0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
95
Okunma
Mimozaların Çağrısı
Mimoza… Adını duyunca insanın aklına baharın ilk ışığı, içimizi ısıtan dirençli bir çiçek gelir değil mi sevgili okurlarım. Göz alıcıdır, narindir; ama o narinliğin içinde en sert rüzgârı bile başını eğmeden karşılayan bir inat vardır çoğumuzun bilmediği. Mersin Akdeniz ilçesinde kurulan Mimoza Kadın Derneği, işte tam da bu çiçeğin ruhunu taşıyor.
Akdeniz’in kıyısında, bir grup kadın, “artık yeter” diyerek bir araya geldi. Sadece bir dernek değil, bir dayanışma alanı kurdular: Mimoza Kadın Derneği. Başkan Çiğdem Göksoy, farkındalı bir birey olarak bu ismi tesadüfen seçmediklerini söylüyor. Çünkü mimoza; “dayanışma, ölümsüzlük, diriliş, hassasiyet, coşku ve umudu” simgeliyor. Çünkü umudun, yalnız bir duygu değil; bir eylem biçimi olmasına inanan Çiğdem Göksoy’un sözleri yüreğe işliyor: “Kadına yönelik şiddet, toplumsal ilişkilerden ve kadınlara atfedilen rollerden besleniyor. Son on iki yılda kadın cinayetleri yüzde bin beş yüz oranında arttı. Biz, bu karanlığın içinde susmayı değil, konuşmayı; korkmayı değil, mücadeleyi seçtik.”
Sevgili okurlarım, bu sözlerin yankısı Mersin’in sokaklarından taşarak tüm Türkiye’ye ulaşmalı. Çünkü yalnız bir şehirde değil tüm ülkede kadınlar her gün benzer hikâyelerle yüz yüze geliyor. Yalnızca 2024’ün ilk dört ayında 117 kadın, yıl genelinde ise 438 kadın, erkek şiddetiyle hayattan koparıldı. Bu rakamlar sadece sayılar değil; her biri bir isim, bir nefes, yarım kalmış umutlar ve perişan eden acılar…
Mimoza Kadın Derneği tam da bu yarım kalmışlıkların ve acıların karşısına dikiliyor. Kadınların, çocukların, bireylerin, engellilerin, toplumun dışına itilmiş herkesin sesi olmayı hedefliyor. “Evrensel hak ve özgürlükler temelinde mücadele edeceğiz” diyorlar. Dini, dili, etnik kimliği, cinsiyeti, statüsü ne olursa olsun, her insanın eşit yaşam hakkı olduğuna inanıyorlar. Derneklerinin eşitlik ve barışı savunduğunu, demokratik ve ekolojik bir topluma kavuşma mücadelesi yürüttüklerini belirtiyorlar.
Ama bu yalnızca bir mücadele değil; aynı zamanda bir dirilişin hikâyesi sevgili okurlarım. Çünkü mimozalar, ilkbaharda umut çiçekleri açtırırlar yüreklerde, tıpkı Mimoza Derneği başkan, yönetim, üye ve destek veren gönüllüleri gibi… Korkuya rağmen konuşan, umutsuzluğa rağmen örgütlenen, sessizliğe rağmen sesini yükselten Mimoza kadınlarımız gibi.
Sevgili okurlarım, çiçek olarak da çok sevdiğim ismi taşıyan Mimoza Kadın Derneği şimdi Mersin’den bir çağrı yapıyor: “Gel, dayanışmanın bir parçası ol. Gel, yaşamın tarafında dur.” Bu çağrı sadece Mersinli kadınlara ve derneklere değil, tüm Türkiye’ye, hepimize… Çünkü her mimoza açtığında, bir kadın daha hayatta kalır. Ve biz susmadıkça, hiç bir mimoza solmaz…
Nuray ÖNGEÇ