0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
127
Okunma
Evler... Benim için onlar, sadece dört duvar ve bir çatıdan ibaret değil; onlar, bir zaman tünelinin girişleri. Her kapı eşiği, ardında bıraktığım ya da yeni başladığım bir hayatın başlangıç çizgisi. Ama hiçbir koku, hiçbir duygu, beni doğduğum evin kokusu kadar köklerime çekemez.
Ben, bu dünyaya bir köy evinin kucağında gözlerimi açtım. Betonun soğukluğundan, camın şeffaflığından çok uzakta; annemin elleriyle yoğrulmuş, çamurla sıvanmış toprak bir evdi benim ilk barınağım.
O evin kapısını araladığınızda, ciğerlerinize dolan o koku... Ah, o koku! Onu ne parfümlerle ne de modern kokularla tarif edebilirsiniz. O, derin, serin ve kadim bir kokuydu.
Bu koku, evin içindeki loşlukla birleşir, size toprağın rahminden fısıldardı. Yağmur yağdığında nemlenen kerpiç duvarların sızdırdığı o tatlı, mineralli toprak kokusu; içeride yanan tezek sobasının dumanıyla, ahşap tavanlardan sarkan isin kokusuyla harmanlanırdı.
Bu, sadece bir koku değil, bir varoluş ilanıydı. Orada attığım ilk adımdan, ilk kelimelerime kadar her şey o kokunun ruhuna sinmişti. O ev, bana toprağa ait olmayı, tevazuyu ve döngüyü öğretti.
Sonra hayat değişti, şehirler büyüdü, ben de büyüdüm. O toprak kokusunu içime mühürleyerek ayrıldım ve yıllar sonra, kendi yuvamı kurarken bir kez daha evlerin eşiğinden geçtim.
Evlendikten sonraki evim...
O, bambaşka bir dünyanın kapısını açtı. Modernliğin, beyaz boyanın ve cilalı parkelerin kokusu... Bu yeni ev, bir gelecek vaadi, temiz bir sayfa gibi kokuyordu.
Burada, toprak kokusu yerine çamaşır suyunun keskinliği, yeni mobilyaların verniği ve taze demlenmiş kahvenin enerjisi vardı. Burası, kurduğumuz hayallerin ve ortak bir geleceğin laboratuvarıydı.
Ancak ne zaman yeni evimin penceresini açsam, esen rüzgar burnuma o kadim toprağın kokusunu getirir.
İşte o an, anlarım ki, hayatımda kaç kapı açılırsa açılsın, kaç farklı mekanda nefes alırsam alayım; benim ruhumun esas kaydını tutan defterin ilk, en derin sayfaları, hala o toprak evin serin ve kadim kokusuyla mühürlü kalacak. Evler, sadece içinde yaşadıklarımız değil, içimizde yaşattıklarımızdır.
Necla Polat Hasbutcu
#Denemeyazıları