0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
156
Okunma
Hayatını geçekliği düşünerek geçirmişti. Çocukluk yalanları ve söylenmeyen doğrularla başlayan bir ömür, kendini görünen ve duyulanın büyüsü ve tüm basit büyüsüzlüğüyle devam ettiriyordu. Bir rüyanın gerçekten ayrılan tek farkı bitmesiydi. Gerçek, yaşam devam ettikçe bitmeyen tek şeydi, inanmak veya inanmamak bunu değiştirmiyordu. Bu nedenle gerçeğin yakıcı ışığı ne kadar kendi literatürüne işlese de yakıcılığından içinde öldürdüğü düşünce ve hayaller ile kaçıyordu. Bir odası vardı, tüm macerasında ona eşlik eden saf yaratıkların eşiğinde, gerçeğin ve bu odanın ayrımı bulunabilirdi ancak. Her seferinde kendini bulduğu benimsi gerçeklikti orası. İçeride yaşamadığı düşüncelerini öldürüyordu. Onun kurbanları birer birer kendisiydi. Olmaktan korktuğu ve olamadığı her şeydi. Olmaması gereken hepsi... O, kendi varlığını yok oluşta bulmuştu. Yokluğun kendi çizgisi, var olmasının aynı anda nedeni ve sonucuydu. Yok olmak bir bitiş, bir son değil, içinde olduğu bir olguydu, kişiliğinin tanımı yok oluşun başlamasında yaşıyordu. Mantık ne kadar ulaşamıyor olsa da tüm arzuları sadece oraya uzanıyordu. Aldığı tek zevk yok olma düşüncesiydi. O bile bir hayaldi... Geçekliğin sapması ve sonucu. Bu düşlemin içindeki her hareketin yaratımlarının hayli esas kaynağıydı. Duruşunu sergilediği o bölge, kendisinin bir galerisiydi. Tek korkusu gerçeğin ve düşlemin birbirine karışması ve kendi kontrolü dışında bir ölüme sebep olmasıydı. O, biri değildi. Sadece bir yaşam, kelime tasviriyle bir yaratıktı. Ve kendi sonucu olan tüm eserleri bu kurban odasının az ötesindeydi, hepsini orada yapardı. Tek amacı bunlarsız ve onlarsız bir yok oluştu, tıpkı arzuları gibi. Oysa aştığı ve geldiği tek düzlük yine kendisiydi. Ve kendi sadece saptırdığı benlikten ibaretti. Bir başkası değildi, bir olağan değildi, bir kişi değildi, bir olay veya olgu değildi. Yalnızca ve yalnızca tüm bunların ve eğer ki varsa kendisinin bir versiyonlar yanılsaması karışımıydı. O bir hiç, aynı anda bir şeydi. O bir yapıydı. Kendisi hiçbir şey ancak tam olarak kendisiydi. O bir hastalıktı. Varlık ve yokluk arasındaki TEK köprüydü. Oysa hepinizin bildiği en "basit" şeydi. O beyindi.
5.0
100% (1)