0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
106
Okunma
İki tür telâşe vardır; biri İnsandan - insana,
digeri insandan - Rahmân’a.
İnsandan - insana olan telâşe, bir yarıştır ki ; -
Bu yarışın maddesi haset, kin, tamahkâlık, riya;
Doğurduğu en büyük zarar ise Zulüm’dür.
Nitekim Zulüm sadece fiziki bir işgal yada zarar değil ; menfi duyguları ön plana çıkarmak, gözü doymaz bir şekle bürünmek, dünya hırkasını giyip, menfi hareketler ile büyümeye çalıştığını sanarak ardında önce kendi nefsi olmak suretiyle ailesi ve insanlığı incitici hal ve tavırlar sergilemektir..
Şimdi ise ikinci ve en mükemmel telâşeye gelelim...; insandan - Rahmân’a olan telâşe...
Bu telâşenin iki yüzü yoktur, tek ve bir’dir. Şayet insan Bir olandan geldiğini bilip, elest bezm’in ahdini ( sözünü ) unutmadiysa ; ne iki yüzlü nede iki gönüllüdür. Bu telâşenin asıl kaynağı, aktığı yön Allah’tır.
Huzura, hazır bir şekilde varmanın telâşesi kişiyi farklı manâ alemlerine hazırlar. Bu âlemlerin de şartı; tam teslimiyettir ve bunun ön hazırlığı çeşitli meşakkatler ile önce kalbi ve nefsi sonra bedeni ve ruhu şeytanın dokunuşundan ve bıraktığı kirli izlerden arındırmaktir , bunun adıda ; imtihan’dır.
Allah’a bağlılığını sebat bir kalple İslam yolunda sabit kılmak amaç ve niyet ile hasıldır. Kişi ilim ile halim olmaz aksine hilim ve güzel ahlak ile ilmini arttırıp, tamamlar.
Hükme boyun eğip, Hâkim olanın deryasında, O’nun sınırlarını gözeterek; bu sınırlar yasaklar, helal ve harmalardır. Bunları gözeterek bu deryada yüzmeli insan.
İşte bu telâşe insanı âli bir derece olan " Muttakî " derecesine yükseltir...
Velhasıl - ı kelâm ;
Allah’a yol, Allah ile kavuşmakla son bulur...
Hayır ve selametle kalın...
5.0
100% (1)