2
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
205
Okunma

"Benden sonra kuşlara iyi bakın..’’
13 Ekim 1987...Nilgün Marmara, 29 yaşında, kelimelerini sessizliğin ardında bırakarak 38 yıl önce bir pencereden çığlık atmadan uçup gitmişti.
Eşi, ardından sadece şunu söyleyebildi:
“Şiir yazdığını bile bilmezdim… bir kenarda pıtır pıtır bir şeyler yazardı.”
O cümle, bir kadının ne kadar sessizce yok sayılabileceğinin,
ve iç dünyasında ne kadar gürültüyle var olabileceğinin simgesi oldu.
Nilgün, yalnızlığını kelimelere döktü,
kelimeleriyle kadın olmanın sancısını taşıdı.
“Bazen aynı evde, yalnızlık içinde yaşlanır insan…”
Eşine bir şiirinde; “Yabancıların en yakınıydın sen!” diye seslenmişti Nilgün Marmara. "Anlatamamak değil ölüm.
Ölüm artık anlaşılamamak.”
Bir cümlesi insanın içini ürpertiyor:
“Kalbin ya paramparça kırılmak ya da taş gibi katılaşmak zorunda kaldığı bu dünyayı reddediyorum.."
Aynı semtte oturan bir tanıdığı çok hüzünlü ve inanılmaz güzel bir kadındı, şair olduğunu yıllar sonra (belki de ölümünden sonra) öğrendik demiş.
Eşlerinizle sohbet edin. Onun ilgi alanı sizin ilgi alanınızla uyuşmuyorsa ilgi alanınıza girme çabası yeterli değilse onu kendinize benzetmeye çalışmayın, onun hatırı için siz onun ilgi alanı hakkında çaba gösterin bir şeyler öğrenin. İltifatı değeri yabancılara değil kendi eşinize gösterin.
- Alıntıdır-
Beni çok derinden sarstı sizle paylaşmak istedim...
Kim bilir kendi iç dünyasında ne yarası vardı...
Hep söylemişimdir , ruhu hassas olanların terazisine bu dünya ağır gelir , kaldıramaz...
Ruhuna saygıyla...
5.0
100% (3)