Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
ZAMAN.DE
ZAMAN.DE
VİP ÜYE

Küçük Saatçinin Kalbi

Yorum

Küçük Saatçinin Kalbi

( 2 kişi )

0

Yorum

3

Beğeni

5,0

Puan

126

Okunma

Küçük Saatçinin Kalbi

Küçük Saatçinin Kalbi


TikTak Köyü — Anlatıcı Konuşur

TikTak Köyü’nde her şey zamanı beklerdi.
Güneş bile doğmadan önce bir tık sesi duymak isterdi.
Çünkü burada herkesin elinde bir saat, kalbinde ise o saatleri yapan Elif’in izi vardı.

Elif’in elleri küçüktü ama sihirliydi.
Yaptığı her saat, bir kuş gibi nefes alırdı.
Zaman onun ellerinde yaşayan bir varlıktı — ölçü değil, müzikti.

Köylüler her sabah saatlerini dinler,
“tik” sesinde huzur, “tak” sesinde umut bulurdu.
Ama o huzur, bir gün yabancı bir adımın köye girmesiyle değişti.

Elif’in Gözünden — İlk Bölüm

Benim adım Elif.
Bütün köydeki saatleri ben yaparım.
Bazen bir saat yaparken içimden şarkı söylerim,
bazen sessizce ağlarım — çünkü her çark dönmeden önce bir an durur.
Ben o “dur” anını severim.
Zamanın kalbidir o.

O sabah da sıradan başlamıştı.
Kuşlar dükkanımın çatısında gagalarıyla bana çivi taşırdı,
çocuklar “Elif, saatim yine geç kaldı!” diye kapımı çalardı.
Hepsine gülümserdim.
Ben zamanla kavga etmezdim.

Ama sonra biri geldi.
Adı Bay Hız.
Üzerinde gümüş bir ceket, kolunda üç saat birden.
Her biri farklı zamanı gösteriyordu ama o hiç durmuyordu.

“Sen misin şu yavaş saatleri yapan kız?” dedi.
“Evet,” dedim, “yavaş ama doğru atar kalpleri.”
Güldü. “Kalp mi? Kalbi kim duyar artık? İnsanlar zamanı satın almak istiyor!”

O anda içimde bir şey çatladı.
Benim sessiz, dingin köyüm…
Gerçekten çok mu geride kalmıştı?

Bay Hız bana teklif sundu:
“Benimle gel. Fabrikamda çalış. Dakikada yüz saat üreteceksin.
Bütün şehir senin adını bilecek!”

O gece hiç uyuyamadım.
Zaman sessizdi.
Kalbimse gürültülü.

Bay Hız Konuşur

Zaman parayla ölçülür, ben bunu bilirim.
Benim dünyamda saatler tıpkı makineler gibi işler.
Kimse bir saniyeyi bile boşa harcamaz.

O kız… Elif.
Onun saatleri yavaştı ama güzeldi.
İlk gördüğümde dedim ki:
“Bu çocuk, zamanı hissettiğini sanıyor.
Ben ona zamanın nasıl hükmedileceğini öğreteceğim.”

Onu fabrikama getirdim.
Parlak masalar, dev cam duvarlar,
çelik dişliler arasında dönen bir krallıktı burası.
Ama o oraya ait değildi.
Elinde kalem gibi bir penseyle çarklara bakar,
her defasında birine dokunmadan önce gözlerini kapatırdı.

Bir gün sordum:
“Neden her seferinde dua eder gibi bekliyorsun?”
Dedi ki,
“Çünkü her çark dönmeden önce bir kalp çarpar.”

O zaman anladım.
O kız sadece saat yapmıyor,
zamanı duymaya çalışıyordu.
Ve o ses — benim fabrika duvarlarıma hiç sığmayacaktı.

Elif’in İtirafı

Zamanın sesi fabrikada kayboldu.
Her şey “tik-tak” değil, “tak-tik” olmuştu.
Fark ettin mi?
Sırası değiştiğinde bile dünya karışır.
Ben her gece makinelerin içinde kendi kalbimi arardım.

Sonra bir çocuk geldi.
Elinde çatlak, tozlu bir saat.
“Bu senin saatinmiş,” dedi,
“ama artık atmıyor.”

Onu elime aldım.
Küçücük bir gıcırtı,
tüm geçmişimi duydum o seste.
Köyüm… kuşlarım… sessizlik…

Ben ağladım.
O çocuk bana zamanı değil,
kendimi geri getirmişti.

O gece fabrikanın çanları sustu.
Ben kaçtım.
Bir saatin içine üç vida, bir kum tanesi koydum.
“Bu bana yeter,” dedim.
“Çünkü kalbi olan saat, azla da döner.”

Köyün Anlatıcısı

TikTak Köyü Elif’siz yaşlanmıştı.
Kuşlar yuvalarını bırakmış,
insanlar sabah ezanıyla değil, endişeyle uyanır olmuştu.

Zaman durmuştu.
Ne çan sesi vardı, ne umut.
Köylüler birbirine “Zaman nerede?” diye sormazdı bile artık.

Bir sabah, köyün kapısından bir gölge girdi.
Elif’ti o.
Ama farklıydı.
Gözleri yorgun, parmakları nasırlıydı.
Yine de ellerinde ışık vardı.

Dükkanına girdi.
Kırık masasına oturdu.
Ve bir saat yaptı.
Ama bu kez ne “tik” dedi, ne “tak.”
Yalnızca “ev” dedi.

O ses, köyün ortasında yankılandı.
Çocuklar koştu, kuşlar döndü.
Zaman yeniden başladı.

Zamanın Sesi (Anlatı-Şiir)

Ben Zamanım.
Ne fabrikalarda çoğalırım,
ne köylerde tükenirim.
Ben ancak bir kalp attığında var olurum.

Elif beni duydu.
Bay Hız beni hızlandırdı.
Ama ikisi de şunu öğrendi sonunda:
Benim kalem yoktur, ben nefesle yazılırım.

Her saat, bir kalbin aynasıdır.
Tık: umut.
Tak: şükür.
Arasındaki sessizlikse — insanın kendisidir.

Bay Hız’ın Son Monoloğu

O köye tekrar gittim.
Fabrikam hâlâ çalışıyor, ama sesi artık bana boş geliyor.
Elif’i gördüm; küçük bir çocuğa saat yapıyordu.
Gülümsedi, bana bir şey uzattı.

“Elinizdeki saat, fabrikanızın ilk prototipi,” dedi.
“Kalbi yoktu. Şimdi var.”

O an sustum.
Yıllardır gürültüyle yaşayıp ilk defa sessizliği duydum.
Ve o sessizlikte kendi kalbimi buldum.

Elif’in Son Sözü

Ben hâlâ saat yapıyorum.
Ama artık zaman satmıyorum.
Bir saati üçe bölüyorum:
Biri çalışmak için,
biri sevdiklerim için,
biri sadece kalbimi dinlemek için.

Köyüm yine kuş dolu,
ama her kuş, kendi zamanında şarkı söylüyor.

Zamanı hızla değil, sevgiyle kuruyorum.
Ve biliyor musunuz,
her saat bittiğinde kendi kalbime bakıyorum:
Hâlâ atıyorsa, saat de çalışıyor demektir.

Zamanın Sesi

Zaman, ellerde değil kalplerdedir.
Bir gün bunu anlarsanız,
saatlerinize değil, birbirinize bakarsınız.
Çünkü hiçbir çark, sevgi olmadan dönmez.

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Küçük saatçinin kalbi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Küçük saatçinin kalbi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Küçük Saatçinin Kalbi yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL