Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Tigem0663
Tigem0663
VİP ÜYE

Atlas sayı 261 Aralık 2014

Yorum

Atlas sayı 261 Aralık 2014

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

80

Okunma

Atlas sayı 261 Aralık 2014

Mürşidimiz dün ilimize teşrif ettiler. Bir arkadaş bir hâlini anlattığında şöyle cevap verdi: Edeb, insanın yaşadığı kendi hâlinden üstündür.

Alıntı


Kitap okurken dergileride göz gezdirelim kitabın değerini en iyi bilen sahafçıları gezen insanlardır diye düşünüyorum bir kütüphane dergisiz olmaz o zaman eski dergilerin sayfalarını çevirmeye
başlayalım Atlas 2014 yılının aralık ayı sayısında kamerayı yaban domuzlarına çeviriyor bizi gene keşif edilmeye bekleyen coğrafyanın en ücra yerlerine götürüyor 25 yıl önce yıkılan Berlin duvarına konuk oluyor dilek adasına misafir oluyoruz bilgi hazinedir dilek adası yaban domuzları ünlü bir yer biyolojik çeşitliliği doğal zenginliği ile Türkiyenin nadir bölgelerinden biri
Edeb, insanın yaşadığı kendi hâlinden üstündür yani bir şehre yada her anında edebi ahlâk bilen gittiği yerlerde hürmet ve saygı görür bir şehre edeb ile girerseniz o şehrin ruhunu incitmezsiniz
Dilek yarım adasıda kuş adasının güneyinde yer alır sökeye bağlı bir yarımadadır pek çok insanın yaban domuzlarına yem verdiğini görebilirsiniz
yeşil ile mavinin buluştuğu cenneti andıran yarımadanın yaşadığının adanın yaşadığı en acı olay 1996 yazında çıkan anız yangınıdır 4 bin 500 hektarlık bir orman kül olurken ve ezilen binlerce kirpi ile kaplumbağa nesli yok olmuştur

beş temel kural vardır: Himmeti yüceltmek, haramdan sakınmak, hizmeti güzelleştirmek, azmi arttırmak ve nimete saygı göstermek. Himmetini yükseltenin derecesi yükselir.

Alıntı

Tasavvuf yolu birazda şu demektir Haramdan korunanı Allah korur nimetini arttıranın bereketi artar işte yükselmek ve saygı görmek isteyen insan için tasavvuf ilim bilmek kendini okumak ve ille edeptir
İrfan diyarının hükümdarı olarak bilinen mevlana insanlara yol göstermiş mürşitlik makamında Nimete saygı göstererek
şükrünü eda ederek nimet hazinesi arttırmıştır şükredenin nimeti artar.
İnsan iyi bir şeyse onu 5 vakit yapabilir insanları namazı öğütleyen nefislerini haramdan koruyarak insanlara nasihat eden Mevlana bugün ve her yıl törenlerle anılıp adına dualar okunmaktadır Konyada her yıl şebi arus törenleri ile anılan mevlana büyük sufilerdendir zaten insan ölümünden 741 yıl sonra dahi ilk günkü gibi anılıyorsa arkasında güzel bir nesil bırakmış saygınlık kazanmış demektir Allah dostlarının ahlâkı şudur Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca bir şey O’ndan gizli kalmaz diyerek her hali tevazu ve edep ile yaparlar Mevlanaya hamdı piştim yandım sözünü söyleten Bu ilahi emirlere olan itaat ve biat ahlâkıdır bugün 745 yıl geçmesine rağmen mevlânadan insanlar sevgi ve hoşgörü öğrenmeye devam kabrinde adına dualar okumaya devam ediyorlar Rahmet ve saygı ile el fatiha büyüklerden edineceğimiz ancak ahiret azığıdır ahiret azığını edinene ne mutlu


Fâni olan fâniye değil yalnız bâki olana sığınmalıdır.Yalnız ondan medet ummalıdır. Aksi halde ne bu dünyada itibarları olur ne de öte dünyada.

