0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
86
Okunma
Sabahın seherinde, dünya hâlâ uykudayken…
Ezan sesi kuş cıvıltılarıyla kaynaşıyor; tüy gibi hafif, melodik bir sessizliğin içinde süzülüyorum.
Rüzgar ılık, narin dokunuşlarıyla tenime değiyor; rüyadan uyanmak istemiyorum, zaman ağır ağır akıyor ve eriyor.
Sevda… Sevgi… İçimde sessiz bir diyalog başlatıyorlar; kelimelere gerek yok, her his kendi ışığını yayıyor.
Ufuk çizgisi pamuk beyazı tonlarında, bulutlar masum ve tatlı, ışık yavaşça tüm gökyüzünü sarıyor.
Arada, hafif bir tatlılık gibi pamuk şeker renkleri göz kırpıyor; anın büyüsünü ve masumiyetini nazikçe vurguluyor.
Ağaçların sessizliği, kuşların ritmi, rüzgarın melodisi… Hepsi bu uyanışın bir parçası, evrenin sessiz ritmiyle uyum içinde.
Her nefes, huşu ve huzurun ince çizgilerini taşıyor; kalbim, bu sessiz orkestranın ritmine uyum sağlıyor.
Zaman burada duruyor, dünya yavaşlıyor; her yaprak, her kuş, her rüzgar esintisi içime doluyor ve ruhumda bir titreşim yaratıyor.
Işık, sessizliğin ve sabahın huşusunun içinden süzülerek ruhumun derinliklerine işliyor.
Bedenim yavaşlıyor, düşüncelerim eriyor, duygularım yoğunlaşıyor, ama hafifliyor.
Ve anlıyorum: bu beyaz gün doğumu, pamuk şeker gibi yumuşacık, tatlı ve masum… Sonsuz bir huzurun, dinginliğin ve sevginin ta kendisi.
Her an, her nefes bir şiir gibi; gözlerimle gördüğüm, kalbimle hissettiğim, ruhumla bütünleştiğim bir uyanış…
Ve ben, bu mistik sabahın sessiz büyüsünde, tüm karmaşayı, tüm kaosu geride bırakıyorum; sadece saf bir huzur ve hafiflik var.
meyra
5.0
100% (2)