7
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
311
Okunma

Atatürk’e tahammülsüzlük, Türkiye’ye tahammülsüzlüktür. Unutmayın bu bir vefa borcu, bir vicdan meselesidir. Cumhuriyetimizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete uğurlanışının 87. yılında bile hala aynı tahammülsüzlükle ve haksızlıkla karşılaşıyoruz. Oysa bu ülkenin bağımsızlığına, birliğine ve inancına sahip çıkmak, Atatürk’e duyulan saygıdan ayrı düşünülemez. Çünkü Atatürk’e yönelen her saldırı, aslında bu ülkenin varlığına, geleceğine ve ortak değerlerine yönelmiş bir saldırıdır.
Bu topraklar Atatürk’ün kurduğu bir Cumhuriyettir. Bu ülkenin kurucusuna rahmet okumak, burada nefes alan her bireyin vefa borcudur. Bu borcu ödemek, millet olmanın en sade ve en anlamlı gereklerindendir. Çünkü Atatürk, Allah’ın inayetiyle bizlere ölmez bir eser bırakmıştır. O eser de Türkiye Cumhuriyeti Devletidir eğer o ve onun arkadaşları olmasaydı, bugün kim bilir hangi düzenin, hangi gücün uydusu olacaktık iyice bir düşünün.
Bir an durup düşünün bakalım, Doğduğunuzda kulağınıza ezan okunuyorsa, bu coğrafyanın kıymetini iyi bilin. Çünkü bu ezan, Atatürk’ün açtığı o bağımsızlık yolunun yankısıdır. Cumhuriyet kurulduğunda, bu coğrafyanın geri kalanı hala emperyalizmin gölgesindeydi hala da öyleler. Bugün dönüp bakın fark ortadadır, bu fark, Atatürk’ün aklının, cesaretinin ve vizyonunun eseridir.
Ama hala onun adını karalamaya çalışan, tarih bilmez, niyeti bulanık bazı güruhlar vardır. Onlar neyi savunduklarını değil, neye düşman olduklarını bile bilmezler. Onlar kendi kurtarıcılarına sırtını döner, düşmanlarına methiyeler dizerler. Unutmayın ki Atatürk bizim birliğimiz, simgemiz ve aynı zamanda baş tacımızdır. Ona yönelen her hakaret, milletin kendisine yönelmiş demektir. Çünkü baş giderse, börk gider.
Atatürk’e tahammülsüzlük aynı zamanda Türkiye’ye tahammülsüzlüktür, bu nefretin ardındaki niyeti çok iyi okumalıyız. Hiç kimse, makamı, unvanı, sıfatı ne olursa olsun, milli birliğimizi zedelemeye cüret etmemelidir. Atatürk’e o dil uzatanlar, kendilerini daha çok dindar, ya da daha çok vatansever mi sanıyorlar? Dünyanın dört bir yanındaki düşmanları bile ona hayranlık duyarken, siz neden nefretle anıyorsunuz? Gerçekten ne istiyorsunuz ondan?
Bir düşünün, Eğer o ve silah arkadaşları bu mücadeleyi vermeseydi, bugün Türklüğün onuru, İslam’ın sancağı dimdik kalabilir miydi? Doğduğunuzda kulağınıza ezan mı okunurdu, yoksa bir kilisede vaftiz mi edilirdiniz?
Hayatı savaşlarla, yokluklarla, fedakarlıklarla geçmiş, ömrünü milletine adamış bir lider düşünün. Ve 10 Kasım 1938… Dünya bir devlet adamını, bir çağın dehasını, bir lideri saygıyla uğurlarken, bizde hala dinmeyen bir kin vardır. Bu kin sahiplerine sormak lazım, Amacınız ne? Siz kimsiniz? Biliniz ki, 87 yıl da geçse, 187 yıl da geçse, Atatürk’ün büyüklüğünü asla silemeyeceksiniz. Gerçek kahramanların ışığı, gölgelerle örtülemez.
Tarihe iyi bakın, Atatürk, kurduğu Cumhuriyet ile sizlere umut dolu bir gelecek ve özgür bir yaşam armağan etti. O, insanı yücelten, halkını birleştiren bir liderdi. Ne kimseyi ötekileştirdi, ne de inancı hor gördü. Onun hakkında konuşurken herkesin iki kere düşünmesi gerekir, çünkü söz sahibini bağlar, ister övsün, ister sövsün.
Saygıyla, minnetle, rahmetle…
*
Mehmet Demir
91125