1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
235
Okunma
Bazen gecenin sessizliğinde gözlerimi kapatıp düşünüyorum.
Dünya ne kadar uzağa kaymış, ne kadar körleşmiş, ne kadar unutmuş Doğu Türkistan’ı. Sanki bir yetim bırakılmış gibi, sessizliğiyle varlığını hatırlatıyor bize, ama kimse duymuyor.
O topraklarda yaşayan çocukların gözleri, yılların ağırlığını taşır gibi, bir anlık gülüşe hasret.
Anneler, babalar, büyükler…
Her biri kaybolmuş umutların gölgesinde yaşıyor. Kimlikleri silinmeye çalışılırken, dilleri, kültürleri, duaları…
hepsi birer yankı oluyor boşluğa, rüzgârda savrulan bir yaprak gibi, hiçbir yerde kalıcı değil, hiçbir yerde güvenli değil.
Ve ben, bir köşede izlemekle yetinirken, kalbimde öfke ve çaresizlik birbirine karışıyor. Ne dua etmek yeter ne söz söylemek… Çünkü oradaki acı, bizim sessizliğimizin gölgesinde büyüyor.
Onlar hâlâ direniyor, hâlâ umut ediyor; biz hâlâ izliyoruz. Ne garip bir adalet bu?
Bir halkın varlığı, bir dünyanın görmezden gelmesiyle silinmeye çalışılıyor.
İçimdeki sızı bazen öylesine derinleşiyor ki, kelimeler yetmiyor, cümleler kifayetsiz kalıyor. Ama yine de soruyorum kendime:
Ne yapabiliriz?
Bir fısıltı bile yankı yaratabilir mi?
Bir paylaşım, bir çağrı, bir adım…
onlar için fark yaratabilir mi?
Sessizlik ölüm getirir, unutmak öldürür; ama ses yükselirse, karanlık bile aydınlanabilir.
Çünkü orada yaşayanlar sadece fiziksel baskıyla değil, kimliklerini, tarihlerini, hafızalarını silmeye çalışan bir zulmün gölgesinde yaşıyor.
Her gün yeniden var olmak için direniyorlar. her nefes bir direniş her gözyaşı, bir tanıklık. Bizler ise çoğu zaman gündelik hayatımızın rahatlığında onları unutuyor, uzaktan bakıyor, sanki acıları bize dokunmayacakmış gibi davranıyoruz.
Ve işte bu yüzden, bu sessiz çığlığın karşısında durmalı, kalbimizdeki acıyı eyleme dönüştürmeliyiz.
Çünkü Doğu Türkistan unutulmadı, sadece uyanmamızı bekliyor.
Bir an gelir, sesimiz birleşir, adalet gecikmez. Belki bir kişi, belki bin kişi…
Ama her ses bir umut kıvılcımı olur. Ve o kıvılcım, karanlığı deler, sessizliği yırtar, unutulmuş olanı hatırlatır. Her duyulan çığlık, her paylaşılan hikaye, bir adım olur her adım, bir direniş olur.
Ve belki bir gün, yılların sessizliği, biriken öfke ve acı, adaletin ışığıyla karşılaşır ve onlar hak ettikleri varlıklarını yeniden hisseder.
Vesselâm...
Esma Canyurt
5.0
100% (1)