Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Oğuzhan KÜLTE
Oğuzhan KÜLTE

BİR TALEP, BİR ÇOCUK VE MERHAMET

Yorum

BİR TALEP, BİR ÇOCUK VE MERHAMET

( 2 kişi )

0

Yorum

6

Beğeni

5,0

Puan

117

Okunma

BİR TALEP, BİR ÇOCUK VE  MERHAMET

BİR TALEP, BİR ÇOCUK VE MERHAMET



Günlerden pazar ve sıradan bir hafta sonu. Bir sat kadar önce oğlum Yunus beni arayarak müsaitlik durumumu öğrenmiş ve bize doğru geleceğini söylemişti. Henüz birkaç aylık evliliğinde halen bizleri unutmamış veya daha geri planda bırakmamış olduğuna sevinmekte olan babası olarak ben de “Gayet müsaitim” demiştim.

Bir saat daha geçmeden bize ulaşan Yunus doğrudan eve çıkmış ve bir kahve keyfi yapmıştık ailece. Oradan şuradan derken bir kısa muhabbetin ardından gelmesine asıl dayanak edindiği şu araba tamirat işi için caddeye indik. Kendi aracımdaki alet çantasını alarak oğlumun yanına geçtim. O ise çoktan işe başlamıştı ve fakat yanlış yerden. Bir önceki gün aracın sağ stop ve fren lambalarında sorun olduğunu en az iki kez söylememe karşın yine de yanlış yöndekini sökmeye başlamıştı bile. Neyse ki tam vaktinde müdahale ile oradaki işlemi tersine çevirirken ben de asıl problemin olduğu yerin ampullerini değiştirmek üzere işe koyuldum. Çok değil, iki dakikada sökme işlemi bitmiş, diğer iki dakikada asıl sorun tespit edilmişti bile. Sorunlu olan ampülün aynından kensisinde iki adet yedek olduğunu söylediğinden, işlem kolaylıkla bitirilecek, arıza da giderilecekti zaten. Yeni ampul montajı öncesinde kendisi aracın başına geçerek verdiğim talimatlara göre sinyal yakma, frene basma gibi işlemleri yeniden yaparken, aruzalı ampulün gerçekten e çalışıp çalışmadığını netleştirmeye çalıştım. Beklenti gerçekleşmeyince de yeni ampullerden biri ile ilk denemeyi yaptım ve işlemin başarılı olduğunu görünce “ Evlat işlem tamam” dedim. Bu işlemlerin hepsi on veya on beş dakika içinde bitmişti bile. Bir ara Yunus “Ben birazdan geliyorum” diyerek iki adım yanımızdaki AVM`ye kadar diyerek yola koyulmuştu. O, AVM`ye giderken ben de yavaş yavaş söktüğüm tüm parçaları bir araya getirip seri şekilde montaja başlamıştım. Birkaç dakika sonra elinde iki adet soğuk kahve ile gelen Yunus`a “ Bunlara ne gerek vardı.” dedim. O ise, belki de bir eletrik ustasına bu işi götürse idi daha çok maliyetle zaten karşılaşacağını da düşünerek kendince jest yaptı anlaşılan. Israr etmesine rağmen ben yine de kahveyi içmedim.

Bu arada yanımıza kadar gelen bir üçüncü şahıs “Kolay gelsin” diyerek bizden bir rica da bulundu. İki çocuk okutmakta olduğunu, iş aradığını ve varsa apartman temizliği işlerine de bakabileceğini, acilen paraya ihtiyaç duyduğunu dile getirdi. Samimice dinledik ve gerçekten de etrafta bu şekilde iş arayanların çokça olduğunu da bildiğimizden, kendisine yardımcı olmaya da çalıştık. Apartman yöneticimiz Ramazan Beyi arayarak, temizlik işimizi yapmakta olan firmanın adını ve iletişim bilgilerini talep ettim. Sağ olsun kısa zamanda bize dönüş yaptı. İletilen telefondan da bizzat ilgili firmaya da ulaşarak bize halini arz eden vatandaşın durumunu en güzel şekilde özetleyerek iş talebinde de bulunmuş oldum. Talebimize o an olumlu bir karşılık verilmedi ve fakat bir başka yere yönlendirmede bulunmaları üzerine, bu bilgiyi de iş talebinde bulunan vatandaşa ilettik böylece.

