0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
95
Okunma
İnsan, kendi davranışlarının başkaları üzerinde nasıl bir etki bıraktığını çoğu zaman fark etmez. “Ben sadece konuşuyorum” der, fakat karşı taraf bunu baskı olarak algılar. “Yardım ediyorum” diye düşünür, ama muhatabı kendini küçümsenmiş hisseder. “Sessizim” der; oysa çevresindekiler bu sessizliği ilgisizlik olarak yorumlar. “Ben doğruyu söylüyorum” iddiasındadır, fakat aslında fikrini dayattığının ya da bilgisinin yetersiz göründüğünün farkında değildir.
Kişi niyetinin ne olduğunu bilir; ancak davranışının etkisini çoğu kez göremez ya da karşısındakini doğru okuyamaz. İşte bu tekrar eden döngüler, hayatın kör noktalarıdır. Bazen onları fark etmeyiz, bazen de görmezden geliriz. Kör nokta, insanın kendisine en az dürüst olduğu alandır.
Kişi kör noktasını göremediğinde ya da onunla yüzleşmediğinde;fark edilmeyen duygu, inanç ve davranışlar negatif enerji olarak birikir. Kendimizle yüzleşip kör noktamızı fark ettiğimizde ise orada aslında muazzam bir potansiyelin saklı olduğunu görürüz.Bu alan üzerindeki sis perdesi kalktığında dönüşümün, gelişimin ve iyileşmenin önünde hiçbir engel kalmaz.
Böylece beşerî ilişkilerimizde aynı hataları tekrarlamaz, yanlış kararlar vermez ve aynı acıları yeniden yaşamayız.
5.0
100% (1)