0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
495
Okunma
Ameliyat
Bir an için, zamanın durduğunu hissetti. Bir hastane odasının bekleme salonunda, bir sandalyeye oturmuş, duvarı izliyordum. Duvar saati vardı, ama akrep ve yelkovanı hareket etmiyordu sanki. Sadece saniyeler ilerliyor, her tıkırtısı kalbimin ritmini bozuyordu. Ben Deniz, ve bu saat, hayatımın en uzun saniyelerini sayıyordu.
Ameliyathanenin kapısı, o an için bana bir uçurumun kenarı gibi görünüyordu. Her açılışında, bir hemşire ya da doktor çıkıyordu. Onlar konuşuyor, aileleriyle bilgi paylaşıyordu. Ben ise sadece bekliyordum, sıranın bana gelmesini. Elimdeki telefon, arkadaşlarımın, ailemin mesajlarıyla doluydu. "Merak etme, her şey yoluna girecek", "Dualarımız seninle". Bu mesajlar beni rahatlatmak yerine, üzerimdeki baskıyı daha da artırıyordu. Sanki bu mesajlar, her şeyin yolunda gitmemesi durumunda bir beklenti yaratıyordu. İçimdeki sesler susmak bilmiyordu. Bir yandan, "Ya ameliyat iyi gitmezse?" diyordu, diğer yandan ise "Her şey yolunda gidecek, sadece birazdan başlayacak yeni bir hayatın eşiğindesin" diyordu. Sanki iki farklı insan gibiydim. Birisi, korkularıyla beslenen, diğeri ise umutla ayakta duran.
Kapı yeniden açıldı. Genç bir doktor, elinde bir dosya ile çıktı. Adımı söyledi. "Deniz Akgün?" diye sordu. O an, bir anda tüm sesler sustu. Korkular, umutlar, endişeler, hepsi bir anda sessizliğe gömüldü. Ayağa kalktım, derin bir nefes aldım ve onun yanına yürüdüm. O an, bir kuşun kanat çırpışı gibiydim. Sadece özgürleşmek istiyordum.
Kapıdan içeri girdiğimde, beyaz ve steril bir dünya ile karşılaştım. Orada, bembeyaz bir çarşafın üzerinde yatan bir hasta değildim, sadece yeniden doğmak için yola çıkan bir yolcuydum. Gözlerimi kapattım. Saat artık önemli değildi. Saniyeler, dakikalar, hepsi birer anlamını yitirmişti. Sadece ameliyat bitince yeniden açılacak olan o kapı vardı. Ve ben, o kapıdan yepyeni bir Deniz olarak çıkmak için hazırdım.
Kamil Erbil