0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
71
Okunma
Günümüz…
Bir yandan gençlerin hayalleri uçurum kenarında,
bir yandan da onların inadına doğan bir sabah güneşi var.
Sokağa çıkınca umut kırıntılarıyla umutsuzluk birbirine karışıyor;
bir yanın “kaç” diyor,
diğer yanın “kal ve değiştir” diye bağırıyor.
Kahvelerde siyaset konuşuluyor,
evlerde zam hesaplanıyor,
gençlerin cebinde ise gelecek için sadece cesaret kalmış—
ama o cesaret öyle kıymetli ki,
bazen tek başına bir ülkeyi yeniden ayağa kaldıracak kadar güçlü.
Bugünün gerçeği şu:
Herkes yorgun ama kimse teslim değil.
Herkes öfkeli ama öfkenin içinde kocaman bir adalet arzusu var.
Herkes susuyor gibi görünse de
alttan alta büyüyen bir ses yükseliyor—
görünmeyeni görünür kılan,
sessizi haykırışa çeviren bir kuşak geliyor.
İşte bu yüzden…
Bugün ne kadar ağır olursa olsun,
yarın bir yerlerden bir ışık mutlaka sızacak.
Çünkü günümüz tam da böyle:
Hem karanlığıyla cesaretimizi sınıyor,
hem de içimizdeki devrimi büyütüyor.
Ve biliyoruz ki…
Bu hikâye burada bitmez,
biz yazmaya devam ettikçe.