0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
114
Okunma
Zührname Allahın merhametini ifade etmekte kullanılan kavramlardan biri olup sözlükte merhamet sahibi anlamına gelir Rabbin zengin merhamet sahibidir
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
Seyyar derviş ibrahim hocanın 80 yaşında karanlık bir gecede doğan evlâdı olsada meryem hanımın duasını Allah Teala duymuş ve Allah Teala biz kullarına
En’âm Suresi 133-134. Ayette buyurduki
Rabbinin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, rahmet sahibidir; Size bildirilen mutlaka gelecektir; bunu önleyemezsiniz işte bu ayetleri yüreğinde hisseden ibraam bey amca Hz ibrahimin duası ile Cenabı Hakka yöneldi Rabb’im! Bana salihlerden bağışla."Rabbi heb li mines salihin.
(Saffat Suresi 100. Ayet) işte ibrahimi olan umut kesmez sabreder ve müjde sabreden kula ulaşır ve doktorlar olmaz desede Allah hidayet eder emreder 100 yaşında bile çocuğunuz olur diyordu İbraam amca ilk çocuğunu eline alıp uyusun büyüsün tıngır mıngır yürüsün diyerek salladığı zaman acı bir olay yaşandı dünyada küçük bir kaz yavrusu doğmuştu Karsta bir baba evlâdı ile birlikte av yapmaya çıkarken tüfeklerini besmele ile doldurdular eğer bu mermi hayvanı bulur da av başarılı olursa bir can telef olurken insanlar sofrada oturup ziyafet verebilecektir Kars kazı yörede oldukça meşhurdu insanlar siparişlere yetişemiyor kars kazınız varmı diyen telefonlar susmuyordu fakat kör kurşun
Kahreden ölüm! Ördek avında kazayla oğlunu vurdu ölümüne sebep oldu baba
Yukarı çıkmak yükselmek yüksek olmak anlamlarındaki uruc kelimesinden türeyen mearic mirac kelimesinin çoğulu olup çıkılacak dereceler mertebeler zül mearic ise bunların sahibi demektir
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
İbraam Amca köyün mezar kazma işçisi idi Meryem ana ile birlikte çalışır biri ölene kefen örerken diğeri gözyaşları ile öleni peygamberimizin duası ile Allah’ım! Onu bağışla, ona acı ve onu affet, ona afiyet ver, vardığı yerde ona ikramda bulun, yerini (kabrini) geniş eyle diyerek dua ederdi bunları tüm insanlara uygulardı oğlu dervişte onunla Hiçbir şey zekayı seyahat etmek kadar geliştirmez.”
Öğrenmek istiyorsan seyahat etmelisin diyerek babası ile yola çıkardı Karstan aradılar babası küçük çocuğunun ölümüne sebep olmuş 7 yaşındaki çocuğun defin işleri yapılacaktı İbraam baba oğul dedi mezar kazarken toplumun dini inançlarına saygılı ol gelenek ve göreneklerine uygun davran dedi ve elde kazma belde kürek küçük çocuğun defin yerine gittiler hiç bir ölü gözyaşı olmadan toprağa verilip Hakikate yolcu edilmez cenaze küçük bir çocuğa aitti bir av sırasında attığı mermi kaz yavrusu yerine kendi çocuğuna isabet etmişti ölü definini yaparken ibraam amcanın kalbi tekledi insanın en ağır mesleği idi gözyaşı dökmek ve ibraam amcada artık emekli olma niyetindeydi acılı babayı şu sözler ile teselli etti mü’minlerin bulûğ çağından önce vefât eden çocukları doğrudan cennete gidecek melekler ise şöyle dedi
Allah Teâlâya hamdet sana cennette saraylar evler inşa edilsin
Zül Kuvva Allahın sıfatlarından biri olup güç kuvvet sahibi demektir
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
Buram buram Allahu Ekber dağlarından şehitlerin kokusu gelirken İbraam Amcam
Hz. Peygamber ’Mü’minlerin iman yönünden en mükemmel olanları ahlâkı en güzel ve ailesine karşı en fazla lütufkâr olan kimsedir oğul dedi çok şükür yaş kemale erdi artık mesleği sana emanet edecez derviş sevinçliydi yaş 20 iken defin dükkanının anahtarını aldı ilk önce Sarıkamış şehitliğinin önünde bir selam verdiler İbraam amca ülkemizin her taşı toprağı kutsal bizim için diyerek 1000 i aşkın şehidin önünde fotoğraf çekmeyi reddetti telefon ışığı onların kutsal ruhunu rahatsız etmeyelim diyerek bu şanlı kahramanların önünde 80 yaşında ceketini ilikledi istiklal marşını okudu saygı ve huşu ile anlı şanlı bayrak dalgalanırken baba oğul Şehitlerimizden şefaat istediler gökten rahmet yağmuru yağmaya başladı oğlu ile birlikte belki son kez geziyordu kim bilir ondan sonra ibraam bey amca kovulmuş şeytanın şerrinden Allaha sığınırım diyip fil suresini okudu Görmedin mi gözünde canlandırmadın mı? Rabbin fillere eşlik eden orduya neler yaptı? Onların kurdukları düzeni alt üst etti?diyip Ani harabelerine girdiler bak evlât dedi bir zamanlar ortaçağın en kalabalık şehri şimdi bir harabe ve virane yaptığımız iş gezdiğimiz şehirler ölümü nasihat ediyor
Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanlardır.
Münâfikûn sûresi,
Şimdi hüzün hakimdi ortaçağın en kalabalık şehrine ipek yolu üzerinde yüzyıllar boyu binlerce insanı ağırladı bu harabeler dedi ve yıkık minareleri gösterdi
Geçmişimiz, kültürümüz ve yetiştirilme tarzımız ile bizler Türk milleti olarak çok duygusal insanlarız dedi ibraam amca ve gözyaşını sildi her insan bir şehir gibidir doğar büyür ve ölür sonrada arkasında izleri kalır diyerek Ani surlarının sütununa baktı insanlar korunmak için ne kadar çok kale ve sur diksede ölüm onları ansızın kuşatır diyip Dünya denilen fâni hayat, bir serap gibi parıldayıp kaybolur dedi Hiç Kimse Nerede Öleceğini Bilemez diyen ayeti Kerimeyi okudu kar o saat her yeri kaplamıştı rüzgarın ıslık çalarak sokakta dolaştığı bir saat başıydı ibrahim baba biraz şehirin tarihinden bahsetti oğul dedi bu Ani şehrinin böyle yıkık döktüğüne bakma bir zamanlar zengin bir ticaret şehri idi ilk önce ermenilere sonrada selçuklulara yurt oldu bir zamanlar kiliseler ile dolu bu meydanda şimdi ne mescit ne de kilise var yalnız şu harabelerdeki taş işçiliğine bak ne muazzam dedi ve yaşlı adam Kars soğuğunda oğlunun kucağında son nefesini verdi yaşlılar hayattan emekli olurken gençler yeni işe başlıyordu Ecel gelince ne bir saat geri kalabilirler, ne bir saat ileri gidebilirler.” (Nahl sûresi, 61)
Kar taneleri düşerken, doğa bize bir ressamın tablosunu izliyormuşuz gibi hissettirir; her biri birer renk, birer duygu."
Nazım Hikmet
Dervişin babası öldüğünde erzurumdan gelen soğuk Kars ilçesinide etkisi altına almıştı rüzgâr kar ve donmuş şelaler kış geldiği zaman dağlar yağan kar kars şehrini etkisi altına alır köy yollarını etkisi altına alır evin damları karla kaplanır kış kimisine huzur verse ruha serinlik getirsede kimisi içinde meşakket ve zorluk demek o karda kışta Cevat Kara
ayağında altı delik lastik ayakkabı çekiyordu ufladı tısladı ancak yolda kalmış insana mutlaka yardım ederdi seyyar derviş Kar, sessizliğin en güzel anlatımıdır; her bir tane, bir romanın sayfalarında kaybolmuş bir karakteri anlatır size desede babasını defnetmesi gerekiyordu Allah zül ikramdır beyim bu havada şehre varamazsın buyur Allah ne ikram etmişse birlikte yiyelim yol açılsın sonra varırsın ilçeye Allah kuvvet sahibidir yolda bırakmaz diyip samanı sobaya attı elini huhladı yolda açlıktan susuzluktan donmak üzere olan kediyide sobanın yanına koydu doğuya kış çetin geçer beyim dedi Cavit Kara çocuklar her ne kadar dağ keçileri ile oynasada görüntü seni aldatmasın diyip soba köşesinde can veren kediye baktı ve şunları söyledi doğunun araba geçmez yollarında insan donarak ölüyor beyim deyip donarak ölen kedinin gözleri kapadı mışıl mışıl uyusun
26
Kar, kışın hüzün ve güzellik içindeki öyküsünü anlatır, her bir tane birer karakterdir."
Orhan Pamuk
saliha kadın şiddetli bir kış günü evlâdı salih gelmeyince ibraam amcayada ulaşamayınca Namaz ile dua ile Allahın kapısına sığınmış pür telaş namaza durmuş Allahım şeref ve fazilet sahibisin eşim ve oğlumu bana nimet olarak verdin onları bana bağışla sen ikram edici ve af edicisin diyerek duaya durdu Allahla konuştu sonra biraz zaman geçsin belki gelirler diyerek Allah lütuf sahibidir o mutlaka yolcu bekleyenler diyip eşine ve oğluna yemek hazırladı kuymak yaptı ağızlar ballansın yürekler şifalansın diyip tatlıyı eksik etmedi evin diğer anası dişi koyundan süt sağdı karsın o meşhur lezzeti kars kaşarı bu mübarek hayvanlardan elde ediliyordu önce bir kap içerisine un koydu sonra kızgın yağı tepsinin içine koydu bu helva karda kışta vitamin verici şifalı bir tatlıdır karda ısıtır yazda serinletir kars yöresinde hörre derlerdi un çorbasına artık her şey hazırdı ev sahipleri evin emanetçileri eksikti yine duaya durdu hiç bir yolcu yolda kalmasın diye peygamberimiz başını secdeye koyduğu vakit sanki onunla konuşuyordu
şu anda halk uyumuştur. Siz ise namaz için beklediğiniz sürece namaz içindesiniz buyurdu efendimiz SAV ne güzeldi böyle bir tefekkür vakti alnı secdeye dayalıyken insana gelen ölüm
Melekleri görürsünki onlar arşın etrafını çevirmiş olarak Rablerini övgü ile anarlar
Arşı taşıyanlar Rablerini över tesbih eder
Kuraanı Kerim
Halk Allah Tealaya yolculuk eden bu kadının başına toplandı Rabbimiz Allahtır o gökleri yarattı sonra yeryüzünde bizi misafir etti diyip yerde cansız yatan saliha kadın için dua ettiler meleklerin görürsün ki onlar Rablerini överek anar izzet şeref saltanat sahibi Rablerini överek tesbih etmektedir diyip dünyaya veda eden anneye dua ederek ayetler okudular köy halkı bu saliha kadınlar için Efendimiz SAV in söylediği hadisi şerifleri hatırlattılar Allah kime saliha bir eş nasip etmişse, dininin yarısına yardım etmiş demektir evet biz salih olursak Allah ibraam amcanın önüne çıkardığı gibi bizede saliha kadınlar çıkaracaktır dedi tabuta son çiviyi çakan Muzaffer uslu hoca bu tabut ona bir çardak ev ve taht olsun denilip yasinler okundu köy halkı ibraam amcanında ölüm haberini almıştı demekki iyilikte yarışın demek buydu karı ve koca rıza makamını kazanma yarışı yapıyorlardı Allah anadan babadan öksüz kalıp yetim olup sokakta yatana acısın dediler kızım dedi hediye teyze hayrattır adet gelenek görenektir ölü taziyesiz yemeksiz gönderilmez insanlar taziye yemeği gelmezse ayıplarlar diyip 5 tepsi kars böreği yaptı kızı müzeyyen ise hıngel çorbası yapıp şunu dedi en güzel adetimiz taziye evine gidip afiyetle yemek yemek
Rabbin gerçekten çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. Eğer kazandıkları günahlar yüzünden insanları hemen cezalandıracak olsaydı, hiç beklemez onlara azabı derhal gönderiverirdi.
