[ Hiç merakettiğiniz oldumu ; elinize alıp ibresiyle oynadığınız bir radyo, gece olduğunda,
her telden, bir çok ülkenin neşriyatını yaparken, ortalık ağardığında adeta sus pus olur;
bulabildiğiniz ülke kanalları dinlenmez hale gelir,hatta tamamen kaybolur…Hele hele bulunduğunuz yöre biraz da konum itibariyle mahrumiyet bölgesi ise bu hal tamamen belirginleşir.
Buarada akla geliveren bir soru da şu olabilir.; karasal vericiler,ulaşım ve arıza bakımı yönünden çok daha elverişli yerler varken, neden bir sürü engel ve engebelerle dolu yüksek yüksek tepelere kurulur?...
Bildiğimiz gibi, RF . sinyallerinin iletilmesi için kullanılan hava tabakası tamamen yalıtkan değildir. İçersinde barındırdığı birtakım gazlar vs. ile, tam olmasada biraz iletken halegelir. Mevzuyu tam bu arada ele aldığımızda;
Vericiden gönderilen sinyal, yoluna devam ederken mesafenin uzaklığına ve bir takım köstekleyici etkenlere karşı mücadele etmek zorunda kalır, ilerleyici yöndeki direnç arttılça artar… artık bir noktadan sonrada aşamıyacağı hale gelir , gitgelli fading olaylarından sonra gücünü kaybedip tamamen pes eder… Peki gece ile ne alâkası var;
Ortalık aydınlandığında, hava tabakasının iletkenliğini sağlıyan emarelerin yoğunlaşmasından dolayı bu iletkenlik artar. Peki işte daha iyi değimli ya ! gibi bir soru akla gelebilir…. Bu arada, RF. Sinyalini taşıyan bu iletkenlik, nötr halde bulunan toprak tabakasıyla tepede ilerlemekte olan verici yayını arasında da belirgin hale gelir
ve konumuna göre sinyali sıfırlar…Günlük güneşlik havalarda bu durum daha da belirginleşir.. Aşırı geniş koyu bulutlu havalar bu konuda biraz avantaj sağlasada fading olayı kaçınılmaz olur.. İletilen sinyalin yere yakınlığı, kısa devre olma özelliğini daha çok doğuracağı için, iletişim ve dinlemede yükseklik daima önem kazanır…
………………,,,,,,,,,,,,,,,,,,…………..
Bir de bu meselenin bir istisnayi durumu var avantaj sağlıyan:
Televizyonun ilk yaygınlaşmıya başladığı zamanlarda, geniş çubuklu cüsseli antenlerle alırdık tv. yayınını… ‘’1.’’banttan yayın verilirdi… Güneşin henüz doğup, öyle üzerine yöneldiği zamanlarda, bu yoğunlaşmadan dolayı, ansızın ta.. uzaklardaki yabancı ülke kanalları birdenbire öylesine net bir şekilde ekranda delirirdiki, hayret edilecek bir durum olurdu. Fakat kısa bir süre içinde fadinglerle çalkalanan bu görüntüler, tadını damağımızda bırakırdı hemen…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, Mustafa Akın,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,