Alıntı

Her yıl 17 aralıkta  düzenlenen Şebi Arus törenleri bir düğün gecesidir 17 aralıkta güneş batması ile rast makamında tok ve gür sesli biri yumuşak tonda Ya Hz Mevlana hak dost diyerek geceyi başlatır
Bütün ölümümüz edebi bir düğündür diyen mevlana fani olandan baki olana geçer cenazesinde her dinden binlerce insan vardır oğlu sultan veled babasını o övülmeye değer padişah diyerek tarif eder
Mevleviler için sema kalbi gafletten uyandırmaktır kalbin uyanışı ile sevinç hüzün ve korku uykusundan uyanır ve harekete geçer bu manevi diriliş Semazen hak yolunda yürüyeçeğine inanır
Mevlevilik Mevlana yolunda yürüyenlerdir tasavvufta rolleri büyüktür hoş görüye güzele inanıp fani olanı terkedip baki olana bağlanmaya inanırlar Allah için yapılan mücadelede ise pes etmek yoktur
Mevleviliğin temelleri Mevlana zamanında yapılan sohbetler ile başlar mevlananın ölümü ile posta oturan oğlu sultan veled tarafından geliştirilerek devam eder kin ve düşmanlık değil dostluk affetmek vardır
30 Eylül 1207 de horasanda doğan Mevlâna ölümü için şunları der dünyadan ayrıldığıma üzülüyorum sanma sakın öldüğüm için bana ağlama o vakit benim ayrılık vaktim değil kavuşma vaktimdir


Her aşk sözünde sen…
Her güzel sözde sen…
Her inleme sözünde sen…

Alıntı


Güzel bir hikayede biz anlatalım acemice dilimiz döndüğünce vakit doğu roma bizans devridir insanlar nereye gitsek onu görüyoruz her aşk sözünde karşımıza o çıkıyor her güzel sözde onun ismi var
Hasta ölürken kulaklarımıza onun ismini fısıldıyor derler diyarbakırın doğu roma devleti tarafından yönetildiği yıllardır bizans halkı onun isminden korunmak için yüksek bir kale inşa edelim diye Yurdun dört bir yanına tellarlar yollarlar fakat bizans kralının tellalı davetçiside onun ismine teslim olmuş ve bizanslı firavunun söylediklerinin tam aksini yapmakta filler dahi o isim önünde diz çökmüştür ve bizans firavununun elçileri ilahi emirle Hakkın ismini ilan ederek şöyle derler İbadet bir sanattır, onun ustaları ise Allah’ın veli kullarıdır ve hakkın çağrısı başlayınca ilk düşmanı batıl olur batıl yolu seçen bizans kralı diyarbakır şehrine teee Mardinden gözüken yüksek bir kale inşa eder fakat islam orduları Mekkeyi fethettikleri gibi nerede batıl varsa tüm batılları yıkarlar Türk askeri islam orduları diyarbakırı fethedip Allahın hidayeti ile muzaffer olunca derlerki Allah (c.c), dostlarına öyle bir güç vermiştir ki bir arslan nasılki ormanı fetheder Allah dostlarıda gönülleri öyle fethedecektir galip getiren Allahtır ve islamın tevhid sancağı dikilir diyarbakırın dört yanına


Allah (c.c), dostlarına öyle bir tasarruf ve güç vermiştir; aslanlar nasıl ki ormanların her bir yerini karış karış bilirlerse, Hak dostları da sâliklerin kalplerini, gönüllerini adım adım bilirler.

Alıntı

Zerzevan kalesi arkeolojik kazılarla pek çok sırrı ortaya çıkan hakkında pek çok bilgi edindiğimiz Zerzevan kalesi aynı zamanda diyarbakırdaki en önemli doğu roma dönemi eserlerindendir Diyarbakırın çınar ilçesine 14 km uzaklıkta olan bu kale diyarbakır mardin karayolunun 45.kmsinde yerden yüksekliği 105 m olup doğu roma sasani mücadelelerinde kullanılmıştır Askeri üs olarak kullanılan zerzevan kalesi is 400 ile 700 lü yıllarda bir askeri üs olarak hizmet vermiştir ilk kazı çalışmaları 4 ağustos 2014 yılında başlatılmıştır kale hakkında şu bilgilere ulaşabiliyoruz Diyarbakır Mardin karayolu üzerindeki bir dönemlerin Roma sınır garnizonu olan Zerzevan kalesi 3000 yıllık bir kaledir Asurlular dönemindede hizmet veren kale Pers Dönemi’nde kullanılmıştır Pers döneminde kral yolunun güvenliği için kullanılan kalede Romalılar 3.yy da askeri yapılar inşa edilmiştir kale 1.justinianos tarafından onarılmıştır 639 yılında ise Allah (c.c), dostu müslümanlar Allahtan aldıkları güçle öyle kuvvetli akınlar yapmışlardırki batılın sancağı yıkılırken diyarbakır burçlarında hakkın sancağı yülselmiş ve kale fetholunmuştur ve Allahın arslanları nasıl ki ormanı fetheder islam orduları aynı hızla hakkın hidayeti ile gönülleri fethedecektir


Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadisi kudsîde : "ALLAH :  "Seni kendi nurumdan, diğer şeyleri de senin nurundan yarattım. buyurmuştur.


