Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Aşık TURHAL
Aşık TURHAL

MEDENİYET KAPISINDAN GEÇEMEYİŞİMİZİN SANCILARI

Yorum

MEDENİYET KAPISINDAN GEÇEMEYİŞİMİZİN SANCILARI

( 1 kişi )

0

Yorum

2

Beğeni

5,0

Puan

534

Okunma

MEDENİYET KAPISINDAN GEÇEMEYİŞİMİZİN SANCILARI

MEDENİYET KAPISINDAN GEÇEMEYİŞİMİZİN SANCILARI



Bu denememizde, yazarın eleştirel bakış açısıyla, medeni toplumların temel değerlerinden uzaklaşan toplumsal yaşam pratiklerini irdeleyeceğiz. Günümüzde yaşanan olayların, bir "uygarlık" seviyesine mi işaret ettiği, yoksa "ilkel Ortaçağ" geleneklerinin bir devamı mı olduğunu takdirlerinize bırakıyorum.
Bilim ve teknolojinin zirvesinde olduğumuz bu çağda, toplumumuzdaki vakaları, yaşam tarzlarını, sokaktaki iletişimi ve yaşamın her yönünü dikkatle incelemeliyiz.
Toplumumuzun; köyde, şehirde, aile içerisinde ve kamusal alanda, medeni davranışlardan belirgin bir kopuş yaşadığı, yaşam pratiklerimizde gözlemlenmektedir. Nezaket, kibarlık, incelik gibi kuralların yerini; kibir, nefret, kaba kuvvet ve şiddetin aldığı bir ortamdayız. Aile içinde, sokakta ve hayatın her alanında sağlıklı bir iletişim dili ne yazık ki bulunmamaktadır. Sorunlar, konuşarak ve akıl yoluyla çözülmek yerine; aile içi kavgalar, komşu ve akraba çatışmaları, kadına, çocuğa ve hayvana yönelik işkenceler, şiddet yoluyla çözülmektedir. Miras paylaşımındaki eşitsizlikler, tehditler, küfürleşme, saldırganlık hareketleri ve fiziksel şiddet; toplumumuzun uygarlık ve medeniyet seviyesine ulaşmadığının en çarpıcı göstergeleridir.
Aile içi geçimsizliklerin medeni bir zeminde, karşılıklı fikir alışverişiyle çözülememesi, önemsiz bir durumu bile büyük bir soruna dönüştürme eğilimi dikkat çekicidir. Boşanma durumu olmamasına rağmen yıkıma giden aileler veya boşanmanın her iki taraf için de en uygun çözüm olduğu durumlarda dahi uzlaşmaya varamama, bunun yerine tek çözüm olarak cinayet, işkence veya tehdidi görme yaklaşımı, medeniyet seviyesine ulaşılmadığının açık bir göstergesi değil midir?
Miras paylaşımında eşitlik ilkesine riayet edilmemesi, özellikle kız çocuklara mülk ve tarla verilmemesi, mirasın tamamının erkek çocuklara bırakılması; bu eşitsiz paylaşım üzerinde çıkan kavga, kaba kuvvet ve zorbalık, toplumsal bir medeniyetsizlik tablosu yaratmaktadır.
Okulda, işte, sokakta ve yönetim kademelerinde gözlemlenen, ilkel kanunlara, geleneklere ve törelere dayalı yaşam pratikleri, uygarlıktan uzaklaşmadır. İnsanların; din, dil, ırk ve mezhep ayrımı yapması, farklı inançlara sahip kişileri dışlaması, onlara yaşam hakkı tanımaması, farklı inançtakileri "gâvur" veya "dinsizlik" ile suçlaması, kendi inancını zorla dayatması ve kendini ifade ederken görgüden, nezaketten uzak, vandalca hareket etmesi; ilkel ve barbarca bir tutumdan başka ne olabilir?
Ortadoğu coğrafyasında ideolojik savaşların, petrol kuyuları üzerindeki terörizmle yaratılan kaos ortamının ve kapitalizmin sömürgeciliğinin belirginleşmesi, kaynakların medenice uzlaşılamaması; şiddetin ve silahların konuştuğu bu düzlemde barışçıl çözümlerin bulunamaması; teknoloji, sanayi, sanat, ilim, bilim ve kültürel alanlarda beklenen gelişimin sağlanamaması; yoksulluk, işsizlik ve sefaletin artması, eşit ve adil bir paylaşımın olmaması, doyumsuz açgözlülükle gelen talan, vurgun ve soygunlar; uygarlık ve medeniyet seviyesine ulaşılmadığının küresel göstergeleridir.
Sevginin, saygının ve nezaketin kaybolduğu, ince ve nazik bir dil yerine küfür ve şiddetin egemen olduğu, katil bir ruha sahip, uzlaşmadan uzak, sorunların çözümüne odaklanmayan; sadece bencil çıkarlarına hizmet eden, tüm insanlığı düşünmeyen, kısıtlı bir anlayışla her şeyi zorla, baskıyla ve şiddetle çözmeye yönelen bir ortamda, uygarlık ve medeni bir yaşam mümkün değildir.
Kadın cinayetlerinin günlük yaşamın bir parçası haline gelmesi, çocuk tecavüzleri, hayvana işkence, ormanların yakılması, hırsızlık, artan boşanmalar ve ilkel "günah, haram" gibi uydurmalarla örülen hurafelerle dolu geleneksel yaşam; gelişim ve değişimden uzak, kör bir ideolojik saplantı içinde kısır bir döngüde yaşandığını göstermektedir. Yeniliklere kapalı bu yapı, medeniyet kapısından geçemeyerek, uygarlık düzeyinde insanca bir yaşamdan uzak, ilkel bir yaşamı sürdürmeye devam etmektedir.
Medeniyet kapısındaki bu engel zincirlerini kırmak ve uygarlık zirvesine çıkarak, insanca bir yaşam kurmak, hepimizin temel insani görevidir.

Hüseyin TURHAL

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Medeniyet kapısından geÇemeyişimizin sancıları Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Medeniyet kapısından geÇemeyişimizin sancıları yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MEDENİYET KAPISINDAN GEÇEMEYİŞİMİZİN SANCILARI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL