Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
ipekyolu
ipekyolu

ATATÜRK UYGARLIK YOLUNDA YÜKSELEN LİDER

Yorum

ATATÜRK UYGARLIK YOLUNDA YÜKSELEN LİDER

0

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

173

Okunma

ATATÜRK UYGARLIK YOLUNDA YÜKSELEN LİDER

ATATÜRK UYGARLIK YOLUNDA YÜKSELEN LİDER
Yahya Aksoy
"Atatürk’ün cenazesi onun son zaferi oldu. Cenaze töreninde tüm tezatlar susmuştu. Türk ve Alman askerleri naaşının arkasında yürüyorlardı. Stalin ve Hitler’in temsilcileri aynı sıradaydı. Valencia ve Franco çelenk göndermişlerdi. Naaşının önünde faşistler, demokratlar ve komünistler eğildiler. Türk halkının her kesimi ağlıyordu. Fakir ve zengin, alt ve üst arasında hiçbir fark yoktu. Ankara bugün dünyanın şimdiye kadar gördüğü en etkileyici cenaze törenine tanıklık ediyordu…" 1
“Güzel sanatlar, insan topluluklarının yüksek niteliğini belirlemede çok büyük önem taşır. Bu yüksek değer, yüksek incelik, beceri, ince yetenek ve işte bunların hepsini yapabilmek, sanatkârlığın birleşmiş ifadesidir. Bu sorun üzerinde bizim de çocuklarımızın da esaslı olarak durmanız gerekir. Güzel sanatların her dalı için Kamutay’ın göstereceği ilgi ve emek, milletin insanca ve uygar yaşamı ve çalışkanlık veriminin artması için çok etkilidir.” Atatürk
“ Mustafa Kemal’in yurttaşları içinde az bulunur bir niteliği vardı. Öncelikleri açık seçik kavrama yeteneğine sahip, olağanüstü bir örgütçüydü…” 2
“Atatürk, Osmanlı imparatorluğu enkazından modern Türkiye’yi yaratmakla kalmadı, aynı zamanda Türkiye’ye yükselecek gücü verdi.” 3
Oxsford Üniversitesi Öğ.Üyesi Prof. R.Clogg ,“Atatürk, dünyanın önemli üniversitelerinde adına kürsü açılan,çağını aşan dev bir lider.” / Schope.nhauer, “Bütün sanatlarda musikî haline gelme istaği vardır.” /.L.V.Beethowen, “İnsanı sadece bilim ve sanat yüceltebilir./ Toplumun en önemli sorumluluklarından birisi de sanatı yükseltmektir./ Prof. Geoffrey Levis, “O,tek bir insanın neler yapabileceğini gösteren 20.yüzyılın olağanüstü lideri…” demekteler…. .
İngiliz sanat tarihçisi Herbert Read, ‘Sanatın Anlamı ‘ eserinde şöyle demekte: “Diyebilirim ki sanatın ödevi bir duyguyu başkalarına da onu aynen yaşayabilmeleri için geçirmek değildir. Bu sadece en basit sanat şekillerinde- ‘Program müziği’,melodram, duygulu roman,v.s.de- görülür. Sanatın esas ödevi duyguyu ifade edip anlayışı geçirmektir… Sanatçıya duyduğumuz saygı kendi meziyetlerini duygu proplemlerimizi halletmek için kullanılan bir kimseye duyduğumuz saygıdır…”
“Atatürk,Avrupa ve dünya tarihi içinde başkomutan olarak Churchill’den de daha üstün bir lider. O, kitleleri sürükleyen,insanları kenetleyen siyasal bir önder.” 4
Sanat ,toplumun estetik duygularını yüceltirken, dinamik, insancıl, üretken, kaynaşmış, yaratıcı ve çağdaş bir toplumu yaratmada en temel itici gücü oluşturur. Sanat, bir ulusun hayat damarıdır.
Atatürk’ün ," Ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaracağız." söyleminde kültür ile uygarlık arasındaki ilişkiye vurgu yapılmakta ve çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin hedefi çizilmektedir.
Ulus, bütün kurum ve kuruluşları ve şiiri, musikisi, romanı, tiyatrosu, resmi, yontusu, operası ve balesi ile bir sanatsal varlıktır. Devlet , varlığına anlam ve derinlik kazandıran değerler bütününü oluşturan bu sanatsal varlığı korumalı ve geliştirmelidir.
"Bir ulus oluştuktan sonra, bireylerinin devlet yaşamında ve düşünce yaşamında ortaklaşa çalışmasıyla ortaya çıkan ulusal kültürde, kuşkusuz ulusun her bireyinin çalışma payı, katkısı ve hakkı vardır." diyen Atatürk, ulusal egemenlik ve eşit yurttaşlık ilkeleri ile yerel farklılıkların üzerine çıkmayı, böylece çağdaş bilim, sanat ve teknolojinin düzeyine ulaşmayı ve ulusal kimlik için çağdaş kültürü amaçlayan bir ulus anlayışını öngörmüştür." 5
ATATÜRK İÇİN YAS ( Alman Gazeteci notu-10 Kasım 1938)
“Atatürk’ün cenazesi onun son zaferi oldu. Cenaze töreninde tüm tezatlar susmuştu. Türk ve Alman askerleri naaşının arkasında yürüyorlardı. Stalin ve Hitler’in temsilcileri aynı sıradaydı. Valencia ve Franco çelenk göndermişlerdi. Naaşının önünde faşistler, demokratlar ve komünistler eğildiler. Türk halkının her kesimi ağlıyordu . Fakir ve zengin, alt ve üst arasında hiç bir fark yoktu. Ankara bugün dünyanın şimdiye kadar gördüğü en etkileyici cenaze törenine tanıklık ediyordu.
Tören, bir süvari bölüğü tarafından açıldı. Onların arkasından bir topçu bölüğü ile ellerinde bayraklarla ve bando ile cumhuriyet muhafızları geliyordu. Sonra askeri okulların öğrencileri ve alfabetik sırayla önce Almanlar olmak üzere Bulgarlar, İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar, Romenler, Ruslar ve nihayet Yugoslavlar’dan oluşan birlikler yer alıyordu. Her dilde komutlar yükseliyordu. Almanca komutu Farsça komut, Yunanca komutu Rusça komut takip ediyordu. Ruslar Karadeniz filosunun bir müfrezesini göndermişlerdi. Çelik miğferli ve SS üniforması içindeki Baron v. Neurath, kolu yukarıda, Prusya merasim yürüyüşüyle geçen Alman bahriye birliğini selamlıyordu. Yabancı birlikleri Türk denizcileri takip etti. Bando, Chopin’in cenaze marşını çalıyordu. Onların arkasından büyük ölünün naaşını taşıyan top arabası geliyordu. Top arabasının her iki tarafında kılıçlarını çekmiş oniki general yürüyordu. Mütevazi giyimli yaşlı bir kadın, tek aile üyesi olarak Atatürk’ün kızkardeşi, eşinin kolundaydı. Onları, kanunun öngördüğü şekilde yalnız olarak cumhuriyetin yeni başkanı İsmet İnönü takip ediyordu. Onun arkasında tek sıra halinde millet meclisi başkanı, başbakan ve Türk ordusunun genel kurmay başkanı geliyordu. Yabancı özel misyonların renkli üniformaları harika bir görüntü teşkil ediyordu. Dünyanın tüm ülkeleri temsil ediliyordu. İtalyan heyetine eski Milletler Cemiyeti delegesi Baron Aloisi, Fransız heyetine içişleri bakanı Sarraut, Yunanistan heyetine ise başbakan Metaksas başkanlık ediyordu. Onların arkasından Türk hükümeti üyeleri, milletvekilleri, devlet memurları ve subaylar geliyordu. Bir bölük piyade ile görkemli cenaze alayı son buluyordu.
Cenaze alayı saat on ikide, Atatürk’ün şanına layık bir anıtkabir yapılıncaya kadar geçici istirahatgahı olan etnografya müzesine ulaştı. Yaşamında imkansızı mümkün kılmış olan Mustafa Kemal Atatürk ölümünde de aynı şeyi yaptı. Onun naaşının arkasında ilk defa birbirleri ile savaşan İspanyol cumhuriyet hükümetinin temsilcileri ile Franco’nun resmi olmayan askeri idaresinin temsilcileri yürüyorlardı.
Müzenin önüne gelindiğinde tabut generaller tarafından top arabasından alınarak salona taşındı. Orada, cumhurbaşkanı ve Atatürk’ün kızkardeşinin yanı sıra yüksek yetkililer toplanmıştı. Üç dakikalık saygı duruşunda salona sessizlik hakimdi. Hiç konuşulmadı ve hiç bir dini tören düzenlenmedi. Cumhurbaşkanının müzeyi terk etmesiyle resmi cenaze töreni tamamlandı. Dünyanın her yanından çelenkler gönderilmişti. Türk gazetelerinin tahminlerine göre bunların sayısı yirmi bini buluyordu. Bunları Ankara’ya getirmek için sekiz vagon gerekmişti. Müze içinde naaşın her iki tarafına sadece devlet başkanlarının gönderdikleri çelenkler konuldu. Diğer çelenkler, yaşamı sırasında kendisi için yapılan anıtlarda yerlerini aldılar.
Tören sırasında bazı ufak hadiseler de yaşandı. Yunanistan başbakanı General Metaksas bayıldı ve subayları tarafından cenaze alayından çıkarılmak zorunda kaldı. Türkiye’de, 10 Aralık’a kadar ulusal yas tutulacak. Tüm okullar sekiz gün daha kapalı. Anıtların önünde meşaleler yanıyor ve halk önderinin heykellerini seyrediyor. Yas sadece devlet başkanı için değil, aynı zamanda cumhuriyetin kurucusu ve şekil vereni için de. Atatürk’ün naaşını taşıyan top arabası geçerken askerler gözyaşlarını tutamadılar; aynı imparatorluk muhafızlarının Napolyon’la vedalaşırken ağladıkları gibi.
Bu alıntı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden sonra gerçekleşen cenaze töreninin ne denli büyük bir tarihsel ve sembolik anlam taşıdığını etkileyici bir şekilde yansıtıyor. Cümlelerin içeriği, Atatürk’ün yalnızca bir ulusun değil, aynı zamanda dünyanın saygısını kazanmış bir lider olduğunu ortaya koyuyor. Şu temaları özellikle vurguluyor:
•Birleştirici Güç: Cenazede faşistler, demokratlar ve komünistlerin bir arada bulunması; Türkiye’nin içindeki tüm sınıf ve ideolojik farklılıkların saygı içinde susması; bu, Atatürk’ün dünya siyaseti açısından da nasıl birleştirici bir figür olduğuna işaret ediyor.
•Uluslararası Saygı: Stalin ve Hitler gibi birbirine zıt kutupların temsilcilerinin aynı törende yer alması, Valencia ve Franco gibi çok farklı siyasal rejimlerin çelenk göndermesi, Atatürk’ün evrensel bir lider olarak görüldüğünü gösteriyor.
•Halkın Yas Tutması: “Fakir ve zengin, alt ve üst arasında hiçbir fark yoktu” ifadesi, halkın her kesiminin samimi bir üzüntü yaşadığını ortaya koyuyor. Bu da Atatürk’ün toplumun tüm katmanlarında derin bir iz bıraktığını anlatıyor.
•Tarihi Büyüklük: “Ankara bugün dünyanın şimdiye kadar gördüğü en etkileyici cenaze törenine tanıklık ediyordu” ifadesi ise sadece bir liderin vefatı değil, tarihsel bir devrin kapanışının yaşandığına işaret ediyor. Bahsettiğiniz duygulu ve çarpıcı alıntı, aslında bir Türk yazara ait değildir; orijinalinde bu metin, İsviçre’de yayımlanan Neue Zürcher Zeitung gazetesinin 22 Kasım 1938 tarihli bir haberinde yer almıştır. Gazete, Atatürk’ün cenaze törenini şöyle anlatıyordu:
“Atatürk’ün cenaze töreni, onun son zaferi oldu. Tabutunun önünde karşıtlarının hepsi sessiz kaldı. Türk ve Alman askerleri... Stalin ve Hitler’in temsilcileri... Valencia ve General Franco çiçek yollamışlardı..”6.
Gazi Mustafa Mustafa Kemal’in “ Millet mektepleri Baş Öğretmenliği’ni Kabul ettiği 24 Kasım,ülkemizde “Öğretmenler Günü” olarak kutlamnmaktadır. Köy Enstitüsü Marşı’nda ifade edildiği gibi:
Köy Enstitüsü Marşı :” Aynı yolda aynı emek/ Türk köylüsünü önde görmek/ Engelleri aşıyoruz/ Ülkemize koşuyoruz / Yüreğimiz iman dolu /En güzel yol köyün yolu / Canlandırılacak Anadolu/ Engelleri aşıyoruz /Ülkemize koşuyoruz/ Mehmetçiğin oğlu kızı /ATATÜRK’ten aldık hızı /Başarırız kavgamızı / Engelleri aşıyoruz / Ülkemize koşuyorz.” Ondan aldığımız ilham ve hızla , Uygarlık yolunun önderi Baş Komutan ve Baş Öğretmenimiz Atatürk’ü Özlem ,rahmet ve saygı ile anıyoruz…
---------------------------------------------------------------------------------
1- Neue Zürcher Zeitung’ta yayımlanan bir haber metninden/ 2 –ANDREW MANGO- ATATÜRKK,Modern Türkiye’nin Kurucusu- s.326,Remzi Kitabevi-2004/ 3-Malcolm/Kosova: Balkanlar kitabı yazarı / 4-M.Stevens /İng.Muh.Parti mv./ 5-Cumhuriyet Çınarı, Özer Ozankaya, KBY.s.322) / 6- Ankara’da cenaze töreni , 21 Kasım 1938- (Ahmet Tabak paylaşaımı )

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Atatürk uygarlık yolunda yükselen lider Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Atatürk uygarlık yolunda yükselen lider yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ATATÜRK UYGARLIK YOLUNDA YÜKSELEN LİDER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL