Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazımdır. bısmark
Faruk Başoğlu
Faruk Başoğlu

İÇMEDEN SARHOŞ OLDUK

Yorum

İÇMEDEN SARHOŞ OLDUK

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

118

Okunma

İÇMEDEN SARHOŞ OLDUK

SAYGIDEĞER CUMHURBAŞKANIMIZA,
YETKİLİLERE VE TÜM HALKIMIZA
AÇIK MEKTUP
 
İÇMEDEN SARHOŞ OLDUK
  Benzer konularda kaç kez yazı yazdım bilmiyorum ama gittikçe büyüyen milletimizin YOK OLUŞA GİDEN YIKILIŞ TEHLİKESİNİ yani toplumumuzun pek çok alandaki YOZLAŞMA tehlikesini bertaraf etmek için ne kadar çok kalem tarafından ne kadar çok yazı yazılsa o kadar umuttur.
  Bize ne oldu, ne oldu bize? Biz kime benzemeye başladık, nelerden vazgeçiyoruz? Yokuş aşağı inen freni patlamış kamyon misali gidiyoruz sanki, Rabbim bize merhamet etsin, amin diyelim demesine de Rabbimden merhamet beklerken biz de bir şeyler yapmayalım mı? 
  Günahların özgürlük, yozlaşmanın çağdaşlık, çıplaklığın modernlik gibi sunulduğu bir çağda yaşıyoruz. Sokaklarda canımızı acıtan edep ve ahlak sınırlarını ezip geçen görüntüler çoğalmaya başladı. Bir çok düğünlere gidilemez gidilse bile içeri girilemez oldu. Açıklık çıplaklığa dönüştü hem de gönüllü gönüllü. Bunların hiçbiri İslam ahlakı ile bağdaşmıyor. Ancak ne acıdır ki, biz bu hale alıştık; hatta normalleştirdik. Etmeyin, yapmayın, kıyametleri üzerinize çekmeyin. Bu gayrı ahlaki haller Müslümanca değil, Müslümana yakışmaz, Müslüman evlatları bu hallerde kalamaz. Bir Müslüman toplum olarak yaşadığımız bu manzara, sadece bireysel değil, toplumsal bir krizin işaretidir.Böyle olunca da namaza, camiye mesafeli durulsa da, bazı insanlar kendini ahlaki ve manevi değerlere karşı mesafeli hissetse de bu toplumsal kriz toplumdaki herkesi yakar, kimseyi mutlu etmez. Yozlaşan, bozulan her bir millet hangi inanışa sahip olursa olsun yıkılmış, tarih sahnesinden silinmiştir.
  Müslümanın hayat kitabı olan, Rahmanın biz kullarına huzur ve mutluluğun reçetesi olarak gönderdiği Kur’an hayatımızın merkezinde olması gerekirken niye hayatımızın pek çok alanında yok? Yaşadıklarımızı hayatımızın mecburiyeti, çağın gereği gibi görüp hiç de masumlaştırmayalım, moda işte deyip de kolayca geçiştirmeyelim. Bu olanlar dünyamızın ve ahiretimizin inşasını bombalamaktır, yıkmaktır. Özgürlük ifadesinin yanlış taktimi zehre dönüştü ve bizleri önce sarhoş etti sonra da öldürecek Allah korusun. Halbuki gerçek özgürlük Allaha teslim olmaktır, şeytana ve şeytanca  akımlara modalara modern dünya mecburiyetlerine teslim olmamaktır.
Öyle bir algı tılsımları üzerimize üfleniyor ki bunların etkisiyle sarhoş gibi ne yaptığımızı bilmeden savruluyoruz, inancımızı bozuk para gibi delik cebimize atıyoruz; bu ne ucuzluk, bu ne vazcaymışlık? Hiç mazeretlere sarılmadan, hiç kırk dereden su getirmeden Müslümanca yaşanırsa dünya ve ahiret mutluluğu ancak böyle elde edilir. İşimiz, ticaretimiz, arkadaşlığımız, dostluğumuz, bankalarımız, ekonomik yapımız, anayasamız, sosyal medyamız, dizilerimiz, şarkılarımız, düğünlerimiz ve dahi nelerimiz nelerimiz hepsi de bu milletin inancına, ahlakına göre şekillense inan huzur Rabbimin lütfu ve ihsanı olarak üzerimizden hiç eksik olmayacaktır. Diğer türlü bugünkü manzarada hayat akmaya devam ederse; haramlar bedel ödetecek huzur diye bir şeykalmayacaktır.
Bu yazdıklarımla içinizi karartmak istemiyorum; Allaha çok şükür ülkemizde şimdiye kadar görülmemiş ve alkışlanacak pek çok alanda pek çok  başarılar elde ettik, emek veren her yüreği yürekten alkışlıyoruz. Kişilikli, erdemli yaşayan gençlerimiz de az değil, onları da baş tacı olarak görüyoruz. Her zorluğa rağmen dosdoğru bir aile yapısını koruyan ve yaşatan ailelere müteşekkiriz. Ancak yeter mi yetmez. Bizi biz yapan inancımızı ve değerlerimizi koruyamazsak, bu yönde direnmezsek genç nesillerimizle buluşturamazsak hangi alanda lider olursak olalım; biz yeniliyoruz , biz kaybediyoruz demektir. Yine de ümitsizlik aşılamak istemem; çünkü ümitsizliği şeytan aşılar. Bir birey olarak bu olumsuzlukları değiştiremeyebiliriz ama bir birey olarak biz değişirsek değişim başlar, iyiliğe, güzelliğe, rahmete bir kıvılcım atılır. Bu kıvılcım bütün olumsuzlukları yakıp yok eden bir yangına dönüşüverir. Bunun içinse sadece Rabbimizin razı olacağı bir kişiliği tavizsiz yaşatacağız. Başka yol yok, başka çare yok. Ya iki cihanda mutlu olacağız yada bütün bu kir ve günah deryasında boğulacağız. Bu ızdırapları ortadan kaldıracak pek çok insanın teklifi düşüncesi elbette vardır, biz de sıralayabiliriz ama sözü fazla uzatmayalım bu çözüm yollarını aşağıdaki kurulmasını teklif edeceğimiz “Milletimizin değerlerini koruma ve yüceltme etik kurulu” nun çalışmalarından duymak isteriz.
Toplumu karanlıktan aydınlığa çıkaracak olan şey sadece şikâyet etmek değil, çözüm üretmek ve harekete geçmektir. Bu düşünceden hareketle yetkililere bir çağrı yaparak diyorum ki;
  Sayın Cumhurbaşkanım başta olmak üzere gücü ve yetkisi olan kıymetli yöneticilerimiz; teknolojinin, sanal dünyanın evdeki çocuklarımıza varana kadar çalmalarına ve bozmalarına ayrıca yukarıda saydığım bizi içmeden sarhoş eden olumsuzluklardan bu milleti korumak için “MİLLETİMİZİN DEĞERLERİNİ KORUMA VE YÜCELTME ETİK KURULU” kurunuz. Kuracağınız bu kurulda; ilim adamlarından yapay zeka uzmanlarına, din adamlarına, ekonomistinden esnafına, sosyologlardan, psikologlara, akil insanlardan toplum mühendislerine varana kadar bir heyet toplayınız ve bu heyeti kampa alarak “bu saydığımız sorunlara bir çözüm önerisi bulana kadar bu kampta kalacaksınız” deyiniz. Bu başlangıç umut olacaktır, rahmet olacaktır. Yapabilirsiniz. Yoksa, bir çözüm üretilemezse bu Müslüman milleti koruyamamış olacaksınız, bu millete yazık olacak. 
  İnanıyorum ve ümit ediyorum ki bu millet inancına ve özüne dönecek ve yeniden şahlanacaktır. Dünya mazlumları bu şahlanışı bekler, huzuru kalmamış İslam’a aç yürekler İslam’ın muştusunu bekler. Çünkü  beklenen sensin. Haydi ne kendimize yazık edelim ne de bizi bekleyenler fazla beklemesin.
 
 
 

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İÇmeden sarhoş olduk Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İÇmeden sarhoş olduk yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İÇMEDEN SARHOŞ OLDUK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL