0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
186
Okunma
Belki de o his senin değil, kardeşim.
Bazen içimde sebepsiz bir huzursuzluk olur. Sizde de oluyor mu?
Ne bir kavga vardır, ne kötü bir haber ama içten içe bir gerginlik çöker. Düşündüm ki belki de bana ait değil. Belki dedemin savaşta duyduğu siren sesi hâlâ hücrelerimin içinde çalıyor.
Bilim buna “epigenetik miras” diyor.
Kısaca, yaşanan travmaların sadece hatıralarda değil, DNA’nın kenarına kimyasal olarak kazındığını söylüyor. Yani büyükler açlık çektiyse, torun olarak sen de doysan bile “yetersizlik korkusu” hissedebiliyorsun. Tuhaf ama mantıklı; çünkü genler bir dengede kalmaya programlı.
Bir deneyde farelere kiraz çiçeği kokusu verip elektrik şoku uygulamışlar. Bir süre sonra fareler o kokuyu duyunca korkmuş. Yavrularına hiç şok verilmemiş, ama yavrular yine kokudan korkmuş. O minik fareler genetik olarak korkuyu miras almış. Yani korku, nesiller arası bir el gibi bize uzanmış.
Demek ki bazen boşuna “niye böyleyim?” diye kendimizi sorgulamıyoruz. Belki de genlerimiz sadece bize değil, atalarımızın en derin korkularına bile ait.
Eğer korku “genetik hafıza” ise, bunu yeniden yazmak mümkün olabilir. Ben buna inanıyorum.
5.0
100% (1)