0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
239
Okunma

Modern çağ, görünmez iplerle birbirine bağlanmış bir sahnedir. İnsanlar sahnenin ortasında dans ederken, perde arkasında kimsenin fark etmediği bir mekanizma onları yönetir. Bu mekanizma, öyle karmaşık ve incelikli çalışır ki, çoğu zaman bir kandırılma olduğunu bile anlamayız. Sistem soğukkanlıdır, karanlıktır, ama en tehlikeli yanı, alttan alta gülümseyerek bizimle oynadığını hissettirmemesidir.
Gözünüzün önüne bir alışveriş merkezini getirin. Raflar, ışıklar, sesler, her biri özenle tasarlanmış bir tuzak. “Sadece bakıyorsunuz” der gibi görünür, ama aslında her adımınız planlanmıştır. O yeni ürünü almak istemeniz tesadüf değildir; beyninize sızmış bir mesaj, sizi o yöne yönlendirmiştir. Ve siz buna kendiniz karar verdiniz sanırsınız. İşte modern çağın tuzağı budur: size özgürlük, seçim, hatta irade varmış gibi gösterir; ama ipler hep başkasının elindedir.
Sahte özgürlükler, en ince örülen ağlardan biridir. İnsan, kendini karar verme özgürlüğüne sahip sanır. Hangi üniversiteye gideceğini, hangi iş alanını seçeceğini, hangi şehirde yaşayacağını belirler. Ama tüm seçenekler, sistemin çizdiği sınırlar içinde kalır. “Seçiyorsun” sanırsın, ama aslında sistemin sunduğu tuzaklar arasında dolaşırsın. Ve fark edemediğin tek şey, sınırların kendi ellerinde olduğunu düşünmendir. Bu ironi, kahkaha gibi derin ve acıdır.
Medya, modern çağın en güçlü tuzaklarından biridir. Haberler, diziler, sosyal medya hesapları… Hepsi birer manipülasyon aracıdır. Sıradan bir olay, ekranlarda öylesine büyütülür ki, insanlar gerçekleri unutur. Öfke, korku, hayranlık… Duygular, düşünceyi ele geçirir. Ve biz, hangi gerçeğin önemli olduğunu artık duygularımızdan öğreniriz. Böylece sahte gündemler birer kukla gibi beynimize işlenir. Farkına varmadan, kendimizi yönlendirilmiş bir tiyatronun oyuncusu olarak buluruz.
Ekonomik sistem de ayrı bir tuzaktır. “Kazanç, başarı, mutluluk” vaat edilir; ama o zincirler hep görünmezdir. İnsanlar borçlanır, krediye girer, tüketir. Tüketim, bağımlılık yaratır ve öyle bir alışkanlık haline gelir ki, özgürlük arayışı hep ertelenir. Üzerinizdeki iplerin farkına vardığınızda, çoğu zaman çok geçtir. Sistem bunu bilir ve sessizce güler. İşte bu, modern çağın ironik zekâsıdır: zincirler görünmezdir ama etkisi büyüktür.
Siyasi tuzaklar da aynı mantıkla işler. Liderler, vaatlerle halkı büyüler. “Herkese eşitlik, herkese refah” derler. Ancak vaatler ya gerçekleşmez ya da sadece küçük bir grubun çıkarına hizmet eder. İnsanlar, yine de bir sonraki seçimde aynı sahneyi tekrar izlemek için gelir. Çünkü umut satışı, modern çağın en kazançlı pazarıdır. Ve burada, ironik olan şey şudur: umudun kendisi, manipülasyonun bir parçası hâline gelir.
Bu tuzakların en karanlık yanı ise fark edilmesinin zor oluşudur. Modern çağ öyle ustaca tasarlanmıştır ki, insan kendini kandırılmış hissetmez. Her şey mantıklı görünür; öyle ki, kimi zaman kendi aldatıldığını kabul etmektense, gerçekle yüzleşmeyi erteler. İnsanlar kendi zincirlerini görmez, sadece onları varmış gibi hisseder. Korku ve rahatlık iç içedir: Daha az düşün, daha çok tüket, daha çok telaşlan… Ve sen buna “yaşam” dersin.
Ama işin en acı tarafı, sistemin fark edilince bile kolay kolay yıkılmamasıdır. Modern çağ bir labirenttir; tuzaklar iç içe örülmüş, görünmezdir. Çıkış yokmuş gibi gelir. Ama ironi burada da devam eder: Labirentte kaybolanlar gülümser, çünkü labirentin farkında olanlar, kaybolmuş olmayı da kabullenir. Sistem gülümser, insanlar kaybolur, hayat devam eder.
Ve evet, bazen gülümsemek kaçınılmazdır. Çünkü fark ettiğinizde, sistemin zekâsına hayran kalırsınız. Tüm bu karanlık, tüm bu karmaşa, öyle incelikle kurulmuştur ki, gülmeden edemezsiniz: “Vay be, iyi kurmuşsunuz.” Ama gülümseme farkındalığı getirir. Ve farkındalık, modern çağın en güçlü düşmanı olur. Çünkü bir kişi fark ettiğinde, zincirlerinden en az birini koparmış demektir.
Modern çağın tuzağı, görünmez zincirler ve sahte özgürlüklerle örülmüş bir labirenttir. İçine girdiğinizde, sistemin ironik zekâsına hayran kalırsınız, karanlığında kaybolur gibi hissedersiniz, ama sonunda fark edersiniz: Bu labirentten çıkış yoktur demek, aslında zincirlerin sizin zihninizde olduğunu fark etmemek demektir. Ve zihnini çözen bir kişi için, hiçbir güç artık geçerli değildir.
Erol Kekeç/01.10.2025/Sancaktepe/İST