Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Necla plt hsbtc
Necla plt hsbtc
VİP ÜYE

SON SÖZÜ "ALEYKÜMSELAM" OLAN LİDER

Yorum

SON SÖZÜ "ALEYKÜMSELAM" OLAN LİDER

( 2 kişi )

1

Yorum

6

Beğeni

5,0

Puan

145

Okunma

SON SÖZÜ "ALEYKÜMSELAM" OLAN LİDER


10 Kasım 1938 Perşembe sabahı, saatler dokuzu beş geçeyi gösterdiğinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, benzersiz lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 57 yaşında, İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nın 71 numaralı odasında hayata gözlerini yumdu.
Bu, sadece bir devlet adamının ölümü değil, bir devrin kapanışı, bir ulusun kalbinin en derin yerinden sarsılışıydı.

Atatürk’ün hastalığı, 1937’de Yalova’da ilk ciddî belirtilerini gösterdi. Siroz teşhisi konulmuştu, ancak O’nun millî davaya olan bağlılığı ve çalışma azmi, sağlığını hiçe saymasına neden oldu. 1938 baharında Yalova’daki tedavinin ardından, doktorların tüm uyarılarına rağmen, yorucu Ankara ve Güney gezilerine çıktı.

Hastalığın ilerlediği dönemde bile ülke sorunlarıyla ilgilenmeye, Bakanlar Kurulu toplantılarına başkanlık etmeye devam etti. Bu süreçte, Romanya Kraliçesi’nin de sirozdan vefat etmesi, çevresindekileri ve doktorları derinden etkilemişti.

Yakın arkadaşı Kılıç Ali, anılarında, karın ponksiyonundan (su alma işlemi) sonra Atatürk’ün odasına girdiğinde, O’nu aniden çok çökmüş bulduğunu anlatır. Atatürk, doktorların duyamayacağı kadar kısık bir sesle, "Çıkan suyu gördün mü?" diye sorar. Bu, yaşadığı ızdırabın en mahrem anlarından biridir.

Hastalığının en ağır günlerinde dahi, bir an önce Ankara’ya gitmeyi arzu ediyordu. Çevresindekilere, "Bunları ayağıma çekerim, yakama da bir eşarp sararım..." diyerek, bir sabah erkenden uzun çorap ve baldır sargılarını gösterir, "Ankara’ya giderken hangisini giyeyim?" diye sorar. Doktorların sarsıntının tehlikeli olabileceği gerekçesiyle karşı çıkmasına isyan edercesine, "Ankara’ya gidelim. Ne olacaksam orada olayım!" derdi. Ne yazık ki, gitmeyi düşündüğü Ankara’ya canlı ulaşamadan teslim oldu.

9 Kasım’ı 10 Kasım’a bağlayan gece, Atatürk ağır bir komaya girdi. Bu, 17 Ekim’deki ilk ağır komadan sonra yaşadığı son koma haliydi.
Son anlarında nöbetçi doktorlar ve profesörler etrafındaydı. Bir aralık, şiddetli bir öksürük krizi yaşadıktan sonra, tuvalet masasındaki saate baktı; iyi göremiyordu.

Doktorlardan Neşet Ömer İrdelp, Atatürk’ün dilini dışarı çıkarmasını istedi. O, bu isteği yerine getiremedi ve başını biraz sağa çevirerek Dr. İrdelp’e dikkatle baktı ve "Aleykümselam" dedi. Kayıtlara geçen son sözü bu oldu ve bir daha bilinci açılmadı.

O büyük kalp durduğunda, odadakiler büyük bir mateme büründü. Hemen ardından, Ebedî Şef’in vefatı, iç ve dış kamuoyuna büyük bir vakar ile duyuruldu. Vurgulanan şuydu: "Atatürk öldü, ancak Türkiye Cumhuriyeti ölümsüzdür."
Türkiye genelinde bayraklar yarıya indirildi. İstanbul’da halk, bu haberi öğrendiğinde, büyük bir gözyaşı seline kapıldı.

Cenaze töreni gecikeceği için, naaşı Gülhane Patoloji kürsüsünden Prof. Dr. Lütfi Aksu tarafından tahnit edildi. Bu işlemde, vücut bütünlüğü bozulmadan, damarlara özel solüsyonlar enjekte edilerek naaşın muhafazası sağlandı.

Cenaze namazı, 19 Kasım günü Prof. Mehmed Şerafeddin Yaltkaya tarafından, geleneksel Arapça yerine Türkçe olarak kıldırıldı. Namaz sırasında fotoğraflara izin verilmedi.
Sonsuz Yolculuk: 19 Kasım günü, Atatürk’ün tabutu, Dolmabahçe Sarayı’nın tören salonundan alınıp top arabasına konuldu. Yüz binlerce ağlayan İstanbullu tarafından uğurlanarak Sarayburnu’ndan Yavuz zırhlısına nakledildi. Yavuz zırhlısı, yüz bir pare top atışıyla Ata’sını selamladı.

Naaşı, özel bir trenle, Anadolu’nun dört bir yanından gelen vatandaşların meşaleleri ve gözyaşları arasında Ankara’ya ulaştı.

Atatürk’ün cenazesi, 21 Kasım 1938’de geçici istirahatgâhı olan Ankara Etnografya Müzesi’nde toprağa verildi. 10 Kasım 1953’te ise görkemli bir törenle ebedi istirahatgâhı Anıtkabir’e nakledildi.

Bu yazı, O’nun son günlerini, bir liderin sadece kahraman değil, aynı zamanda sonlu bir insan olduğunu gösteren, kişisel bir acı ve irade mücadelesi penceresinden anlatmayı amaçladı.

Necla Polat Hasbutcu

#10Kasım #MustafaKemalAtatürk #DokuzuBeşGeçeydi #SanaMinnettarız #İlelebet #SonVeda

Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Son sözü "aleykümselam" olan lider Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Son sözü "aleykümselam" olan lider yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SON SÖZÜ "ALEYKÜMSELAM" OLAN LİDER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
neneh.
neneh., @neneh-
9.11.2025 18:16:32
5 puan verdi
Mekanı cennet olsun.Rabbim rahmeti-şefkati ve merhametiyle muamele etsin.Ruhu şad olsun.

Gerçekleri dile getiren muhteşem bir yazı.Kaleminiz var olsun.Sağlıcakla.Saygıyla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL