0
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
134
Okunma

Sahi, bir kelimenin eksikliği, bir bakışın soğukluğu neye mal olurdu?
Bir adım atılsa, kurtulur muyduk o sessizliğin mezarından?
Bir kal denilseydi, gitmeye gücümüz olur muydu?
Oldurabilirdi… ama susmak seçildi.
Belki de en büyük cinayet buydu:
Sözünü saklamak, sevgisini gizlemek, merhameti unutturmak.
İnsanoğlu kendine mi kırgındı, yoksa zamana mı?
Bilemiyorum.
Ama bildiğim şu; bazen öldürmek için silaha değil, sessizliğe ihtiyaç vardır.
Bir insanı, gözünün içine baka baka, konuşmadan öldürürsün.
Ve sonra kalkar, üstüne bir dua gibi susarsın.
Oldurabilirlerdi… kalbimizle kalmayı.
Öldürdüler… gururlarıyla gitmeyi.
Ve şimdi ne zaman neden? diye sorsak, cevap hep aynı yankıda dönüyor:
Çünkü kolaydı gitmek, zor olan kalmaktı.
Kimse fark etmez ama bazı ayrılıklar mezar taşsız ölümlerdir.
Bir cümle biter, bir hayat yarım kalır.
Ve sen hâlâ yaşıyorsun sanırsın, oysa gömülmüşsündür adınla, anınla, sustuğun o son kelimenle birlikte.
Oldurabilirdi…
Ama öldürdü.
Ve en çok da "olabilirdi" kelimesinde kaldı ömrümüz.
5.0
100% (2)