Bir millet, toprağını severken aynı zamanda rüzgârla kavga eder;
Bir lider, sadece fotoğraflarda durmaz, gölgelerde yürür.
Zamanın çarkı serttir; tarih, bazen kemik gibi soğuk, bazen de güneş gibi yakıcıdır.
Ama biz, o kemiklerin üzerine filizlenen çiçekler gibi direniriz;
O yakıcı güneşin altında köklerimizi derinlere salar,
Ve her fırtınada, bir şairin mısrası kadar ince,
Bir kahramanın adımı kadar kalın dururuz.

Bir milletin en değerli hazinesi
Yalnızca toprağı değil, hatıralarıdır;
Ve hatıralar, hafıza nehrinde kaybolmaz;
Kimi zaman bir taşın altında, kimi zaman bir çocuğun gülüşünde saklanır, bizi uyandırır, yolumuzu aydınlatır.

Biz göklerde dalgalanan bayrağımızı
Sadece bir bez parçası olarak değil,
Bir hayalin, bir umut nefesinin sembolü olarak taşırız.
Ve eğer bir gün tarih bizi unutmak isterse,
O zaman biz, hatıraların intikamını alırız;
Her anı, her nefes, her mısra,
Atalarımızın sesiyle yankılanır
Ve der ki: “Biz buradayız, biz yaşıyoruz, biz direniyoruz.”

Yüreğinize sağlık