Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Çağdaş Durmaz
Çağdaş Durmaz

BİR ADAM SEV

Yorum

BİR ADAM SEV

( 3 kişi )

2

Yorum

6

Beğeni

5,0

Puan

159

Okunma

BİR ADAM SEV

BİR ADAM SEV



Sen, bir mum alevi gibi, içindeki uçurumlara düşerken, o karşına çıkıp, elinden tutsun senin. Önce gözlerine bak, gözlerinde kendini gör, kendine sarıl, kendini sev.
Sen bir aşka daha tövbe edip, yine sabaha karşı, bir kenti terk ederken, o, bavulunu elinden alsın, avucuna kırlangıçlar bıraksın.
Bir kez olsun, göğün yüzü ol kendine, toprağın aynası ol.
Bir kez olsun, ağla çocuklar gibi, hayaller kur, onun omuzunda uyu.
Bir kez olsun, unut acılarını ve ağrılarını. Çek geceyi üstüne, gözlerinde bir tutam yıldız...
Hayat kısa, durma, bir adam sev.
Sebepsiz ve vakitsiz çalsın kapını.
Yüzünde çocukça bir gülümse, elinde rakı, balık, Küçük İskender’den şiir kitabı...
Islanmıştır yağmurda.
Kalabalık sokaklar... Hüzünlü apartmanlar... Yorgun bir akşam üstü...
Babanı özlemişsindir yine.
Elinde siyah beyaz yıpranmış bir fotoğraf ve fotoğrafa damlayan gözyaşların... Mendil uzatmasın sana, gözyaşlarını teniyle silsin.
Tenini kokla... Teninde, yedi yaşının incir ağaçları...
Sonra, o senin hiç gitmediğin, görmediğin kentleri anlatsın sana. Kasabaları, köyleri, yoksul insanları ve evleri anlatsın.
Enver Gökçe’nin yer yatağı, Ahmet Arif’in köyü ve kederli günleri Yaşar Kemal’in... Sonra, Yaman Okay’ın kimsesiz saatlerde, ağır ağır çıktığı İstanbul yokuşları... Elinde çiçekler, kalbinde bir sevda. Gemilere verdiği selamı anlatsın sana, zor yılları ve de parasız zamanları anlatsın.
Yollara düş onunla.
Samatya’da aşkı,
Kadıköy’de umudu,
Beyoğlu’nda gençliğini hatırla.
Hayat kısa, durma, bir adam sev.
İnsanın camda bekleyeni çok olur. O, canda beklesin seni.
Dağılmışsan, toplasın, düşmüşsen, kaldırsın seni.
Kendine küsmüşsündür, barıştırsın, alıp başını gitmişsindir, kendine getirsin seni.
Artık sokaklar hiçbir yere çıkmıyordur. Sürgülüdür, bütün evler ve kalpler. Oyun parkları çocuksuz, oturma odaları insansız, insanlar vicdansız...
Ne çayın demi kalmıştır, ne insanın edebi.
O, hep yanında, yaranda, yarınında dursun senin.
Hastasındır yatak döşek. Elin kolun tutmaz olmuş.
Perdeler kapalı, telefonlar cevapsız, oda soğuk.
Koşup gelsin.
Başını okşasın, çorbanı yapsın, ıhlamur kaynatsın. Kaldırsın seni yatağından. Sana içinden oyuncak trenler geçen masallar anlatsın. İlacını versin, yıkasın, saçlarını örsün.
Kalmamış gücüne derman, geçmemiş acına merhem olsun.
Hayat kısa, durma, bir adam sev.
Nâzım’dan, Didem Madak’tan, Edip Cansever’den şiirler okusun sana. Çocukluğundan anlatsın. Misketleri, bisikleti, topacı ve bir geceyarısı göz altına alınıp götürülen babası... Yüreğin yüreğine değsin. Aylardan şubat...
Hayat kısa, durma, bir adam sev.
Kalbin semah döner, cem evi,
aşkın secdeye durur, cami,
ruhun alev alır, kilise olsun sana.
En çok, beyaz gömlek yakışsın, bir de siyah yelek.
Ceketinin yakasında hep bir kızıl karanfil.
Rakısı susuz, sevdası sonsuz.
Hüznü Neşet Ertaş’a, hasreti Turan Engin’e, isyanı Ahmet Kaya’ya benzesin.
Gelişi de, gidişi de adam gibi olsun.
Sarılsın sana, sen ölmeden cenneti gör.
Boynuna bırak dudak izini.
Mektuplar yaz.
Özle.
Yüzünün çizgilerinde ara kendini.
Nereye giderse gitsin, kapıyı açan sen ol.
Kandilsen alevin, kalemsen öykün, sandalsan kıyın olsun.
Yaşamaya sebebin kalmamıştır... Umut etmeye, düş kurmaya, insana inanmaya...
Sokaklar kahır, pişmanlık ve yalan.
Sokaklar korku, ölüm ve keder.
Doğmamışsındır hiç ya da ölmüşsündür çoktan.
Doğursun seni yeniden.
İnandırsın aşka, yarına ve kavgaya.
Sesine ses, nefesine nefes olsun.
Çocukları çok sevsin, bir de sahipsiz hayvanları. Cüzdanıyla değil, vicdanıyla yaşasın. Düşene el uzatsın, mazluma kulak versin, evsize yatak açsın. Bulaşmasın düzenin çirkinliğine, çirkefliğine, çürümüşlüğüne. Özünden de, sözünden de dönmesin.
Sonra, günler geçer, aylar, yıllar geçer.
Ayrılık girer araya, ölüm girer.
Yeminin olsun.
Ahtın olsun.
Sonun olsun.
Hayat kısa, durma, bir adam sev.





-

Meral Okay, Yaman’ı anlatırken şöyle demişti. "Bir gün evi düzenlerken fark ettim. Bir de baktım ki, benden çok Yaman’’ın eşyaları var...Küçük küçük poşetlerle sızmıştı. Aşk bir sızma halidir...
Yaman o kadar temiz bir adamdı ki ona kızamazdınız. Bir o kadar da yiğitti. Ben derdim ki; bu adam ne zaman yorulacak! Meğer acelesi varmış...Her şeyi o kadar yoğun, hızlı ve coşkulu yaşıyor ve yaşatıyordu ki büyüleyici bir şeydi bu.

O, o kadar ahlaklı ve temizdi ki, yaşam biçimi ve duruşu karşısında başka türlü olamazdınız. Onun yanında kirli kalamazdınız. Böyle bir şölen gibi, bir lunapark gibi sevdalık yaşayınca bu görkemi taşımayan her şey bir çadır tiyatrosu gibi geliyor insana...
Bu ateşle yanma hali o kadar derinden, için için yanıyor ki, dönüp bir başka ölümlüyü yakmaya içi elvermiyor insanın...
Yaman’la her günümüz sevgililer günüydü...Eşine bu kadar çok çiçek getiren bir adamı daha analar doğurmamıştır...Biz birçok defa sabah uyanıp birlikte gün doğumunu seyreder, ne bileyim çingene vapuruna binip sabah erken boğaz’ı turlardık
Bugün eksik olan ne?
Bu topraklarda eksik aşk ve mutluluk kutsanmaz, ayrılık ve acı kutsanmıştır... Birlikteliklerdeki tutku kutsanmaz da, ayrılıklardaki tutku kutsanır hep...
Yaralarıyla mutlu olmaya daha yatkın bir kültüre sahibiz biz.
İçinizdeki çocuğu öldürmeyecek adamı sevin...

O çocukla derdi olan adamlardan,
ne koca olur,
ne baba, ne de insan..."
Çocukların derdini dert eden bir adam sevin...


Meral Okay’ın dediği gibi, aşk, sevgi ve mutluluk yerine, ölüm, acı ve gözyaşının kutsandığı bu topraklarda sevgililer günü de bir panayır gösterisinden başka bir şey değildir. Diğer yandan, candan sevenlere ve sevilenlereyse zaten her gün sevgililer günüdür ve bağırıp çağırmaya, tantanaya gerek duyulmaz, yaşanılır...yaşatılır..

(Aşka, insana, Meral ve Yaman Okay’a özlemle...)
- Alıntıdır -

Bir yerde okuyup notlarımın arasına aldığım bir yazı , çok duygulandım okurken , gözlerim doldu
siz dostlarıma da pay etmek istedim...













Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Bir adam sev Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir adam sev yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR ADAM SEV yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Ali Rıza  Coşkun
Ali Rıza Coşkun, @alirizacoskun
16.11.2025 22:08:41
5 puan verdi
Çok dokunaklı bir yazı…
İnsana hem aşkın saf halini hem de hayatın kırılganlığını hatırlatıyor. “Hayat kısa, durma, bir adam sev” cümlesi, aslında bütün metnin özeti gibi: sevmek, yaşamak ve insanca kalabilmek. Meral Okay’ın Yaman Okay’a dair sözleri de bu duyguyu daha da derinleştiriyor; temiz, yiğit ve coşkulu bir yaşamın nasıl iz bıraktığını gösteriyor.

Kısacası, bu yazı bize sevginin bir lüks değil, bir ihtiyaç olduğunu hatırlatıyor.
Kalemine yüreğine sağlık..
Etkili Yorum
elif.kurt
elif.kurt, @elif-kurt
16.11.2025 21:25:23
5 puan verdi
Böyle insanlar yok denecek kadar az , ne yazık ki törelerimiz , adetlerimizin de çok etkisi var , erkek çocuklarımız sert, duygusuz yetiştiriliyor, duygulu olanlarla dalga geçiliyor, bir erkek her gün eşine çiöek alsa tuhaf karşılanır etrafından ne yazık ki , tabi babasından da görmeyen adam ya da erkek , garip karşılıyor ne yazık ki

Oysa bir kadını bir söz mutlu eder, onun için emek vermek mutlu eder, ona yardım etmek mutlu eder, onunla paylaşmak, ona değer vermek, kırılgan olduğunu unutmamak onu anlamaktır.

Tabi ne yazık ki hayatı alışveriş ve para olarak gören kadınlar da var :(

İlber oktaylının bir konuşması vardı, sizi güldürecek adamları değil, size aklınca bilgi ve hikmet veren bilge adamları değil, size huzurunuzu sağlayacak, size dünyaya bakmayı sevdirecek yerine göre mizahi yerine göre tenkidi olan adamları sevin diyordu.Ruhu dinlendirecek sohbetlerin reçetesini vermişti .

İyi ki paylaştın değerli şairim, yüreğine çokça sevgiler.



© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL