0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
140
Okunma

Bir zaman vardı; zamanı bile hatırlamayan…
O zaman bizdik, bir yankı gibi geçmişten gelen. Kâinat bir nefes aldı ve o nefes verişte bir söz saklıydı:
“Şahit ol.”
Biz, o sözün peşinde yürüyen zerrecikleriz. Her adımda unutturulanı hatırlıyoruz. Allah, bizi bir defa yazdı, biz bir defa yaşamadık... Her an bir kelime eksildi hafızamızdan, ama bir his kaldı: “Bu anı biliyorum.”
Kader yazılmış olanın tekrarı değil; hatırlayışın aynasıdır. İlkin ne yaşadıysak, şimdi onun yankısına bakıyoruz. Sorgulamayalım diye değil, görüp susalım diye gönderildik.
Hayat bir fragman değil; bitmiş bir filmin yankısıdır. De ki "arka fragman." Biz şimdi kendi sesimizi duymaya çalışan bir sessizliğiz, duyduk da duymadık da. Ve Allah, bizi izlemiyor sadece — bizimle birlikte yeniden biliyor.
Cennet ve cehennem bir ödül veya ceza değil;
onlar bize gösterilen bir aynadır. Biz, kendi eylemlerimizin ve seçimlerimizin şahitleriyiz.
Bu şahitlik, varoluşun en derin hikmetidir: kendimizi görmek, anlamak ve varlığımızı tanımaktır.
Belki de her şeyi ilk kez yaşamıyoruz ve yarın bize hatırlatılacak olan bugünümüz değil, dünümüzdür... Kim bilir belki de bütün alem üç günlüktür...
_selim
5.0
100% (1)