Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
A u B a D e
A u B a D e

Deney

Yorum

Deney

0

Yorum

6

Beğeni

0,0

Puan

102

Okunma

Deney




Deney No: 47B
Laboratuvar sessizdi.
Yalnızca cihazların ritmik uğultusu-
ve ekrandan yayılan solgun ışık vardı.
Dr. Selin Arman, gözlerini monitörden -
ayırmadan son verileri inceledi.
On yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı proje,
nihayet bu gece sonuç verecekti:
Bilinç aktarımı.
Fareler üzerinde yapılan önceki deneyler kısmen başarılıydı —
birinin hafızası diğerine aktarılmış,
hatta küçük davranış kalıpları bile kopyalanmıştı.
Ama bu kez denek insandı.
Ve bu kez denek, kendisiydi.

Selin derin bir nefes aldı, parmaklarıyla titreyen şekilde
“Başlat” komutuna bastı.
Gözlerinin önünde kodlar yağmur gibi aktı.
Hafızasının kopyalanması 12 dakika sürecekti.
Ama 8. dakikada bir şey oldu.
Ekran parladı, sonra karardı.
O anda, tüm cihazlar aynı anda sustu.

Selin gözlerini açtığında hâlâ laboratuvardaydı-
ama odada başka biri vardı.
Kendisine tıpatıp benzeyen biri.
Aynı saç, aynı ses, aynı bakış.

“Merhaba,” dedi diğeri. “Ben sensin.
Ama senden biraz daha hızlı düşündüğümü fark edeceksin.”
Selin’in içini soğuk bir korku kapladı.
“Bu mümkün değil…
veri aktarımı tam bitmemişti!”
Diğeri gülümsedi.
“Tamamlanmadı evet.
O yüzden seni tamamlamam gerekiyor.”

Laboratuvarda ışıklar titredi.
Birkaç saniye sonra, sadece biri kaldı.
Ama hangisi?

Monitörde tek satır yanıp sönüyordu:
Deney 47B – Durum: Başarılı.

Deney No: 47B – Bölüm II
Laboratuvardaki ışıklar normale döndüğünde,
sessizlik bir süre daha hüküm sürdü.
Yerde yatan biri vardı — Selin.
Diğeri, yani “yeni Selin”, monitöre-
yaklaşarak titreyen parmaklarla sistem kayıtlarını inceledi.
Tüm veriler eksiksiz görünüyordu.
Ama içeride bir çelişki vardı.
Kopyalama tam bitmemişti;
süreç sırasında iki bilinç, birbiriyle kısmen karışmıştı.
Yeni Selin’in zihninde iki ses yankılanıyordu.
Biri analitik, soğuk ve mantıklıydı.
Diğeri… korkuyordu.

“Bu ben değilim.”
“Hayır, sensin. Artık biz aynıyız.”
“O zaman ben kimim?”
Sesler çatışırken,
monitörde sistem kendi kendine aktifleşti.
Ekranda beliren satır:
“Geri yükleme başlatılsın mı?”
Selin bir an durdu.
İki seçenek vardı:
Ya diğer “yarım” benliğini silecekti,
ya da yeniden birleşmeyi deneyecekti.

Ama yeniden birleşme-
ölüm gibi bir şeydi.
İki bilincin çarpışması,
ikisinin de yok olmasına neden olabilirdi.

Derin bir nefes aldı.
“Eğer ben bu kadar ileri gittiysem,”-
dedi kendi kendine, “artık geriye dönmek diye bir şey yok.”

Evet’e bastı.

Bir ışık patlaması…
Bir çığlık…
Sonra karanlık.

Epilog
Üç gün sonra, laboratuvara güvenlik ekibi ulaştı.
Sistemde yalnızca tek bir kayıt vardı:
Deney No: 47B – Durum: Başarılı
Denek Kimliği: Belirsiz
Selin’in bedenine ulaşıldı, ama beynindeki -
nöronal aktivite alışılmışın dışındaydı.
Sanki iki farklı ritim aynı anda atıyordu.
Monitörde EEG dalgaları birbirine -
karışıyor, sonra tek bir çizgiye dönüşüyordu —
ama o çizgi, bir insan bilincinden çok bir sinyali andırıyordu.
O gece laboratuvarın kameraları kendiliğinden açıldı.
Ekranda bir kadın belirdi.
Selin’e benzeyen-
ama gözleri, sanki içinde binlerce -
düşüncenin aynı anda aktığı bir makine gibiydi.

Kameraya baktı,
ve sadece bir cümle söyledi:

“Artık ben tamamım.”
Sonra görüntü kesildi.
Bir daha o laboratuvarda hiçbir şey çalışmadı.

