0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
130
Okunma
Beyaz eşya tamir servisi sabahın erken saatlerinde her zamanki gibi sessizdi. Savaş, tamirhanenin kapısını açıp içeri girdiğinde, eski makinelerin hışırtısı ve sabah çayı için hazırlık yapan Hüseyin Usta’yı gördü. Birazdan, her zaman olduğu gibi, sabah koşuşturması başlayacaktı. Ancak bugün işler biraz farklıydı.
Mehmet Bey, yeni aldığı buzdolabını servise getirmişti. Ürün, birkaç gün önce tamir edilmişti ama o gün tekrar bozulmuştu. Gözlerinde öfke ve hayal kırıklığı vardı.
"Bu kadar para verdik, buzdolabı hala çalışmıyor!" diye bağırdı Mehmet Bey, tamirhaneye adım attığı anda.
Savaş, soğukkanlı bir şekilde yaklaşarak, "Tamir sürecini kontrol ettik, sorun varsa çözebiliriz. Lütfen sakin olun," dedi.
Ancak Mehmet Bey, sabırsızlıkla devam etti: "Sakin olmak mı? Benim paramla dalga geçiyorsunuz. Bu kadar basit bir iş nasıl bu hale gelir?"
Hüseyin Usta, her zamanki sabırlı tavrıyla müdahale etti: "Bu cihaz zaten tamir için gelmeden önce birkaç problemi vardı. Biz elimizden geleni yaptık."
Savaş, ortamın gerildiğini fark etti. Hem müşteri hem de çalışan, birbirlerine karşı giderek sertleşiyordu. "Herkesin de haklı olduğu bir durum var, Mehmet Bey. Ama burası sadece bir iş yeri değil, insan ilişkileri de önemli. Bunu çözmemiz gerek."
Tamirhane odasında bir sessizlik hakim oldu. Savaş, bu gerilimi çözmek için düşündü; bazen, insanların dertleriyle yüzleşmek, bir üründen daha önemli olabiliyordu. Yavaşça, hem müşteri hem de çalışan arasında bir köprü kurmaya karar verdi.
"Tamir yapılacak," dedi Savaş, son bir kez nazikçe. "Ama sadece ürün değil, beklentileri ve iletişimi de onarmalıyız."
Mehmet Bey derin bir nefes aldı. Gerilim yavaşça dağıldı, bir adım geriye gidip, temkinli bir şekilde başını salladı. "Belki de haklısınız. Ama bir dahaki sefere, iletişim daha net olmalı."
Hüseyin Usta, başını sallayarak, "Buna dikkat edeceğiz," dedi.
O gün tamirhane bir süre sessiz kaldı. Gerilim, bir nebze olsa da hafiflemişti. Savaş, bir sorunun sadece teknik değil, insani bir çözüm gerektirdiğini bir kez daha hatırlamıştı.
Kamil Erbil