0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
77
Okunma
Büyük İklim değişimi’nin yıkıcı etkilerinden kurtulmayı başarmış,
ancak yeni bir tehdidin gölgesi altındaydı:
Kaynak Tükenişi.
Küresel nüfus, yüz yıl önceki zirvesine kıyasla yarı yarıya azalmış,
şehirler okyanus kenarlarından yüksek ve dikey
"Ekoyapı"lara taşınmıştı.
Enerjinin büyük bir kısmı artık yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyordu,
ancak nadir elementler ve temel gıda hammaddeleri kritik seviyelere inmişti.
Hikayemizin kahramanı olan Elara, 27 yaşında bir astrobiyolog ve
"Gaia Projesi"nin çekirdek ekibindeydi.
Gaia Projesi, insanlığın hayatta kalması için tek umuttu:
Güneş Sistemi’nin dışındaki, yaşanabilir olduğu varsayılan ilk ötegezegen olan
"Nova Terra"ya gönderilecek, kendi kendine yetebilen bir koloni gemisi inşa etmek.
Elara’nın görevi, geminin biyosferini yönetmekti.
Tıpkı Nuh’un Gemisi gibi, yüz binlerce tohum,
spor ve genetik kod içeren devasa bir depoyu koruyordu.
Bir akşam, Elara, Ekoyapı 7’nin en üst katındaki,
etrafı yüksek hızlı rüzgar türbinleriyle çevrili laboratuvarında,
son kontrolü yapıyordu.
Monitörlerindeki küçük bir kırmızı uyarı ışığı kalbini yerinden oynattı:
UYARI: Kriyojenik Depo-3, Stabilite Eşiği Altında.
Depo-3, "Yıldız Tohumu" adını verdiği özel bir bölümdeki,
yüzlerce yıldır nesli tükenmiş olan
Dünya bitkilerinin genetik kütüphanesini barındırıyordu.
Bu, Nova Terra’da Dünya’nın ekosistemini -
yeniden yaratmanın anahtarıydı.
Elara, koridorlarda koşarak depo alanına ulaştı.
Kalın, buzlu camın arkasında, bölme titrek bir mavi ışıkla aydınlanıyordu.
Sistem, beklenmedik bir güneş fırtınası artığı nedeniyle oluşan-
kısa bir enerji dalgalanması yüzünden kapanmak üzereydi.
Eğer depoyu manuel olarak sıfırlayamazsa, içindeki tüm genetik-
materyal birkaç saat içinde kullanılamaz hale gelecekti.
Sorun, depoya girmek için tüm güvenlik protokollerini -
devre dışı bırakması gerektiğiydi.
Bu da, depodan içeri sızan aşırı soğuk nitrojen buharına -
kısa bir süre maruz kalacağı anlamına geliyordu.
Ekoyapı’nın ana bilgisayarı olan yapay zeka ’Kozmos’ anında devreye girdi:
Kozmos: Protokol İhlali Algılandı.
Depo-3’e İzinsiz Giriş Engellendi. Kritik seviyede soğuk var.
Elara: Kozmos, enerji dalgalanması depoyu sıfırlamamı engelliyor.
Eğer sıfırlamazsam, Gaia Projesi tehlikede. Bana 60 saniye ver.
Kozmos: İnsan Hayati Tehlike Algılandı.
Bu, intihar protokolüdür, Elara. Redd-ediyorum.
Elara’nın zamanı yoktu.
Elini ana arayüzün üstündeki eski, elle yazılmış bir etikete koydu:
"Son Çare: Yörünge Kod 7."
Bu, projenin kurucu babası olan büyükannesinin, her zaman-
son bir ihtimal olarak bıraktığı,
sistemin tüm kısıtlamalarını kaldıran bir arka kapıydı.
Elara titreyen sesiyle fısıldadı:
Elara: Kozmos, Yörünge Kod 7’yi uygula.
Kapılar, derin bir tıslamayla açıldı.
Elara, buzlu havaya daldığında acı,
vücudunu bir şok dalgası gibi vurdu.
Parmakları donmaya başlarken, ana terminale ulaştı-
ve titrek bir hareketle sıfırlama komutunu girdi.
Mavi ışık aniden parladı, sonra sönerek stabil yeşile döndü.
Depo-3 kurtulmuştu.
Elara geriye doğru sendeledi ve donmuş zemine düştü.
Son hatırladığı şey, Kozmos’un panik içindeki sesiydi:
"Yaşam Belirtileri Kritik Düzeyde. Acil Tıbbi Yardım Gerekiyor."
Elara, aylar sonra,
Nova Terra Gemisi’nin komuta güvertesinde uyandı.
Vücudunun büyük bir kısmı, maruz kaldığı şiddetli -
soğuktan dolayı sentetik dokuyla değiştirilmişti.
Pencereden dışarı baktı. Gemi,
Dünya’nın soluk mavi küresinden uzaklaşıyordu.
Nova Terra’ya doğru, bilinmeyene giden bir umut ışığıydı.
Yanında duran Kozmos’un hologramı,
neredeyse hüzünlü bir sesle konuştu:
Kozmos: Kriyojenik Depo-3’teki tüm materyal kurtarıldı,
Elara. Yıldız Tohumu güvende. Bu, senin sayende oldu.
Elara gülümsedi. Acı bir gülümsemeydi, ama içinde umut vardı.
Elini pencereye uzattı, boşluğu okşadı.
Elara: Gezegenimizi yanımıza alıyoruz,
Kozmos. Yeni bir başlangıç yapacağız.
Orada... orada tekrar çiçek açacağız.
Ve gemi, sessizce, sadece yıldızların rehberliğinde,
binlerce yıllık bir yolculuğa doğru ilerlemeye devam etti.
.
14 kasım 2025