0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
231
Okunma
HAPİS CEZASI NEDEN CAYDIRICI DEĞİL
Türk Ceza hukukumuzda (5237 sayılı kanun) suçlulara verilmek üzere belirlenmiş iki ceza türü var.
Biri hapis diğer para cezası.
Bunların dışında bir ceza yoktur.
Peki bu iki ceza türü insanları suç işlemekten alıkoyuyor mu?
Buna yakından bakalım.
İşlediği suçu alışkanlık haline getiren hırsızlar var sabıkalarını çeviriyorsunuz 10 , 20 , 30 hatta 50 suçtan sabıkası olan sanıklar görebiliyorsunuz.
Peki nasıl oluyor da bir insan birinci suçtan sonra ikinci suçu işlemeye karar veriyor. Bu çok önemli bir geçiş noktası. Demek ki bu suçlunun hırsızlıktan aldığı fayda ve haz aldığı cezadan veya cezaevinde geçirdiği süreden daha fazla ve daha yoğun.
Demek ki cezaevinde yatmak onun için korkutucu bir hal almıyor. Tam aksine bazıları için cezaevinde yatmış olmak topluma karşı bir racon kesme aparatı olarak bile kullanılabiliyor.
Yaptığım şahsi araştırmalarda suç işlemekten asla vazgeçmeyen sanıklar grubundan en önemlisi hırsızlık suçu sanıklarıdır. Zira küçük bir hırsızlıktan içeri giren bir takım sanıklar banka hırsızlığı yapacak potansiyelde dışarıya çıkabiliyor.. Bunun sebebini araştırdığımda hırsızların aynı koğuşta yatmalarının en önemli bir etken olduğu sonucuna ulaştım..
Yine topluma karşı bir güç kazanımı ve otorite elde etmek amacıyla adam kaçırma yağma silahla adam yaralama gibi suçlardaki sanıklar da suç işlemekten bir türlü vazgeçmeyebiliyorlar
Zaten ömründe tesadüfen suç işlemiş bir grup suçlu hariç kriminal olarak suçlu psikolojisindeki insanlar için bu cezalar çaydırıcı olmaktan çok uzaktır.
Sahte hat aboneliğini ticaret haline getiren bir sanığın sabıka kaydını inceledim 150 sabıkası vardı
Her bir eylem için verilen ceza 1000 liradan fazla değil ama adam sahte hattı 20.000 30.000’e satabiliyordu.
Yani yakalanıp ceza almış olsa bile eylemden bir türlü vazgeçmiyordu.
Çünkü bu iş artık onun için ticaret haline gelmişti.
Adam resmen bunu ticarete dökmüştü ve yargının bu adam karşısında çaresiz olduğunu adli sicil kaydından anlayabiliyorduk.
Çünkü sistem öyle kurulmuştu ki adamın eyleminin tekrarının cezaya artırıcı hiçbir yönü yoktu. Daha açık ifade edelim ki adam hukuk sistemi ile dalga geçmeye başlamıştı.
Suçu bir karakter bir hayat tarzı bir geçim aparatı olarak kullanan bu tip insanlar suç işlemekten asla vazgeçmiyorlar. Bunu duruşma salonundan çıkarken sanıkların gözlerinde görebiliyorsunuz.
Ancak devam eden suçlarda yakalanmamak ya da arkada delil bırakmamak için gayret ediyorlar. Biraz daha profesyonelleşiyorlar yani.
Olur da yakalanırlarsa nasıl olsa af çıkar umuduyla kendi içindeki suç işlemeye yönelik inançlarını korumaya devam ediyorlar.
Peki o halde çare nedir?
Çare Türkçe ceza kanununa hapis ve adli para cezası dışında insanları suç işlemekten alıkoyacak caydırıcı ve etkileri yoğun olan başka ceza türleri eklemektir..
Şimdilik bu ceza türlerinin ne olduğu hususunu başka bir yazının konusu yapalım
Ve şunu ifade edelim ki sadece bu iki ceza türü değiştirilmediği müddetçe ne kadar yargı reformu yapılırsa yapılsın cezalar ne kadar artırılırsa arttırılsın toplumdaki suç oranlarının zerre miskal azalmayacağını tam aksine her geçen gün daha da yoğunlaşacağını buradan tüm tecrübelerimle ifade etmek istiyorum.
Yeni adliyeler yapmak, yeni mahkemeler kurmak ve yeni cezaevleri inşa etmek bir suç politikası olamaz..
Şurası acı bir gerçektir ki her geçen zaman içinde Nüfus artışının kat kat üzerinde yeni mahkemeler kurulmaktadır.
Kayseri’yi örnek vermek gerekirse bundan yaklaşık 13 yıl önce nüfus 1. 250.000 iken 2 adet ağır Ceza mahkemesi vardı bugün nüfus 1. 450.000 olmuş 8 adet ağır Ceza mahkemesi vardır.
Bir ülkede suçların azaldığını en büyük delili mahkeme veya cezaevi sayılarının azaltılmasıdır..
Bugün artık çok geç olmadan bu ülkedeki üniversitelerimizin Saygın sosyolog ve psikologları adli tıpçılar siyaset, yargı aktörleri yargının yan kurumları olan diğer kurum çalışanları, bilirkişiler emniyet , jandarma ve düşünce insanları bir araya gelerek ortak bir akılla suçların nasıl azaltılacağı hususunda eylem birliğine girişmelerinin vakti gelmiştir.
Necati Daştan
Kayseri Hakimi