Cadde üzerinde araçla ilgilenirken ne de ilginç ve hayata dair konular geliyor insanın önüne, diye düşünmeden de alamadım kendimi. Belki bize kendini açan vatandaşa beklentisini karşılayabilecek bir çözüm bulamadık ama yine de elimizden geleni yapmaya çalışmıştık. Kolay değildi yokluk. Düşünsenize bir evde pek çok şeye ihtiyaç var ve fakat sizin daimi bir işiniz olmadığından bu ihtiyaçların karşılanabilmesinde çaresiz kalmak çok kötü olmalı. Hayatımın bazı anlarında bu varlık ve yokluk ikilemini deneyimlemiş birisi olarak bu durumu çok iyi biliyordum. Yanımızdan ayrılmak üzere idi ve kısa bir süre düşünerek vatandaşın cebine üç beş kuruşu çarçabuk sıkıştırarak en kısa sürede de bir iş sahibi olmasını diledim. Olup bitenleri izleyen Yunus dahi bu konuda biraz müteessir olmuştu. Bizde vicdani bir perde daha en güzel şekilde sonuçlanmıştı nihayetinde. Araçla işimiz bitti derken çalan cep telefonu, Yunuslara bir misafirin gelmekte olduğunu haber vermiş, acilen evine doğru gitmesi de gerekmişti. Bizim eve bile çıkmadan annesini de arayarak vedalaştı ve evine doğru yola çıktı. Bir elimde alet çantası, bir elimde Yunus`un içmem için ısrar ettiği ve yine de içmemeyi tercih ettiğim soğuk kahve olmak üzere belki on on beş metre ilerideki eve doğru yönelmişken, ortaokullu yaşlarda bir çocuk ile yolum kesişiverdi. Karşı yoldan bu tarafa gelene kadar topladığı boş metal kutularla önümdeydi bile. Oğlum Yunus`un cadde üzerinde ayrılırken bana çöğe atmam üzere verdiği boş kahve kutusunu gören çocuk “ Boş kutuyu alabilir miyim?” diye sordu. Kutuyu kendisine doğru uzattım. Belki de dört, beş kadar kutu olmuştu elinde. Onları satarak paraya çevireceği belliydi. “Demek ki onun da hayatla bir savaşı vardı ve hem de bu yaşta” diye düşündüm kendimce. Tam benden yarılacağı sırada elimde durduğunu son anda fark ettiğim ve henüz oldukça da soğukluğu ile duran metal ve dolu kahve kutusunu da kendisine uzatara” al, bunu da iç ve böylece bir tane daha boş şişen olur” diyerek verdim. İtiraz etmeden aldı metal ve soğuk kahve kutusunu. Bir süre bakakaldı bana ve ben ise yavaştan uzaklaşırken, “Cadde üzerinde bir basit tamiratta bile insanın önüne ne kadar farklı hayatlar geliyor, diye düşündüm.

Belki de bu gün benim ve oğlu için bu insanlarla karşılaşmak ve bu karşılaşmadaki vicdani tercihleri nasıl ortaya koyacağımız mevzuu bir sınadı. Esasında bunun tam da böyle olduğunu biliyor ve inanıyorum da. Hayatta ne tesadüfen meydana gelmiş ki bu yaşananlar tesadüf olsun. Kısmet bazen ihtiyacı dillendiren, bazen de masımane bakışla gelen değil miydi. Bu iki sınavın bana düşen kısımlarındaki tercihlerimle mesut şekilde evin yolunu tutmuştum bile. Bazen kendinden verebilmek ne güzxeldir, eksilmek değil aramaktır da o. Gönü güzel kalabilmek insana en güzel hisleri yaşatıyor nasılsa. Bu öyküleri daima okuyan değil, dokuyan da olmalı, ne dersiniz?

Oğuzhan KÜLTE

Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Bir talep, bir Çocuk ve merhamet Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir talep, bir Çocuk ve merhamet yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR TALEP, BİR ÇOCUK VE MERHAMET yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL