlusu yine bizdik.
Çünkü inanmak bir güdüydü;
ama güvenmek sağlam bir temel isterdi.
Biz o temeli aramadık.
Bir yerde inanmayı güvenle karıştırdık.
İşte zehir tam da orada bulaştı hayatımıza.
En ironik taraf mı?
“Yapmaz” dediğimiz herkes, her şeyi yaptı.
Bizim zihnimiz sadece perde indirdi.
Görmezden gelmenin adını sadakat, susmanın adını olgunluk sandık.
Oysa tarih bugüne kadar hep aynı devranla dönmedi mi?
Sihirli ruju duydunuz mu?
Dışı parlak, içi yeşil.
Dudağa sürüldüğünde pembe ya da kırmızı görünen o meşhur ruj…
Ne çok benziyor siyasete.
Ne çok benziyor insan ilişkilerine.
Bir partiye gönül verirsiniz;
“Yapmam” dediği ne varsa tek tek yapar.
Bir dosta yaslanırsınız;
hiç beklemediğiniz anda öyle bir şey yapar ki şaşkına dönersiniz.
Bir patrona güvenirsiniz;
bir cümlesiyle tüm emekler heba olur
Ve biz…
“Yok artık” diye diye yok oluyoruz.
Önce güvenimiz gidiyor, sonra benliğimiz.
Geriye yalnızca şu soru kalıyor:
O gerçekten yapmaz mıydı, yoksa biz görmek istemediğimiz gerçeği mi sakladık?
5.0
100% (1)