Tarihler 1996 yazını gösterirken Kuş adasına bir gazeteci gelir işini icra etmek ister hakkı ile görevini yapan insanlar mutlaka kendisini tebessümü ile belli eder siz onları alınlarındaki iz ile tanırsınız
Alnında secde izi bulunan insanlar ahlâkını peygamberimizden alırlar Allah hepimizi o şerefe eriştirsin erdeme ulaştırsın inşAllah amin gazeteci arabaya gaz doldurur fulle ustam sana zahmet der
Ve Kuş Adası söke arasında bulunan dilek adası milli parkına doğru yola çıkar burada avcıların vurduğu leşlerini yerde bıraktığı yaban domuzlarının fotoğrafını çeker kimisi domuz eti kimisi kul hakkı
peşindedir ve objektifler doğal güzellikleri çeke dursun gazeteci Allahın yarattığı en kıymetli nesne biri vakit diğeri akıldır fakat vaktini ziyan eden çok aklını kullanan nedense hiç yoktur Vakit zayi olursa geri gelmesi hiç mümkün değildir diyen gazeteci civar köylere yola çıkar objektifini insana çevirir fakat tarih 1996 yazı yer dilek milli parkıdır halk anız yakımına başlamıştır Akılsızlıkmı diyelim takdiri ilahimi uyarımı ilahi ikazmı küçük bir kıvılcım binlerce cana mâl olur o yıl 4 bin 500 hektarlık milli servetimiz kül olmuştur yanan küller arasında kirpiler kaplumbağalar nice canlar vardır onlarda evladımız değil mi yanan can bizim


A’râf / 143. Ayet

Mûsâ as Rabbim! Kendini bana göster dedi. Allah ona Sen beni asla göremezsin
Fakat şu dağa eğer yerinde durabilirse sen de beni görürsün” buyurdu. Rabbi dağa tecelli edince onu paramparça eddi.


Kuraanda dağlar Rabbimizin güç ve kuvvetinin tecelli ettiği yerlerdir hiç bir insanın aşmaya gücünün yetmeyeceği o dağlar Cenabı Hakkın tek bir emri ile un ufak olur parçalanır Hz ibrahimde Hak Teala hazretlerinin dirilme sıfatını görmek isteyince ona 4 kuşu eğitmesi sonra öldürüp bir dağa bırakması emredilmiştir  iyi bil ki, Allah, kudreti üstün gelen, hikmetli olandır.Bu hikmete uygun hareket edip ilahi emre uyanlar A’râf / 74. Ayette buyurulduğu gibi Allah Tealanın bahşettiği imkânlar sayesinde dağları yontarak evler yerin düzlüklerinde ise saraylar kurup inşa
etmişlerdir işte yeryüzündeki dağlardan biriside Hawaideki kilauea dağıdır bir volkanik dağdır gezegenimizdeki bu en aktif yanardağ Ra’d / 31. Ayeti bizlere hatırlatır dağlar yürütülecek,ilâhî bir kitapla  yeryüzü parça parça edilecek Gerçek şu ki, her şeyi murad edip yapmak yalnızca Allah’ın elindedir evet püsküren dağlar patlayan volkanlar hepsi insanların sakınıp Hakka sığınması içindir Kilauea dağı mart 2008 de püskürerek bir lav gölü oluşmuştur bu gün bile bölgeye gelen ziyaretçiler lavların ışığını izleyip dağın kızgınlığını hissedebiliyor ve dağlar Allahın ayetlerini okumaya devam ediyor dağlar Cenabı Hakkın azabının habercisi

Ne arzuladınsa oldu muradın,
Şeytan dürtükledi sen ona kandın,
Tirilyonluk oldun ne oldu adın?
Bir kefenden başka nen var üstünde

Seyfet bozçalı

1961–1989 yıllarında Doğu Almanya ile Batı Almanya’yı ayıran bariyer olarak hizmet etmiştir doğu almanya halkının batı almanyaya kaçışını önlemek amacı ile 13 ağustos 1961 de yapımına başlanan
Berlin duvarı 46 km uzunluğundadır insanların arzu ve isteklerini önleyen duvar 9 kasım 1989 da yıkılarak insanlar özgürce batı almanyaya geçmeye başlamıştır Pek çok göz yaşına sebep olan ve pek çok kaçışa sahne olan bu duvarın önünde pek çok idam fermanı asılmış fakat o duvardan sadece hüzünle hatırlanan anılar kalmıştır geride İbni Haldunun dediği şehirlerde insanlar gibidir büyür doğar ve ölürler şeytanın dürtükleyip ona kananlar arkada kötü bir isim bırakır şehirler bize bazen hüznü bazende sevinçli yaşamları hatırlatırlar
Dostoyevskinin dediği gibi önüme bir duvar çıktı diye vazgeçek değilim diyen insanlar pek çok kez duvarı aşmaya gayret etsede başarısızlık ile sonuçlanan bu kaçışlar idam ile noktalanmıştır
Duvara utanç duvarı ismini veren Alman halkı duvardan kurtuluşlarını bir sevinç ve neşe ile kutluyor zulüm eden ise her zaman arkada bıraktığı utanç ile hatırlanıyor işte insanda böyledir her zaman hatırlanır giderken üstünde ne taşırsa öyle ağırlanır vede hatırlanır


Gece gündüz düştün markın peşine
Zaman ayırmadın dosta eşine,
Girmiş oldun lakin altmış yaşına,
Gençliğin heba ettin Almancı...

Seyfet bozçalı

İnsan gece gündüz yaşasada o sadece paranın markın doların peşine düşmemeli kimi zaman dostları ile yiyip içip sohbet etmeli insan yanlışının çok geç farkına varır bu yüzden en iyisi hatadan kaçmaktır
İnsanın en güzel yaptığı işlerden biride yaşadığımız şehirleri binlerce ülkedeki güzellikleri gezip görmektir ülkemizin önemli kültür şehirlerinden biride Anteptir ve şehiri ziyaret ettiğinizde tarihi mozaikleri ile Zeugma kenti sizi karşılar Roma devrinin önemli merkezlerinden biri zeugma antik kentinin binlerce yıllık mozaikleri aynı zamanda nice yazara şaire ilham perisi olmuştur evet yolcunun yolu görülen güzellikler ile değerlenir kişiye parası ve mülkü değil yaşadığı değerli ve güzel anlar lezzet katar ülkemizin değerli bir zenginliği olan Zeugma antik kenti baklavasının lezzetine
doyum olmaz Antep şehrimizin nizip ilçesindedir Büyük İskenderin ölümü ile onun generallerinden selevkosun kurduğu antik kenttir zeugma ve milyonlarca kişiye yurt olmuştur bu Anadolu toprakları
İnsanlar ve kavimler parası elbisesi ile değil geride bıraktıkları eserler ile hatırlanır işte anadolu binlerce insana yurt olması ile bugünde milyonlarca kişi tarafından ziyaret ediliyor insan parası ile değil bıraktığı eserlerle akılda kalıyor


Anmadın Mevlanı bir kez yürekten,
Dünyada bu kadar nimet vermişken,
Düşün Hakka hesabını verirken,

Seyfet Bozçalı

Şairin dediği gibi dünyada hiç bir şey gaye değildir asıl gaye Cenabı Hakkı anmaktır peygamberimiz SAV elinizdeki fidanı kıyamet vakti gelmeden dikin der fakat biz o fidanları ağaçları söküp yakıyoruz En güzel manzaralara sahip Karadenizin o olağanüstü manzaraları ise bakmadan kayboluyor ilk önce yeşilden maviden vazgeçen insanlar para sevgisi için yeşillikler üzerine oteller inşa ediyor
oysaki Yedigöller ve Kaçkarlar manzarası ile ülkemizin sayılı güzelliklerinden bu güzelliklerinden farkında olmak için Karadenizin o yeşilliklerinde gezmeniz ayağınızı bir kere o soğuk buzul göllerine
sokmanız yeterli olacaktır insan bugün yeşili maviyi güzellikleri nasıl soldurdu ise yarın ahiret kapısında kendi güzelliğide öyle solacaktır insan doğayı korumanın fidan dikmenin ilahi bir emir olduğunu
ve doğanın bir canı olduğu aklına gelmiyor doğu karadeniz bölgesinin benzesiz bir parçası olan kaçkar dağları dalış yapmak içinde ideal bir bölge fakat insanlar yok etmeye bu hızla devam
ederse yakında çocuklarına gösterilecek bir güzellik kalmayacak kaçkar dağları rize artvin erzurum sınırları arasında sizlerin ziyaretlerini bekliyor tüm güzellik ve eşsiz manzaralar kaybolmadan bu görkemli dağları ziyaret edin incitmeyin

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Atlas sayı 261 aralık 2014 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Atlas sayı 261 aralık 2014 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Atlas sayı 261 Aralık 2014 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL