KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
[email protected]
e-mail: [email protected]

SUMUD, UMUT OLDU!

Dünyanın deşiki yerlerinden, İsrail’in soykırımına dikkat çekmek, Gazze’deki ablukayı daha doğrusu soykırımı durdurmak için 500’den fazla kişi ve 40 gemi katıldı. İtalyan kargo gemisi 45 ton yardım malzemesi taşıdı. Malezya’ya ait Nusantara filosu, 23 Ağustos 2025’te gıda ve yardım malzemeleriyle yola çıktı. Malezya hükûmeti bu filoya resmî destek verdi.
Bu, kolay verilecek karar değil. Böyle hayatî bir kararı ancak kavi iman sahipleri, gözü pek insanlar, korkusuzlar verebilir. Bu olayları Kur’andaki peygamber kıssalarıyla özdeşleştiriyorum. Elbette içlerindek insanlar peygamber değil ama peygamberlerin; zulme karşı direnişlerinin bir örneğini oluşturuyor. Hz. Nuh öyle, Hz. İbrahim öyle, Hz. Musa öyle ve Hz. Muhammed (SAV) öyle…Hz. Musa’nın yaşadıkları, İsrail oğullarının, firavunun yaptıkları meydanda. Aslında Kur’anı iyi tetkik edersek her zaman karşımıza soykırımcı İsrail’in, Siyonist uşaklarının çıkabileceğini anlamamız gerekir. O yüzden: “Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin” diyerek Kur’an bizi ikaz ediyor.
Sumud, umut oldu. Kendini yenilmez, her dediğini yapar, aklına estiğini uygulamaya çalışır, uluslararası mahkemeyi dinlemez, ABD’den talimat alır, dünyada ne kadar Yahudi ve Siyonist olmayan insan varsa hepsi ölmeye layıktır…diyen gözü dönmüş Netenyahu, Sumud filosunun girişimiyle artık son demlerini yaşıyor. Belki onlar: “Nasıl da durdurduk Sumud’u, hepsini nasıl da hapse attık, tümüne insanlık dışı muamele uyguladık!” diye böbürleneceklerdir. Boşuna böbürlenecekler zira bundan sonra Gazze’ye gidecek gemilerin sayıca, güç olarak daha fazla olacağını, istisnasız dünyanın her ülkesinden mücahitlerin (Aktivistlerin) katılacağı, hiçbir tehditten, hiçbir yıldırmadan korkmayacakları bir günü gelecek. Diyebilirim ki şimdiden hazırlıklar başlamıştır bile.
Mızrak çuvala girmiyor. Şu sözler boşuna söylenmemiştir; “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste”, “Mazumun ahı, tahttan indirir şahı”, “İncitme, incinme”, “Men dakka dukka”…
İsrail, artık yıkılışını seyredecek. Ne ABD, Ne İngiltere, ne Fransa ve ne de diğer Siyonist yanlısı devletler ve devlet adamlarının buna gücü yetmeyecek. Çünkü selin önünde durmak imkânsız hale geldi. Temiz ve huzurlu bir dünya bizi bekliyor.

Gazze’ye Gideceğiz

Surda bir gedik açtık, neden duralım niçin?
Özgür oluncaya dek Gazze’ye gideceğiz
Sumud, bir umut oldu dünya barışı için
İnsaniyet namına Gazze’ye gideceğiz!

Korkutmalar vız gelir, korkusuz tüm canlara
Yaratan: "birleşin" diyor bütün insanlara
Semavat ü zemin şahittir yaşananlara
Zulmü durdurmak için Gazze’ye gideceğiz!

Bütün alem tek yürek, kuvvet oluşturarak
Siyonizme karşı herkesi buluşturarak
Direniş şuurunu her an geliştirerek
Durmadan, dinlenmeden Gazze’ye gideceğiz!

Ümmet Dirilsin!

İki milyar Müslüman neredeler?
Kıyama kalkılsın ümmet dirilsin.
Sinemi dağlatır bağrımı deler,
Tüm nefretler gitsin sevgi serilsin,
Kıyama kalkılsın ümmet dirilsin!

Hani Kur’an hükmü nerde icraat?
Ne oldu bize ki bu hal fecaat,
Hakkın emri olan nerde şecaat?
Gitsin ölüm hali nefes verilsin,
Kıyama kalkılsın ümmet dirilsin!

Bağrımda her an zehirli ok saplı,
Bütün zulümler planlı hesaplı,
İslam ülkeleri meskenet kaplı,
Gönül bahçesinde güller derilsin,
Kıyama kalkılsın, ümmet dirilsin!

Bir avuç Yahudi bir avuç çıyan,
Zalime yandaştır zalime uyan,
Gerçeğe sırt döner yalanı duyan,
Adavetler bitsin dosta varılsın,
Kıyama kalkılsın ümmet dirilsin!

Yeniden Doğuş!

İnsani uyanış gönüller fethi,
Zekânın maddeye galibiyeti,
Faniliğin Hakka teslimiyeti,
Mümindeki iman yeniden doğuş!

Ahlaki davranış hikmetin yolu,
Açılır canlara rahmetin yolu,
Rahmandan uzaklık mihnetin yolu,
Zirvedeki Bayrak yeniden doğuş!

Şerri boğar akıl bocalamadan,
Kinde hasette hiç gecelemeden,
Ulvi saltanatta hecelemeden,
Özgürce düşünce yeniden doğuş!

Erdemin temeli cemiyettedir,
Köleliği atan keyfiyettedir,
Taassup fikirler cehalettedir,
Ba’sü ba’de-l mevttir yeniden doğuş!

Maskesiz hayatlar ilahi yasa,
Dünya güzel olur riya olmasa,
Esfele düşürür haya olmasa,
İnsanları sevmek yeniden doğuş!

Manen mağlubiyet fikren tefessüh,
İlme ilgisizlik aklen tefessüh,
Dine yabancılık zikren tefessüh,
Medeniyet yolu yeniden doğuş!

Zincirden azatlık ihya ediyor,
Kalpteki tezatlık imha ediyor,
Ruhtaki fesatlık ifşa ediyor,
Hayattayken ölmek yeniden doğuş!

Paylaş:

5 Beğeni

(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı

Yazıyı Değerlendirin

Sumud, umut oldu! Yazısına Yorum Yap

Okuduğunuz Sumud, umut oldu! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?

SUMUD, UMUT OLDU! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol

Yorumlar

Celil ÇINKIR, @celilcinkir

7.10.2025 16:03:58

Kazım Öztürk’ün kaleme aldığı bu yazı, yalnızca güncel bir politik tavır değil, aynı zamanda bir direniş şiirinin ve bir iman çağrısının içinden süzülmüş bir manifestodur. “Sumud, umut oldu” ifadesi zaten başlı başına bir poetika; çünkü Arapça kökenli sumud, kök salmak, sabit kalmak, direnmek anlamına gelir. Yazı, bu kavramı alıp hem Gazze’nin direnişine hem de insanlığın vicdanına bağlamış.

Burada dikkat çekici olan, yazarın aktüel bir olayı —500’den fazla kişi ve 40 geminin katılımıyla gerçekleşen Gazze filosu hareketini— Kur’an’daki peygamber kıssalarıyla yan yana getirmesidir. Bu, olayın yalnızca bir siyasi hareket değil, aynı zamanda bir iman tecrübesi olarak okunmasını sağlıyor. Hz. Nuh’un tufana karşı gemisi, Hz. Musa’nın Firavun’a karşı direnişi, Hz. İbrahim’in Nemrut’a karşı duruşu, Hz. Peygamber’in müşriklere karşı mücadelesi; hepsi bu çağdaş olayın arka planında bir “arkaik yankı” gibi işliyor. Böylece yazı, politik güncelliği aşarak kutsal bir sürekliliğe eklemleniyor.

Şiir kısmı ise bir marş gibi işlev görüyor. “Gazze’ye gideceğiz” nakaratı, hem bir meydan okuma hem de bir toplu yemin havasında. Şair burada bireysel bir hissiyatı değil, bir kolektif ruhu dillendiriyor: “Bütün alem tek yürek, kuvvet oluşturarak / Siyonizme karşı herkesi buluşturarak.” Bu satırlar, yalnızca duygusal değil, aynı zamanda politik bir çağrının şiirsel formu.

Ardından gelen “Ümmet dirilsin!” bölümü, metnin en kritik kısmı. Yazar, İslam dünyasının sessizliğini ve dağınıklığını açıkça eleştiriyor. “İki milyar Müslüman neredeler?” sorusu bir retorik değil, vicdanları sarsan bir tokat. Burada garip olan şu ki: bu şiir, yalnızca İsrail’e karşı değil, aynı zamanda İslam dünyasının uyuşukluğuna da bir isyan.

“Yeniden doğuş” başlıklı bölüm ise yazının umuda açılan kapısı. İnsanlığın yeniden dirilişi, ahlaki bir silkiniş ve kalbi fesattan, aklı cehaletten, ruhu nifaktan kurtarmak olarak resmediliyor. Burada şiir, Gazze’nin dramını aşarak evrensel bir çağrıya dönüşüyor. Artık mesele yalnızca “Gazze’ye gitmek” değil, “insanlığın yeniden doğması.”

Sonuçta bu metin, üç farklı damar taşıyor:

1. Gazze gerçeği ve güncel direniş hareketi
2. Kur’anî kıssalarla inşa edilen tarihsel ve kutsal süreklilik
3. Şiirsel marş formunda bir çağrı ve imanlı bir umut

Kalburabastî Efendi’nin bakışından dersek: Bu metin, kahvehanede domino taşı devrilir gibi değil; taşın altına el koyup mazlumun yanında durma kararlılığını simgeliyor. Evet, “Sumud, umut oldu.” Ama bu umut, yalnızca Gazze için değil, insanlığın yeniden yüzüne bakabilmesi için bir imtihan. Zira tarihin hükmü bellidir: mazlumun ahı, aheste aheste çıkar, zalimin sarayını temelinden sarsar.

Vesselam

Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri namı diğer Celil ÇINKIR