2
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
122
Okunma
İnsanların iç dünyası çoğu zaman dışarıdan görünmez
bir yüzün arkasında sessizce taşınan fırtınalar vardır
kimse bilmez
kimse tam olarak anlayamaz
çünkü herkes kendi yükünü omuzlarında taşır
kendi gecesiyle kendi sabahına uyanır
Bazen hayat bir düğüm gibi sıkılır
nefes almak bile güçleşir
insan ne söyleyeceğini bilmez
neye tutunacağını da
ama yine de yürür
çünkü yürümek çoğu zaman tek çaredir
Duygularımız karmaşıktır
kırıldığımızı saklarız
mutluluğumuzu büyütmeye çalışırız
ama her insanın içinde kimsenin görmediği bir yolculuk vardır
kendi sessiz savaşlarını veren
kendi içindeki gölgeyle konuşan
kendi ışığını arayan bir yolculuk
Zorluklar bir duvar gibi görünürken
insan bazen sadece bir cümleye bir nefese bir sıcaklığa ihtiyaç duyar
çünkü kırılganlık utanç değil
insanın insana en çok benzediği yerdir
Her insan düştüğü yerden kalkar
biraz eksilir biraz büyür
ama en çok da kendine açılır
kendi karanlığından geçip kendi ışığını bulduğu için
çünkü insan dediğin
yaşadığı her acıyı içinde yoğurup
yeniden yürümeyi öğrenen bir hikâyedir.