Kehf / 58. Ayet
Küçük Salih artık anadan yetim babadan öksüz kalmıştı kimi ağlar kimi susar kimi derdini içine atar kimi Besmele çeker yeni bir hayata başlar ahirete gidemiyorsan hayata kök salacaksın dedi Cavit abi yok öyle umutsuz kalmak dik duracaksın dedi Esme kadın yakmak için kışın çom çomunda tezek topladı yalnız bu ölü böyle kalmaz dedi hava dondurucu dedi esme tezeği sobaya at ısınalım o yıl cavit abinin susuzluktan 5 kuzusuda hakka yürüdü hepimiz hakka yürüyeceğiz kimimiz vakitli kimimiz vakitsiz deyip elini yağ bidonu ile buz gibi suyun içine daldırdı doğunun büyük masallarında denir ki her dağın eşkıyası ayrıdır ayrı bir duruşu vardır eşkıyanın ve kış dağlarda başka bir zulüm başka sevdadır Cavit Kara kaçak çayı koydu masaya haydi buyurun dedi bu dağlarda bir kar yağar bir güneş açıyor ve güneş açıp kar yağarken insan sormadan edemiyor evet dedi haberler acı haberler 50 otobüsün iki gündür mahsur olduğunu ve salihin annesinin secde halinde vefat ettigini ambulansın karda kaydığını yaptığını söylüyor tüm ambulans ekibi vefat ediyor öte köyde Muzaffer Hoca bu köyde Salih ve Cavit Kara dua ediyor
Allâh’ım! Onu bağışla, ona rahmet et, onu
Onu suyla, karla ve buzla yıka! Beyaz giysileri kirden (ve pisten) temizler gibi onu günahlarından arındır!..Onu Cennet’e koy, kabir ve Cehennem azâbından koru!
Birini incitmekle intikam alındığını sanmayın; gerçek intikam, susarak ve güçlü kalarak alınır."
Friedrich Schiller
Kara kış arkasında acı ve kara kara ölümler bırakırken doğa sessiz ve suskun bir vaziyette insandan intikam alır gibiydi seyyar derviş anne ve babasını aynı yere defnetti artık sarıkamışta bir aile kabristanı vardı her cuma mutlaka yanlarına uğrar ey canımın canları ahiret ehlinin sakinleri yakında geleceğim diyordu yetim öksüzde olsa onunda sevmeye hakkı vardı köyün imamı muzaffer hocanın kızı müzeyyen ile evlendi Allahım hayırlı bir evlilik nasip et sana hakkı ile iman eden kullar yetiştirmeme nasip et dedi ve bir çocukları oldu adını Murat koydular ve çocuğu büyüdükçe onada evlat bir gün babana kefen dikecek beni sen defnedeceksin inşAllah dedi ne yazıkki şehirde insanlar ölümü unutmuş kadın oğul altın ve gümüşler insanlara süslü gelmeye başlamıştı Dervişin definci dükkanının yanına bir kuyumcu açılmış ilk gelene bir çeyrek bir kol saati diyince millet harala gürele hır gür birbirini eze eze dükkân önünde uzun kuyruklar vardı sokaktaki insan ölüsünü bir tek derviş gördü onun gözünü kapatmaya koştu insanlar altın alırken ölen insan şunu söyledi asıl varılacak yer Allah katındadır fakat insanlar dünyanın süsüne aldandı
Sizden birisi (ölen) din kardeşinin cenazesinin teçhiz ve tekfinini üstlendiği zaman bu işi güzelce yapsın.”
Resûl-i Ekrem (s.a.s.), “
Artık belkide son saatleri idi Seyyar Dervişin kefenim hazırmı diye sordu oğluna insan ahirete gitmeden her ne biliyorsa öğrencilerine öğretmeliydi yine kara kış gelmişti Karstaki köy yolları gene kervan geçmez yollara benzemişti kars çayı akmaz olmuştu vadilerde çocuklar kızak kaya dursun kars kalesi en ıssız en yalnız saatlerini yaşıyordu ilk çağlarda Hititlere urartulara ev sahipliği yapan bu şehirde kışın köyler ıssızlaşıyor yalnız kalıyorduYalnızlıktan kurtulmak için insan, hayaller kurarmış baba dedi Murat oğul insan sevdiklerinden ayrı ise o yalnızdır oğlu kefen biçerken yağan kara baktı anne babasıda böyle bir havada intikal etmişti babası ölünce cenazenin kefenlenme işi ile oğlu uğraştı yıllar öncede komşu kızı olarak helva pişiren müzeyyen hanım bu sefer Derviş amcanın hanımı olarak yaptı bu işi cenazeyi yıkayan murat şöyle dua etti Allahım ceza gününün sahibisin suçluları günahkârları cezalandırırsın şüphesiz sen suçu ve günahı olmayan hiç kimseyi cezalandırmazsın diyip babasını usulüne uygun kefenledi ve son görevi yapmak için anne babasının yanına defnetti aile kabristanında artık huzur ile yatabilirdi birbirini seven üç güzel kişi Muratında yılları babası gibi ölüleri defnetmekle geçti nerede bir ölü varsa kedi köpek güvercin demedi göz yaşları ile tüm canlıları defnetti bir gün onunda üzerine toprak örten olurdu nasıl olsa