0
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
123
Okunma

Gidebildiğin kadar uzağa..haydi durma yürüt beni ayaklarım...
Götür beni.
Siz de anladınız sonunda değil mi artık buralar bizim için yanlış yer olmuş besbelli.
Baksanıza...
Atlı karıncanın atlarını bile çalmış karanlık. Sesler geliyor gecenin içinden...
ama bunlar hayra yorulacak şeyler değil, hepsi cinnetlik...dinlemeyen sakın...
Kapatın kendinizi kulaklarım. Duymayın...dinlemeyin sakın onları.
Duyarsanız eğer bir daha da geriye olmaz dönüşü.
Tabelalardan bile çizilir cisminiz, ruhunuz da gider bir rivayete, bir daha da asla dönemez geri.
Ne olur siz de vazgeçmeyin ayaklarım.
Gitmeniz gerek buralardan. Bir hiç olsanız da korkmayın.
İnanın bana kalsanız da bir hiçten bir tık fazla olmazdınız zaten.
Geçmezdi kulaklarınızdaki o lanet uğultu, tüm melodiler de kaypak bir kayrolanın kopmuş yayına sıkışıp, geçerdi kendinden.
Fısıltılar diyorum, fısıltılar yükseliyor gecenin içinden...
Sakın duyma kulaklarım o sesleri, dönme sakın gideceğin yerden, belli ki kandırmaya çalışıyor sizi de benim gibi karanlığın sesleri.
Ayak izim bile konuşuyor ardımdan...yalvarıyorlar bırakma ardında diye bizi. Gidersen bir rüzgâra yem olur gideriz, bir daha hatırlamaz kimse bizi.
Susun siz bari döndürmeye çalışmayın artık beni.
Bir suçum yok ki benim, kimseyi öldürmedim ki, suç ise eğer ruhunu terk etmek, o zaman kaldırabileceğim bir tane verseydi ya tanrı...neden kimse suçu tanrıya yüklemiyor o değil mi yaratan bu çarpık düzeni...
Şiiişşt... şimdi susmalısınız ayak izlerim...mezarlıktan geçiyoruz, sakın ha uyandırmayın ölüleri.
Eğer uyandırırsanız ruhları, ödeyemeyiz yüklediğiniz vebali...
Yürü ayaklarım götür beni çok uzaklara...anlaşılan zihnime tanınan sürenin sonuna geldik böyle aklı başında seslenemeyecek bir daha size belli ki...
5.0
100% (3)