0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
131
Okunma
En umutlu veya en umutsuz olduğun yerdesin. Kafanı bir yerlere dayamış, bir şeyleri dinliyorsun. Kendinden başka her şeyi dinliyorsun. Herkesi de dinledin… Tekrar şaşırdın, tekrar ağladın, tekrar yenildin. “Geçer.” dediler, geçmedi. “Geçer.” dedin, “Biliyorum.” dedin, yine de geçmedi. Yemeden durdun, yedin ama unutamadın. Yalnız kaldın, kalabalıklarla taştın. Çok konuştun, çok sustun. Çok gezdin, çok uyudun, hiç uyumadın. Sadece pencereden baktın. Oyalandın, umutlandın; numaraların biraz bayatladı. Az okudun, sonra çok okudun. Çok yazdın, çok fazla yazdın. Hem ona, hem kendine, hem insanlara yazdın. İnsanlara anlattın; insanları dinlettin, sonra onları susturdun.
Sonra onlar seni dinlemedi, onlara kızdın. Ağladın, yalnız kaldın, dövündün. Bağırdın, kavga ettin, durmadın, yılmadın. En yakınını seçtin, en uzağını seçtin, en tehlikeli olanı seçtin, en tehlikeli bulduğunu seçtin. Umutlandın, umutsuzluğa kapıldın. “Beni yalnız bırakır mısınız?” da dedin, “Müsaitsen arayabilir miyim?” de. Geçti sandın, geçmedi. Ağlamadığını sandın ama gözlerin doldu. Özlemediğini sandın ama içinde acıyan bir şeyler vardı. Anlamlandıramadın; anlamlandırdın ama konduramadın, kondurdun ama kendine yakıştıramadın. “Unuttum.” dedin; unutamadın. “Unuttum.” dedin, yalanladın. “Unuttum.” deyince hatırladın. Hatırladıkça kanattın kendini. Anılara sığındın; milyonlarca kez hatırladın, sonsuz kere ağladın. Anıları sevdin, anıları kokladın, onları öptün. Kokuları unuttun, sesleri unuttun, fotoğraflardan yoruldun.
Çok dinledin; dinlediklerine ağladın, ağladıklarına kızdın. Kızınca bağırdın; bağırırken sesini beğenmediğinden midir nedir, konuşmak istemedin sonra. Baktın, umutlandın, dayanamadın; ama eve gidince yine ağladın. Öğrendin, gördün, geçirdin, kaçırdın, kaçındın; bir daha yapmadın. Tekrardan kanmadın. Tekrar kandıramadılar; hâlâ dirisin. Dinlemedin, okumadın, izlemedin. Fotoğrafları sevmedin, anıları unuttun. Anıları unutunca korktun. Hatırlayamadığın şeyleri özledin. Kokuları, sesleri, mimikleri, jestleri, ellerini unuttun. Önce kirpiklerini ve göz kapaklarını akıttın. Saçları silindi, sözleri gitti, elleri yok oldu. Soyutladın, soyutlandın, soyutlattın kendini.
Geçti mi? Geçmedi. “Geçer.” dediler; onlarınki geçmiş. Hepsi geçer. Tarihleri unuttun; saatlerden bihabersin, şarkıların yok oldu. Omuzlar yok… Hava sisliydi; o yoktu. Varmış gibi yaptı. Sonra şarkılar geri geldi, ama sözleri hiç yoktu.