0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
121
Okunma

🌙 Gamla Tanışmak ( Dua’yı bırakma!)
Bedenin üşümesi bir tarafa, çayır çayır yanan bir yürek bir tarafa…
Saat bilmem kaç. Uzaktan izlediğim bir pencerenin önünden çekilip, ayaza, yanıma geliyorsun.
Söylenmemiş ama yanmaya hazır cümlelerimi önüme koymaya hazırlanırken, sen “Nasılsın?” bile demeden, “Neyle geldin?” diye soruyorsun. Hâlimin derecesini anlamaya çalışanım, gösterdiğim arabaya göz ucuyla bakıp bir adım daha yaklaşıyor;
“Ağla. Ağlamaktan utanma,”
Sen, gözyaşlarımın emanetçisi; titreyen sözlerimin rehberi… Dönüp dolaşıp hata çemberlerinden geçip, tekrar tekrar yanmaya geldiğim ocağım...
Biliyorum, biliyorsun.
“Çok kızıyorum!” dediğimde,
“Kız ama duayı da eksik etme,” diyenim...
Ayaza saldığım yüreğimdeki yangının dumanını görebilen tek insan.
Utanmadan dizlerine kapanıp ağladığım, bahçemdeki güllerin dikeni yüreğime battığında bile, kucağıma kelam ateşini koyup kül edecek olanım.
Kalbim elimde, gezdiğim sokaklardan beni çekip alan
Ne olursa olsun, güvenin temellerini yıkmayan…
Bir söz söylediğinde ya da bir şey yaptığında, “vardır bir bildiği” diyerek teslimiyet bayrağını çektiğim kapının eşiği...
Adam evladı!
Yediğim tokatların izlerini silen, beni tekrar tekrar ayağa kaldıran…
“Hoca, talebesinin ipini uzatır ama bırakmaz,” derken, sözün beni kapında nasıl bağladığını bir bilsen.
"Ben sana yolu gösterdim, yolda giderken levhalara dikkat et, arkana bakma" diye uyarıp ama her kaza sonrası yanımda bitenim... Tekrar tekrar yola koyanım.
Konuşmama gerek kalmadan anlayanım.
Çağırdığın sokaklardan yine sana geldim; üstüm başım kir, pas içinde.
Her seferinde kendimden arındıranım
“Bülbülün derdi gül. Sendeki bu gamın sebebi ne?” diye sorup, başımı önüme eğdiğimde, başımı kaldıranım...
"Allah, mahzun kalbe yakındır. Ustalar, böyle söylüyor. Mahzun kalbin duası kabule yakındır. Kendisi Allah’a yakındır. Sebepsiz bir hüzün geldiği zaman kalbine, bil ki duan kabul edilmek üzere ortam hazır. Kaçacak fırsat değildir. Özellikle kalbin kırıldığı zaman ellerini aç, ne istiyorsan iste . İnsan, hüzünlendiği zaman daha bi insan oluyor. Hüzün ki en ziyade yakışandir bize. İnsan ancak hüzünlendiği zaman iyi oluyor...
"Ferah bî-gânedir ey gam, gel incinme sen evdensin.
Ferah kâhî gelir kâhî gider, bâkî kalan sensin." (Lâedrî)
Sesini duyduğumda, kelamın su olup yüreğime akar.
Hüzün, gözlerimden damla damla süzülürken, senin “Ağlamaktan korkma, ağla,” diyen cemaline sığınırım.
Sığınılacak bir liman gibi kelamının eşiğinde beklerken, hiç konuşmadan hâlimi anlayanım.
Güvenin tam adresi...
Bir dakikalık konuşmadan sonra bile “İnşaAllah” duasıyla bitirip, “Memnuniyetle,” deyip arkamda dağ gibi duran duan olmasa…
Senin bana dua ettiğini bilmesem…
Aylar, yılları çoktan devirdi.
Sarsılmaz bir güvenle tabi olduğum ocağının ateşinde yanarken, beni doğru tutan şeyin senin kelamın olduğunu her defasında idrak ediyorum.
Hiçbir mevsimde beni mevsimsiz bırakmayanım.
Ömrüm, hangi mevsime denk gelirse gelsin, kelamıyla pınarın başından su sunanım. ..
Gönül, gözyaşının nuruyla temizlenirken, mendil uzatmayanım,
Lütuf olarak sunulan, gözyaşların, şahidi. Tarağıma, tasıma dolan beşeri şaşkınlığı yıkayıp, paklayanım.
Ömrüm, kışa hazırlanırken tebessümü ile devlet gibi büyük bir emaneti, avuçlarıma bırakanım.
Omuzlarımdaki dünyalık yükün ne olduğunu bile sorgulamadan, kurtuluşa erdirecek reçeteyi elime tutuşturanım.
Neydim, ne oldum!
Şükür ki buldum.
Canlar!
Ümitsiz değilim lâkin bir insanın kalbini de hüzün yakışıyor. Gülmenin ağırlığını, bilen yüreklere denk gelmek lazım zira başka türlü canın kıymetini bilmiyor insan.
Öğrenilen mi yoksa öğretilen mi kıymetli? Sizler, daha iyi bilirsiniz. Ben, öğrendiğim hüznün bu kadar tanıdık olması ve her defasında ilk defa yaşıyor gibi yanmanın huzurunu hissediyorum. Sızlanmak, gam diye taşıdığım şeyi hikaye etmek yakışık almıyor... Maksat şikayet etmek değil aslında sadece şükür ile yoğururken halimizi büyüklerin o hamurun içine su niyetine kelam eklemesi ve o insanları bulmak büyük bir devlet...
Şükür!
Ocağında kaynayıp ama tükenmeyen halleriniz olsun, canlar!
Ismahan çeribaşı