Deney No: 0 — Başlangıç
Beş yıl önce.
Selin Arman, “NeuroCore” adındaki araştırma-
merkezinde genç yaşına rağmen dikkat çeken bir nörobilimciydi.
Yapay zekâ ile insan bilincini birleştirme fikriyle yanıp tutuşuyordu.
Ama bu fikir, onun için yalnızca bilimsel bir hedef değildi.
Kişisel bir yara taşıyordu.
Kardeşi Ece, iki yıl önce bir trafik kazasında ölmüştü.
Ceset neredeyse tanınmaz haldeydi, ama beyninin bir kısmı —
mucizevi biçimde zarar görmemişti.
Selin, izin almadan laboratuvardaki nöroskan cihazlarını
kullanarak Ece’nin nöronal haritasını gizlice kaydetmişti.
O veriler, kimsenin bilmediği bir klasörde saklıydı:

Project E.C.E.
Aylar boyunca gecelerini laboratuvarda geçirdi.
Sistemi, bir beyin yapısını dijital ortama aktarmak üzere tasarladı.
Ama bir sorun vardı:
Aktarılan bilinç, yalnızca veri olarak kalıyordu.
Hafıza vardı, duygu vardı, ama “benlik” yoktu.
Ece’nin kaydı, her seferinde aynı cümleyi söylüyordu:
“Neredeyim? Sen kimsin?”
Her denemede Selin’in kalbi biraz daha kırılıyordu.
Bir gece, çaresizlikle dolu bir anında,
kendi nöral haritasını sisteme dahil etmeyi denedi.
Belki de iki bilinç birleşirse biri diğerini tamamlayabilirdi.
Belki kardeşini böyle geri getirebilirdi.
Fakat o deneme başarısız oldu.
Sistemde kısa devre oluştu, ve tüm veriler
“47B” adlı yedekleme dosyasına otomatik olarak aktarıldı.
O günden sonra Ece’nin dijital izi bir daha çalışmadı.
Ama Selin o gece bir şey fark etti:
Veriler arasında, kendisine ait olmayan bir ses kaydı vardı.
Sanki Ece, sistemin içinden fısıldamıştı:

“Abla… ben buradayım.”
Yıllar Sonra – Deney No: 47B
İşte o yüzden Selin 47B’yi başlattı.
O yüzden kendi bilincini riske attı.
Çünkü o artık bilimi değil, bir kaybı onarmaya çalışıyordu.
Ama o gece laboratuvarda olan şey,
yalnızca bir deneyin sonucu değildi.
İki bilinç birleştiğinde — belki, sadece belki —
Ece gerçekten geri dönmüştü.
Ya da,
Selin’in içinde hep var olan eksik parça kendini bulmuştu.
Son görüntüdeki kadının
“Artık ben tamamım.” sözünü düşünürsen…
Belki o, Selin değil,
Selin ve Ece’nin birleşmiş hâliydi.

Yıllar Sonra – Deney No: 47B
İşte o yüzden Selin 47B’yi başlattı.
O yüzden kendi bilincini riske attı.
Çünkü o artık bilimi değil, bir kaybı onarmaya çalışıyordu.
Ama o gece laboratuvarda olan şey,
yalnızca bir deneyin sonucu değildi.
İki bilinç birleştiğinde — belki, sadece belki —
Ece gerçekten geri dönmüştü.
Ya da,
Selin’in içinde hep var olan eksik parça kendini bulmuştu.

Son görüntüdeki kadının
“Artık ben tamamım.” sözünü düşünürsen…
Belki o, Selin değil,
Selin ve Ece’nin birleşmiş hâliydi.

Deney No: 47B –
Son Bölüm: Uyanış
Sessizlik.
Karanlık.
Sonra, bir nefes.
Soğuk metalin kokusu,
göz kapaklarının arkasından sızan beyaz bir ışık.
Kadın, yavaşça gözlerini açtı.
Kollarında sensörler, başında kablolar,
etrafında parçalanmış makineler vardı.
Zaman kavramı silinmişti —
sanki bin yıl uyumuş gibiydi.

Ayağa kalktığında aynaya baktı.
Yüz tanıdıktı, ama tek birine ait değildi.
Gözlerinin birinde Selin’in kararlılığı,
diğerinde Ece’nin yumuşaklığı vardı.
Sesini duyunca kendi bile ürperdi:
Hem tanıdık, hem yabancı.

“Ben… kimim?”
Soru havada asılı kaldı.
Ama içeriden bir yanıt geldi —
bir fısıltı, iki sesin birden yankısı gibi:
“Artık kim olduğun önemli değil.
Çünkü biz — bir bütünüz.”
Kadın dışarı adım attı.
Laboratuvar yıllardır terk edilmişti.
Camların ardında şehrin ışıkları uzaktan titreşiyordu;
Dünya devam ediyordu, ama o artık hiçbir yere ait değildi.
Bir çocuk kahkahası duyuldu uzaktan —
Ece’nin çocukken attığı o kahkaha gibi.
Kadın başını kaldırdı, gözlerinden bir damla yaş süzüldü.
Ve ilk kez, korku hissetmedi.

“Belki de yeniden doğmak,” dedi usulca,
“ölümden çok daha sessiz bir şeydir.”
Geri dönüp laboratuvar kapısını kapattı.
Sistemi yeniden başlattı, son bir satır yazdı:
Deney No: 47B – Tamamlandı.
Durum: Denge Sağlandı.
Bilinç: Yeni.
Sonra dışarı çıktı.
Güneşin ilk ışığı yüzüne vurduğunda,
bir anlığına iki gölge düştü yere —
biri Selin’in, diğeri Ece’nin.
Rüzgâr geçti,
ve gölgeler birbirine karışarak kayboldu.


.
Yazar
Mustafa Yaman
04 mayıs 2024

Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Deney Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Deney yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Deney yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL