0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
99
Okunma

Karakterler: Hüseyin, Mehmet ve Gani
Konu : Kasıtlı Yaralama
Mehmet yeni işten çıkmıştı. Boşta olduğu için çok sıkılıyordu. Ne yapsam diye düşünür iken aklına kuzeninin berber dükkanı geldi. Daha önce de çalıştığı için tıraş işlerinden anlıyordu. Dükkanda işleri bittiğinde ise yan taraflarında bulunan kahvehaneye giderler ve kuzeni ile tavla yada okey oynardı. Aklına bu hatıralar geldi ve hazırlanıp kuzeninin yanına gitti.
Kuzen Hüseyin, Mehmet’i gördüğünde şaşırdı. Oo Mehmet Efendi siz teşrif edip buralara kadar gelir miydiniz diye takıldı, gülüştüler. Hal hatır sorduktan sonra buraya sana yardıma geldim dedikten sonra Hüseyin, Mehmet’in işten çıktığını/çıkarıldığını anlamıştı. Çünkü ne zaman sana yardıma geldim dediğinde iş buluna kadar çalışırdı. Bu durumda karşılıklı bir fayda söz konusu olduğu için her iki tarafta memnundu.
Sıcak bir Temmuz sıcağıydı. Sabah hazırlanıp evden çıktı. Dükkanı kendisi açtı. Yan taraftaki kahve haneden bir çay istedi ve müşteri gelmeden çay simit kahvaltısını yaptı. Genç bir müşteri geldi onu tıraş yapıp gönderdi. Saat 10:30 sularında kuzeni Hüseyin yeni geldi. O da selam verip hemen kahvehaneye geçti. Mehmet bu arada gelen çocuk müşterilerin tıraşlarını yaptı. Bereket versin babanıza selam söyleyin dedi çocukları yolcu etti. Aklına kuzeni Hüseyin geldi. Kahvehane ile berber dükkanı arasında tahtadan bir paravan vardı. Oraya yaslanıp kafasını uzattı Hüseyin’e bakacaktı ki Gani ile göz göze geldi. Gani kuzeninin dükkanına gelip tıraş oluyordu. Oradan tanıyordu. Hüseyin de Gani ile oyun oynuyordu. Gani sen yine mi geldin çabuk dükkana dön dedi. Bağırarak.
Mehmet sen bana karışamazsın benim patronum değilsin hakkın yok dedi. Bunu duyan Gani oturduğu sandalyeden elinde ıstaka ile fırladı. Mehmet de onu görür görmez korkudan panik olup ne yapacağını bilemeden dükkandan çıkıp kaçtı. Gani bunun koştuğunu gördüğü için daha da sinirlenmişti ve o da arkasından koşmaya başladı. Mehmet canhıraş bir şekilde koşuyordu. Nefes nefes kalmıştı. Zor nefes alıyordu. Durdu arkasına baktı kimseler yoktu. Tekrardan dükkana doğru gelir iken ara sokakta Gani karşısına çıktı ve gel bakalım Mehmet Efendi şimdi nereye kaçacaksın. Mehmet’in koşacak takadı kalmamıştı. Gani Mehmet’e göre daha yapılı ve iri idi. Yaklaşır yaklaşmaz Mehmet’in gözünün üzerine yumruğu attı. Mehmet yere yuvarlandı. Gani’n öfkesi dinmediği için Mehmet’i yerde de tekmelemeye devam etti. Yorulana kadar dövdü. Sonra kendine geldiğinde ben ne yapıyorum acaba aynısı bana yapılsa ne yapardım diye anlık bir kelime grubu aklından hızla geçti. Sonra Mehmet’i tutup yerden kaldırdı. Mehmet’in burnu kırılmıştı. Yakınlarında buluna camiuye götürdü. Elini yüzünü yıka dedi.Mehmet hiç bir şey yapmadan kilitlenmiş gibi kaldı. Kan çenesine doğru sızıyordu. Gani de bir an durumun vahametinden kaygılanıp Mehmet’i arkadaşı Hüseyin’in dükkanına getirdi. Mehmet bayılmak üzereydi. Kan kaaybından heran yere yığıla bilirdi. Hemen oturttular. Hüseyin Mehmet’i böyle görünce arkadaşı Ganiye çıkıştı. Sonra ambulansı ve polisi aradı.
Mehmet’in sağlık raporunda yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve vücudunda kemik kırığı olacak(orta-2seviyede ) şekilde ve yüzündeki yara izleri belli bir msafeden belirli bir dikkat sarf etmeden ilk bakışta fark edilebildiğine göre yüzde sabit bir iz niteliğinde olduğunun rapor edildiği için olay adliye koridorlarına kadar intikal etti. Gani bu olayda mahkemdeher ne kadar da ben yarlamadım kendisi düştü ben yardım ettim dedi ise de mahkemde geçerli olan ıspat ve belgedir. O belgeyide Mehmet mahkemeye sunmuştu. Mahkemece tam bir vicdani kanaate de varılmış olduğundan gereği düşünülüp sanık Gani’ye 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
KİMSENİN AHI KİMSEYE KALMAZ.